Haber Merkezi
Çok sayıda avukatın katılımıyla Mersin Baro Odasında düzenlenen basın açıklamasında konuşan Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “İnsan hakkı mücadelesi verdiği sırada, savaşın son bulması için çırpındığı, barışı, adaleti, insanca yaşamı savunduğu sırada, 28 Kasım 2015 tarihinde, karanlık güçler tarafından katledilen barış elçisi Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi’yi, katledilişinin 4. yılında anmak ve hala aydınlatılmamış olan cinayetin etkin, bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturulmasını bir kez daha talep etmek için bugün burada, bir araya gelmiş bulunmaktayız. Av. Tahir Elçi vurulmadan dakikalar önce yaptığı basın açıklamasında, ‘Bu tarihi bölgede; birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede; insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun, diyoruz’ demişti ve ardından başına isabet eden kurşunla öldürüldü. Bundan tam 4 yıl önce Diyarbakır’da dört ayaklı bir minarenin önünde sadece bir insan değil; tüm insanlık, kadınlarımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin, henüz doğmamış bebeklerin yaşam hakkı, adalet, hukuk, barış kurşunlandı” ifadesini kullandı.
“TAHİR ELÇİ CİNAYETİ, İNSAN HAKLARININ ALTINA DÖŞENEN MAYINDIR”
Av. Tahir Elçi’nin yaşamı boyunca hak ihlallerine karşı, çok sayıda faili meçhul cinayetlerin ve gözaltındaki kayıpların aydınlatılması için en önde mücadele eden insanlardan birisi olduğunu belirten Yeşilboğaz, “Av. Tahir Elçi, kendisine yönelik baskılara rağmen mücadelesinden vazgeçmemiş bir hukukçuydu. O sadece bir baro başkanı, bir avukat değil, barış toplumunu inşa etmek için mücadele veren örnek bir hukukçuydu. Dönemin iktidar sahipleri, 'Bu cinayeti aydınlatacağız' dediler. Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen, Diyarbakır’ın ortasında, güpegündüz işlenen cinayete yönelik soruşturma dosyasında tek bir şüpheli bile maalesef yok. Hala katliamda yer alan katil ya da katiller ortaya çıkartılmadı. Tahir Elçi'yi vuran kurşunun hangi silahtan çıktığı tespit edilmedi. Tüm deliller karartıldı. Cinayetin aydınlatılması yönündeki hukukçuların ve kamuoyunun baskısına rağmen soruşturma etkin yürütülmedi, açılan dosya sürüncemede bırakıldı. Tahir Elçi cinayetinde fail, meçhul değildir. Demokrasiyi içselleştirenlerin vicdanını yaralayan Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılmaması, hukuk sistemimizin kara lekesi, siyasi güdümlü hukukçuların hukuksuzluğudur” şeklinde konuştu. Tahir Elçi cinayetinin, insan haklarının ve sevgi toplumunun altına döşenen bir mayın olduğunu ifade eden Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Bugün Tahir Elçi’nin hesabını soramazsak, yarın daha çok Tahir Elçi kaybedeceğiz. Mersin Barosu olarak, Cinayeti işleyenlerin, azmettirenlerin ve üstünü örtenlerin karşısında, hukuk kazanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Tahir Elçi’nin yarım kalan mücadelesi, mücadelemiz olmaya devam edecek. Barış ve adalet; hala tek umudumuz, tek çaremiz, tek yolumuz. Biz yılmaz hukukçular, öldürülmekle bitmeyeceğiz. Mersin Barosu olarak, Av. Tahir Elçi’yi bir kez daha saygıyla ve rahmetle anıyoruz” diye konuştu.
“MESLEĞİMİZ ORGANİZE SALDIRI ALTINDA”
Öte yandan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ın da bulunduğu 25 baro başkanı yaptığı ortak yazılı açıklamada, avukatlara yönelik artan saldırıları kınayarak, “Devlet, savunma hakkının etkin şekilde kullanılması için mesleki faaliyetlerini sürdüren avukatlara, uslu çocuklar yaratmak için dizayn etmek adına, yargı üzerinden sopa göstermekten vazgeçmeli, kanuna ve hukuka aykırı olarak tutulan meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi. Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün son 10 yılda, 2 defa Türkiye’deki avukatlara ithaf edilmesinin tesadüf olmadığının, son dönemde yaşanan gelişmelerle bir kez daha ortaya çıktığını belirten Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Yaşananlar göstermektedir ki; mesleğimiz ve meslektaşlarımız, yine organize bir saldırı altındadır. Baktıkları dosyalar ve müvekkilleri üstünden kategorize edilerek, avukatlar hakkında işlem yapılmaktadır. Gaziantep’te haklarında kesinleşen mahkeme kararı olmayan 11 meslektaşımız dosyalara bakmaktan yasaklanmıştır. Yine Gaziantep’te 1 meslektaşımız, baktığı dosyalar ve müvekkilleri sebebiyle gözaltına alınarak tutuklamaya sevk edilmiş ve adli kontrolle serbest bırakılmıştır. Son olarak İzmir Barosu’na kayıtlı bir meslektaşımız, tamamen avukatlık faaliyetleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, kanuna aykırı hakimlik kararı ile evi, arabası, bürosu aranmış ve sorguya sevk edilerek tutuklanmıştır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, MHP Eskişehir Milletvekili Metin Sazak, müvekkilleri için savunma yapan avukatlara “İt sürüsü” diyebilecek cesaret ve cüreti kendisinde bulabilmiştir. Savunma hakkından bihaber birinin, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeliği yapmasındaki ironi bir yana, bu söylemin siyasi iktidarın avukatlara bakışını yansıttığının da farkındayız. Avukatları, müvekkilleri ve dosyaları üzerinden kriminalize eden bu anlayışa karşı açıkça ifade ediyoruz ki; avukatlar, ne müvekkilleri ile ne de müvekkillerinin işledikleri iddia edilen suçlarla ilişkilendirilebilir. Hiçbir avukat, mesleğini yaptığı gerekçesi ile yaptırıma tabi tutulamaz” diye konuştu.
“USLU ÇOCUK OLMAYACAĞIZ”
Yeşilboğaz açıklamasında, “Devlet, savunma hakkının etkin şekilde kullanılması için mesleki faaliyetlerini sürdüren avukatlara, uslu çocuklar yaratmak için dizayn etmek adına, yargı üzerinden sopa göstermekten vazgeçmeli, kanuna ve hukuka aykırı olarak tutulan meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Aşağıda imzası olan barolar olarak bir kez daha ve yüksek sesle ilan ediyoruz; baskılarınız, yargı üzerinden tehditleriniz, hukuka aykırı işlem ve kararlarınız, bizi mesleğin onurunu savunmaktan ve savunma hakkına sahip çıkmaktan döndüremeyecek. Tarihimizin hiçbir anında, hiç kimseyi avukatsız bırakmadık, bundan sonra da bırakmamaya kararlıyız. Karanlık ve avukatlara düşman bir ideolojiden beslenenlere karşı, mesleğimizi ve meslektaşlarımızı savunmak konusunda bir an olsun tereddüt etmeyeceğiz. Ve herkes bilsin ki; avukatlar, güç odaklarına tapınanlar ve onların emir ve talimatlarından çıkmayan kem söz sahiplerine inat, haklar ve özgürlükler mücadelesinden, bağımsız yargı idealinden, demokrasi talebinden, meslektaşlarına sahip çıkmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyecek. Avukatları teslim almayı, vazgeçirmeyi ve susturmayı asla ve asla başaramayacaksınız” ifadesini kullandı.