Haber Merkezi
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekilli Mehmet Emin Ekmen, DEM Parti heyetinin Abdullah Öcalan ziyaretiyle ilgili Habertürk ekranlarında değerlendirmelerde bulundu. Ekmen, “Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan önceki sürecin en uzun süreli taşıyıcılığını yapanlardan oldu. Önceki süreci bilen iki hafızanın gönderilmesi aynı zamanda başarısız kalan bir önceki sürece dair bir muhasebenin yapılma arzusuna da işaret ediliyor. Şimdi, önceki süreçte hiç rol almamış iki kişi gidecek olsa ‘Öcalan'ın bunlarla geçen sefer şunu söyledim ama beni dinlemediler, bunu yapmak istedik ama olmadı, şurada devlet bize yeteri kadar alan açmadı ama burada da örgüt beni dinlemedi’ gibi bir değerlendirme yapması daha zor ve uğraştırıcı olurdu. Ben bu anlamda bu iki ismin bu aşamada seçilmiş olmasının bir önceki süreç tecrübesinin bugüne taşınma isteğinin bir yansıması olarak okunabileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE KONULACAK İRADE TÜM BÖLGEYİ OLUMLU ETKİLER
Suriye'de 1,2 milyon Kürt nüfusun olduğunu vurgulayan Ekmen, Türkiye'de bulunan Kürt nüfusun Suriye’nin en az 10 katı fazla Kürt olduğunu dile getirerek, “2013'te Türkiye'de Kürt meselesini çözebilmiş olsaydık, Suriye'deki Kürtlerin de durumu daha olumlu seyredebilirdi. Orta Doğu'da en büyük Kürt nüfusu Türkiye'dedir. Bu nüfus Türkiye'nin tamamıyla; İstanbul, Ankara, Batı Trakya'daki Çorlusu'yla, Tekirdağ'ıyla, Edirne'siyle hemhal olmuş bir nüfustur. Buradaki bir çözüm, burada konulacak bir irade, Irak için de, Suriye için de, yeri gelir İran için de hem Kürtler için hem Türkiye için olumlu sonuç üretir. O yüzden dün Suriye ön koşularak sürecin bozulmuş olmasını doğru bulmadığım gibi, bugün de sürecin Suriye'ye endekslenecek olma ihtimalini doğru bulmam” değerlendirmesinde bulundu.
ROBOSKİ İLE YÜZLEŞİLMEDİ
Yayına bağlanırken 28 Aralık gecesi yapılan bir yayında Şırnak-Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyü'nde yaşanan katliamının anılması gerektiğini hatırlatan Ekmen, şunları kaydetti; “Bir hafta önce kaymakamla maç yapmış ve jandarmanın bilgisi dahilinde sınır ihlali yapan 34 genç savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürülmüştü. Bu konuda Sayın Erdoğan ‘Ankara'nın karanlık dehlizlerinde bu davanın kaybolmasına izin vermeyeceğiz’ demiş olmasına rağmen bugün itibariyle yargısal bir faaliyet ile bu olay aydınlatılamadı. Mecliste kurulan birçok komisyon keza 15 Temmuz yargılamaları gibi birçok özel ve spesifik yargılama sürecinde de bu hususta kamuoyunu tatmin edici bir bilgi bizimle paylaşılmadı. Doğrusu Dersim'le kolayca yüzleşen bir siyasi iradenin, Roboski ile ilgili bir yüzleşmeyi yaşamamış olmasına dair çelişkiyi hatırlatalım, kurbanları da rahmetle analım. Bir miktar da Kürt meselesinin ne olduğunu hâlâ sorgulayan ve böyle bir mesele var mı yok mu, neyi eksikti, neyi fazlaydı diye soran arkadaşlara da, Cumhuriyetin 90’ıncı yılında, 2011 yılındaki bu faciaya ilişkin okumaların bile yeterli bir bilgi oluşturabileceğini söyleyelim.”