Necdet TAŞ
Türkiye'de milyonlarca emekli, Ocak 2025 dönemi için maaşlarına yapılacak zam oranını merakla bekliyor. Enflasyon oranları, toplu sözleşme görüşmeleri ve refah payı gibi faktörler, zam oranını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle emekliler, geçim standartlarını koruyabilmek adına yapılacak açıklamaları yakından takip ediyor. Temmuz 2024 döneminde emeklilere yapılan zamlar, enflasyon oranlarının yüksek seyretmesi nedeniyle önemli bir gündem maddesi olmuştu. En düşük emekli maaşının 10 bin 500 TL'ye yükseltilmesi ve ortalama yüzde 20 oranında yapılan zam, emeklilerin bir nebze olsun rahatlamasını sağlamıştı. Ancak, artan hayat pahalılığı ve enflasyonun devam etmesi, emeklilerin gözünü Ocak 2025 zammına çevirmesine neden oldu.
“TEK İSTEĞİMİZ KİMSEYE MUHTAÇ OLMADAN YAŞAMAK”
Emekliler, artan enflasyon karşısında alım güçlerinin korunması için adil bir zam oranı bekliyor. Özellikle en düşük emekli maaşıyla geçinmek zorunda olan emekliler, maaşlarının asgari ücret seviyesine yükseltilmesini talep ediyor. 2025 yılı için emeklilerin beklentilerini dile getiren Tüm Emekliler Derneği Tarsus Şube Başkanı Mehmet Bülent Gözener, emeklilerin karşılaştığı ekonomik zorluklara dikkat çekerek, 2025 yılı zammında TÜFE’ye ek olarak seyyanen 10 bin TL’lik bir artışın zorunlu hale geldiğinin altını çizdi. Tek isteklerinin kimseye muhtaç olmadan insanca yaşamak olduğunu vurgulayan Gözener, “Sanırım bu da bizim hakkımızdır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin emeklilerin gerçek enflasyon oranını yansıtmamaktadır. Tüfe zamları emeklilerin maaşlarını eritmiştir ve eritmeye devam etmektedir. Maalesef emeklilerimizin alım gücünün çok düştüğünü maaşını almadan çarşıya, pazara gelen zamlarla ne yapacağını bilemez hale gelmiştir. İğneden ipliğe her şeye zam gelmektedir. Emeklinin pazara gidecek durumu bile kalmamıştır. Biz emekliler olarak taban maaşın asgari ücret seviyesine yükseltilmesini ve intibak yasasının çıkartılmasını istiyoruz. Zam yapılacağı zaman ülkenin ekonomik durumu bahane ediliyor. Peki bu durum da biz emeklilerin suçu nedir? Emekliler olarak 25-30 yıl prim ödemiş vatandaşlar olarak hayatımızın bu son döneminde rahat bir yaşam hakkımız yok mu?” diye sordu.