Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer; yerel TV ve radyolarda gerçekleşen ortak canlı yayının konuğu olarak; Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe’nin moderatörlüğünde, Dünya Gazetesi Mersin Bölge Temsilcisi Fahriye Kutlay Şenyurt ile Gazeteci Ahmet Özdemir’in ülke ve Mersin gündemine ilişkin sorularını yanıtladı. Program, Başkan Seçer’in kısa süre önce vefat eden kardeşi Uğurcan Seçer’e vefat ve baş sağlığı dilekleri ile başladı. Kaya Tepe’nin ‘Kendinizi siyasette nasıl tanımlıyorsunuz?’ sorusuna Başkan Seçer, “Aslında bu sorunun cevabı yaklaşık 9 ay önce yapılan seçimlerde ortaya çıktı. Mersin’de sandıktan uzlaşı çıktı. Herkes bir siyasi figür üzerinde ortaklaştı ve hangi siyasi gelenekten gelirse gelsin Cumhuriyet Halk Partili Vahap Seçer etrafında birleşti. Kullandığınız lisan, uygulamalar, kentte sağladığınız sinerji, adaletli hizmetler, söylem dilinizin kapsayıcı ve kucaklayıcı barış dili olması; işte bütün bunlar sandıktan yüzde 60 oy olarak çıktı” dedi.
“SOSYAL POLİTİKALARA BÜTÇEYİ YÜZDE 80 ARTIRARAK 1,5 MİLYAR TL YAPTIK”
2025 bütçesinde sosyal politikalara ayırdıkları rakamın bilgisini paylaşan Seçer, “Biz, 2024 yılında sosyal politikalara 830 milyon TL para harcadık. 2025 yılı için yüzde 80 artırdık ve sosyal politikalara yaklaşık 1,5 milyar TL pay ayırdık. 119 milyon TL olan tarımsal desteği 215 milyon TL’ye çıkardık. Hangi noktalara dokunacağımızı biliyoruz. Biz insanlara sadece yardım yapalım istemiyoruz, onların üretmesini istiyoruz. Türkiye’nin üretmeye, istihdama ve insanların çalışmasına ihtiyacı var” dedi. Özdemir’in; Büyükşehir Belediyesi’nin Refakatçi Evi Dosthane başta olmak üzere eşi olmayan birçok projeye imza attığını söylemesi üzerine de Seçer, “Bu hizmet Türkiye’nin hiçbir yerinde yoktu. Kente 200-300 kilometre uzak köylerimiz var. Örneğin Ayşe Hanım Gülnar’dan geldi kızını ameliyat ettirdi, nerede kalacak? İşte Mersin Büyükşehir Belediyesi var. Kimseyi araya sokmaya gerek yok. Bizim en büyük özelliğimiz ayrımcılığı, aracılığı ortadan kaldırdık. Onun için Teksin Alo 185 var. Biz Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni Teksin üzerinden yönetiyoruz” diye konuştu. ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ alanında yapmış oldukları hizmetlere dair de konuşan Seçer, Büyükşehir Belediyesi Eğitim ve Öğretimi Destekleme Kurs Merkezleri’nde LGS ve YKS’ye hazırlanan 8 binin üzerinde öğrenci olduğunu ifade etti. Kaynak kitap desteğinden deneme sınavlarına ve LGS öğrencilerine verilen öğle yemeği hizmetine kadar eğitimi her alanda desteklerinin vurgusunu yapan Seçer, “Mersin’de eğitimli nüfusu ne kadar artırabilirsek, iyi üniversitelerde ne kadar çok çocuğumuzun eğitimini sağlayabilirsek kente o kadar fayda sağlarız. ‘Marka kent olacağız!’ diyoruz. Marka kent; bilim insanı, iyi siyasetçi, şampiyon sporcu, romancı, sanatçı, büyük ve vizyonel iş insanları yetiştirerek olunur. Yetiştirdiğiniz insan gücüyle marka kent olunuyor” dedi. Kentteki resmi nüfus ile fiili nüfus arasında yüzde 30-35 fark olduğunun da altını çizen Seçer, 6 Şubat depreminin ardından Mersin’de yaşanan süreçten söz etti. Depremin ardından Mersin’in ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edilmesi için çok ses yükselttiklerini de kaydeden Seçer, şehrin bu statüye alınmadığını hatırlattı. Yeni altyapı yatırımları, yeni su kaynakları ve kanalizasyon sistemleri gibi konularda EBRD, IBRD, IFC ve AFD gibi kuruluşlarla görüşmeler yaptıklarını ifade eden Seçer, Pamukluk Barajı için IBRD’den hibe bulduklarını ancak, kent ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edilmediği için bunun iptal olduğunu sözlerine ekledi. Seçer, “DSİ ile yeniden konuştuk. ‘Biz tamamını yapalım ama hibe olmaz. Siz arıtmayı da bırakın, biz yapalım. Biz sizi borçlandırırız. Bunu ödersiniz bize.’ dediler. Yani bizim 100 milyon Euro hibe gitti. Bunu şimdi Mersin ödeyecek. DSİ yapacak ama ben hiç para ödemeden bunu yapacaktım. Biz Mersin’i ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan ettirmiş olsaydık, hibe paketinden sadece Pamukluk için değil birçok konuda destek alırdık” diye belirtti.
