Haber Merkezi
Ülkemizdeki tekçi rejimin kronik hastalığı olan ‘sorgulayan insandan korkma’ hastalığı nedeniyle, dördüncü kuvvet olan basının, hukuk kullanılarak susturulmaya çalışıldığını vurgulayan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, 2018 yılında olduğu gibi 2019 yılında da 157. sıraya demir attı. Türkiye, tutuklu gazeteci sayısında dünya ikincisi. Eleştiren, gerçeği yazan muhalif gazetecilerin, sırf susturulmak ve sindirilmek amacıyla akıl almaz, asılsız iddialarla haklarında soruşturma açılarak tutuklandığı bir dönemdeyiz. Bunun son dönemdeki en çarpıcı örnekleri Cumhuriyet ve Sözcü Gazeteleri ’ne yönelik operasyonlar ve cezalardır. Araştırmacı gazeteciliğin cezalandırıldığı tek ülkeyiz. Sansür her geçen gün daha da tırmanışa geçmektedir” dedi.
“MUHALİF GAZETELER BASKI ALTINA ALINIYOR”
Muhalif gazeteler ayrıca, sistematik olarak ekonomik anlamda baskılanarak ilan alanının dışına itilmek istenerek cezalandırılıyor. Bir yandan da yandaş medya yaratılarak halkın gerçeği bilmesi engellenmekte ve basın sadece propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. Bu tablo, otoriter rejimlerin gazetecilere ve ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve şiddeti nasıl normalleştirilmeye çalıştığını, medya üzerinde her geçen gün daha da baskı kurarak demokrasiyi hiçe saydığını gözler önüne sermektedir. Ancak bilinmelidir ki, ‘sorgulayan insandan korkma’ hastalığının baş belası olan özgür basını, hiçbir baskı ve sindirme çabaları susturamayacaktır” ifadesini kullandı. Gazeteciler ve ifade özgürlüğü üzerindeki korkutma ve sindirme döngüsünün son bulmasının, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasının, hukuk devleti ve demokrasi ilkesi adına aciliyet meselesi olduğunu belirten Yeşilboğaz, “Şeffaf bir toplumun yaratılmasında öncü görevi üstlenen gazetecilerin özgürlüğü, toplumun özgürlüğü demektir. Halkın doğru bilgiye ulaşması, demokrasinin işlemesinde önemli bir unsurdur. Basının özgür olmadığı, ifade özgürlüğünün tutuklandığı bir ülkede, hukuk, adalet ve demokrasi kavramları işlemiyor demektir. Gazeteciler üzerindeki sistematik baskılar son bulmalıdır. Tüm engellemelere, baskılara rağmen halka doğru bilgiyi ulaştırma ve aydınlatma mücadelesinden ödün vermeyen tüm basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, 10 Ocak’ların gerçek anlamda kutlanabileceği günler için Mersin Barosu avukatları olarak, demokrasi ve özgürlük mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi belirtirim” diye konuştu.