“MERSİN BÜYÜKŞEHİR, MALİ DİSİPLİNİ SAĞLANMIŞ BİR BELEDİYE”
Seçer, 2019 yılında Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimini devraldıklarında, belediyenin ve iştiraklerinin o günkü döviz kuruyla TL cinsi borcunun 530 milyon dolar olduğundan söz ederek, bu borcun şu anda 284 milyon dolar olduğunu ifade etti. Seçer, “Bu da 9 milyara yakın bir para demektir. Yani 5 yıl hizmet etmişiz, bunun yanında da 9 milyar lira bizle alakası olmayan, önceki dönemde bize fatura edilmiş bedeller ödemişiz. 250 milyon dolar borç azalmış. Onun için çok rahatız. Mersin Büyükşehir Belediyesi, mali disiplini sağlanmış bir belediye” dedi. Gazeteci Fahriye Kutlay Şenyurt’un SGK tarafından Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketlerine e-haciz konulması hakkındaki sorusunu yanıtlayan Seçer, asıl konuşulması gerekenin borcun neden geçmişte ödenmediği olması gerektiğini belirtti. Seçer, “SGK’nın Türkiye’de alacağı her 10 liranın 1 lirası belediyelerin, yani sen 9 lirayı tahsil ettin her şeyi hallettin de gözü bize mi diktin SGK? Zaten bir kararname ile kaynağından, Maliye’den kesiyorsun. Acaba bize uygulanan bu kadar katı kurallar Cumhur İttifakı’na mensup belediyelere uygulanıyor mu? Uygulanmıyor mu?” dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılı içerisinde 1 milyar 227 milyon TL vergi ve SGK primi ödediğini aktaran Seçer, “Bu hesap dönüyor. Bu hesap durağan bir hesap değil. Doğal olarak bu kadar pandomim koparacak bir durum söz konusu değil. Biz şimdi müracaatımızı yaptık, bir yapılandırma tabi ki vade farklarını koyacaklar, bize ‘Karşılığında teminat verin’ dediler. Devlet, devlet kurumundan teminat istiyor, ona da ‘Tamam’ dedik. Cuma günü olağanüstü olarak meclisi topladık. Şimdi kendilerine sunduk, onlardan haber bekliyoruz. Ama öyle bir telaşa mahal yok bizde” diye konuştu.
“BİZ GELİR OLARAK TÜRKİYE’NİN İLK 6’SINDA OLAN BİR BELEDİYEYİZ”
Seçer, merkezi hükümet tarafından uygulanan e-haciz kararının özellikle vatandaşların yararlandığı sosyal hizmetleri etkileyip etkilemeyeceğinin sorulması üzerine ise, “Hayır, hiçbir sıkıntı yaratmayacak. Bizim iştiraklerimizle birlikte 2025 yılı bütçemiz 40 milyar lira. Mersinliler şundan emin olsunlar; gerçekten, belediyelerinin mali disiplini ön plandadır, ne yaptığını bilen bir belediyedir. Stratejik plana, yatırım programına harfiyen uyulur. Herkes ne yaptığını, nerede, ne işlem yapılacağını biliyor. Hangi ay nerede, hangi yatırımlara başlanacak, nerede, ne devam edecek, hepsine hakimiz. Mersinler bu konuda rahat olsunlar. Ne SGK ile ne vergi dairesi ile ne de diğer alacaklılarımızla bizim bir problemimiz yok. Bizim de alacağımız var. Biz gelir olarak Türkiye’nin ilk 6’sında olan bir belediyeyiz” diyerek yanıt verdi. Büyükşehir ve MESKİ’nin yatırımlarının hız kesmeden devam ettiğini dile getiren Seçer, Mersin’in tüm ilçelerinde gerekli olan altyapı çalışmalarını tamamlayacaklarını söyledi. Söz konusu yatırımlar için hibe ve geri ödemeli krediler temin ettiklerine dikkat çeken Seçer, projelerin bir çoğunun hayata geçmesi için Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın onayını beklediklerini söyledi.
“BİR DÖNEMİ BAŞLATIYOR, BİR VİZYONU ORTAYA KOYUYORUM”
Konuşmasının devamında Metro Projesi hakkında da bilgi veren Seçer, ilk 5 yılık görev süresi içerisinde Meclis tarafından verilmeyen borçlanma yetkisi ve devamında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın imza vermekte gecikmesi nedeni ile gecikmenin yaşandığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüştüğünü ve Şimşek’in ekonomik tedbirler dolayısıyla yurtdışı borçlanmalara sıcak bakmadıklarını söylediğini aktaran Seçer, “Biz Mersin merkezde iki projenin Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Genel Müdürlüğü’nden onayını aldık. Şu anda Strateji Ve Bütçe Başkanlığı’nda, yatırım programına alındığı zaman kredisini de ayarladık. Ben 3 yıl önce Mersin halkına; ‘Biz Mersin’de raylı sistemler dönemini başlatıyoruz’ dedim. Raylı sistemler demek; yer altı metrosu, hafif raylı, tramvay demek. Biz yaklaşık olarak 13,4 kilometre ile başladık. Bir önceki dönemde bu projeler çalışılmaya başlanmış. Yatırım programına aldık ve temelini attık. Ama şu anda Mersin’in yaptığımız çalışmalarla beraber 45 kilometrelik raylı sistem projesi var. Devlette devamlılık esastır. Ben bir ucundan metroya başlarım, ağır ilerler ama tramvay 2 yılda tamamlanır. Bir sonraki dönem Türkiye’de ekonomik olarak iyi bir tablo olursa, rahat borçlanabilir ve projeyi yapabiliriz. Raylı sistemler 3-5 yıllık projeksiyonlar değil. Ama ben bir dönemi başlatıyor, bir vizyonu ortaya koyuyorum” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞ SESİNİ DUYURAMIYOR”
Mersin Büyükşehir tarafından ulaşım alanında hayata geçirilen projeler hakkında da bilgiler veren Seçer, D-400 Karayolu’nun bu bölgeye yakışmadığından ve Çeşmeli-Taşucu Otoyol Projesi’nin de 2 ileri 1 geri şeklinde hiçbir ilerleme kaydetmediğinden söz etti. Çeşmeli-Taşucu Otoyol Projesi’nin 3. kez değiştiğinden ve bu 3. projenin de 100’den fazla evi ortadan kaldırıp, MESKİ’nin içme suyu deposunu ve çiftçinin tarımsal sulama depolarını yok ettiğinden bahsetti. Bu projenin çevreye de ciddi zarar verdiğini dile getiren Seçer, “Vatandaş benim yanıma geldi; ‘Başkanım sesimizi duyuramıyoruz’ dedi. Bu insanların sesine bir kulak verin. Orada kaş yapacağım derken göz çıkartmanın da alemi yok” dedi.
“1000 YENİ SOSYAL KONUTU VATANDAŞLARIMIZA SUNACAĞIZ”
Sosyal Konut Projesi’nin hangi aşamada olduğuyla ilgili yöneltilen soruya da Seçer, şöyle yanıt verdi: “Bu ekonomik sıkıntı içerisinde özellikle emeklilerin, yeni evlenme hazırlığı içerisinde olan gençlerin çok ilgi gösterdiği bir konu. Bizim şu anda Tarsus Hürriyet Mahallesi’nde Tarsus Belediyesi ile iş birliği halinde 300 dairelik toplu konut çalışmamız devam ediyor. 2025 yılı içerisinde bunun temelini atacağız. Yine Toroslar bölgesinde belediyemize ait; Cumhuriyet Evleri olarak anılan bölgede 150 konutluk bir çalışmamız var. Biz, 5 yılsonuna kadar 1000 yeni sosyal konutu vatandaşlarımıza sunalım istiyoruz. Kısa süre içerisinde projeleri neticelendirip temellerini de atacağız.” Sahile ikinci bir okuma salonu da kazandıracaklarını yineleyen Seçer, sahil şeridinde yaşadıkları tahsis sorunlarına da değindi. Seçer, “İkinci okuma salonunu Mersin İdman Yurdu Meydanı ile Hilton Otel arasına yapacağız. Çevre Bakanlığı’yla benden önceki dönemden mahkemelik bir durum var. O bölgelerin bize devrinin yapılması gerekiyor. Buradan sesleniyorum; ‘Bir an önce bu sorunun ortadan kalkmasını istiyoruz’. Ben çocuklara ikinci okuma salonunu yapacağım. Projesi hazır. 2 yıldır bekliyoruz. Umut ediyorum çözeceğiz ve 2025 yılı içerisinde oraya ikinci bir okuma salonu yapacağız” dedi. Mersin’in en önemli sorunlarından olan imar planlarının çok önemli bir bölümünün tamamlandığını ve 25 yıllık problemin çözüme kavuşturulduğunu ifade eden Seçer, merkez ilçelerin tamamında Büyükşehir’in sorumluluğunda bulunan 1/5000’lik planların bittiğini, ilçe belediyelerinin yapması gereken 1/1000’lik planların da tamamlanma aşamasında olduğunu söyledi. İmar planları ile birlikte yeni iş sahalarının hayat bulacağına dikkat çeken Seçer, “Akdeniz ilçemizde 2 bin 500 hektarlık alanı iş sahası olarak açtık. Umut ediyorum, önümüzdeki yıl orada da çok hızlı bir çalışma olur ve 1-1,5 yıl içerisinde Mersin’de işyeri için arsa sorununu ortadan tamamen kaldırmış oluyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ GEÇİM SIKINTISIDIR”
Türkiye’nin gerçek sorununun ekonomi olduğuna vurgu yapan Seçer, “Asgari ücret 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Herkes haklı olarak isyan ediyor, ‘Biz bu asgari ücretle nasıl geçineceğiz’ diyor. Asgari ücret bu ülkede yüzde 30 arttı, Mersin Büyükşehir Belediyesi ise sosyal politikalara ayırdığı payı yüzde 80 artırdı, 830 milyondan 1,5 milyar TL’ye çıkardı. Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan belli” dedi. Ekonomik kriz ve hayat pahalılığının ülkede gittikçe derinleştiğini ve hükümetin açıkladığı asgari ücretin de hiçbir derde deva olmayacağını söyleyen Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak halkın derdine çözüm bulan projeleri artırarak devam ettireceklerinin altını çizdi. Seçer, “Biz belli ki sosyal politikalarda daha farklı ve daha geniş kesimlere hitap etme ihtiyacı duyacağız. İnsanların bize ihtiyacı artacak. Bir sadaka kültüründen bahsetmiyorum. Bir zorunluluktan bahsediyorum. Biz bunlara konsantre olacağız” diye konuştu. Türkiye’nin gerçek gündeminin geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, ekonomi ve istihdam sorunu olduğuna dikkat çeken Seçer, iktidara namzet olan partisi CHP’nin de odaklanacağı konunun ülkenin gerçek gündemi olması gerektiğini söyledi. Seçer, “Vatandaş bizi bununla anmalı. Vatandaşın; ‘CHP ekonomiyi konuşuyor, alternatif sunuyor, CHP’nin ayakları yere basan projeleri var. CHP’li belediyeler sanki iktidar oldukları zaman uygulayacakları politikaların provasını yapıyor. Bravo Mersin Büyükşehir, Adana, İstanbul, Ankara, Aydın, İzmir, Antalya’ya ve tüm belediyelere. Müthiş projeler uyguluyorlar. Bu başkanlar kentlerini bu kadar güzel yönetiyorlarsa neden Türkiye’yi yönetmesinler?’ demesi gerekiyor. Bizim bu güveni vermemiz lazım” ifadelerini kullandı.
SEÇER’DEN İMRALI YORUMU
Seçer, DEM Parti yetkililerinin İmralı görüşmesi ile alakalı bakış açısının sorulması üzerine de şunları söyledi: “Türkiye’de 1980’li yıllardan bu yana bir sorun yaşanıyor. Bu da Türkiye’nin enerjisini alan, can kaybına neden olan, binlerce insanın öldüğü, şehitler verdiğimiz, çok büyük kaynaklar ayırdığımız bir sorun. Bunun kökünden çözülmesi, ortadan kaldırılması hepimizin arzu ettiği bir konu. Ama bugünkü gelişmeler akşamdan sabaha olan gelişmeler değil. Böyle bir senaryo içerisinde sahneler işliyor, oynanıyor, biz de izliyoruz. Tabi olaya siyasi yorum katmak istersem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ya da Türkiye’de bu konuda en radikal söylemi en son söyleyecek siyasetçi söyledi; Sayın Devlet Bahçeli. Çıktı bir teklif ortaya attı. Şu anda da yol alınıyor. Demek ki bunlar daha önce konuşulmuş. Dikkat ederseniz sanki Sayın Cumhurbaşkanı inisiyatif almıyor, Sayın Devlet Bahçeli alıyor, yani süreci o yönetiyor. Asıl iktidar işin peşine takılmış, onu destekliyor gibi bir görüntü var.”
“BU İŞLERİN ŞEFFAF YÜRÜTÜLMESİ LAZIM”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuyla ilgili yaptığı değerlendirmeye katıldığını sözlerine ekleyen Seçer, “Bu işlerin şeffaf yürütülmesi lazım. En azından parlamentoda grubu bulunan ya da bulunmayan, başta ana muhalefet partisi sıfatıyla CHP’nin bu süreçten bilgi sahibi olması gerekiyor ki katkı sunalım. Bugün de İmralı’dan cevap geliyor; ‘ben samimi olarak katkı sunabilirim. Bu konuda açıklama yapabilirim. Muhalefet de katkı sunmalı’ diyor. İmralı’dan gelen mesaj bu. Bugün hükümet yetkililerinin de bizden, yani muhalefetten istediği bu. İyi, güzel, katkı yapılsın ama bizim nereye ne katkı yapacağımızı bilmemiz lazım. Sürecin nasıl işlediğini, bunun içerisinde kimin ne talep ettiğini, kimin ne vermek istediğini bizim bilmemiz gerekiyor ki bir değerlendirme yapalım” diye konuştu. Seçer, Türkiye’nin uzun yıllardır yaşadığı bu sorunun çözülmesini istediklerini kaydederek, “Özünde hepimizin istediği; Türkiye’de bu sorun kökünden çözülsün. Bu bölge netameli bir bölge. Türkiye, Suriye, Irak, İran dörtgeninde Kürt meselesi; bütün bu bölgenin asırlardır konuştuğu, zamanını ve enerjisini aldığı, ülkeleri yoran bir mesele. Bunun Türkiye ayağında, ülkemizde tamamen çözülmesini istiyoruz. Biz nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, etnik yapımız ne olursa olsun Türkiye halkıyız, Türk milletiyiz. Elbette ki etnik, mezhepsel ayrılıklarımız olacak. Bu da topraklarımızın zenginliğidir. Biz, yüzyıllardır kardeşçe nasıl yaşadıysak; yine yaşarız. Siyasiler, siyaset üstü düşünerek bu problemi çözecek” ifadelerine yer verdi. Seçer son olarak yeni yıl dileklerini de iletti ve “Dünyada huzur olsun, kavga, savaş, kan, gözyaşı olmasın. Barışsever bir siyasetçi olarak dileklerim bu yönde. Ülkemde, mevcut iktidar bir an önce daha iyi ve yoğun çalışsın, ekonomik sorunları, hayat pahalılığını çözsün. İnsanlar büyük sıkıntı yaşıyor, geçinemiyor. Bu sorunları da görsün. Kulak arkası yapmasın, göz ardı etmesin. Acılar değil, mutluluklar olsun. Her şey yurttaşlarımızın gönlünce olsun, yeni yılımız kutlu olsun” dedi. 3 Ocak Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunu da kutlayan Başkan Seçer, “Atalarımızla ve Mersinimizle gurur duyuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde küllerinden bir ulus yarattılar. Hepsine şükranlarımızı ve minnetlerimizi sunuyorum. Hepsine çok şey borçluyuz. Biz de başta Ulu Önderimiz olmak üzere atalarımıza layık olmak için çok daha fazla çalışacağız. Ülkemizi çok daha iyi noktalara getireceğiz. Huzurlu bir ülke haline getireceğiz. Türkiye, dünyada bilimle, ilimle ve irfanla rekabet etsin, eğitim seviyesi yükselsin. İnsanlar bizden kültürle, sanatla, uluslararası başarılarla söz etsin. Biz onun için çaba göstereceğiz. Umarım 2025 yılı tüm insanlık için iyi gelecek” şeklinde konuştu.