Haber Merkezi
HDP Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, Kızılay’da yapıldığı iddia edilen yolsuzlukları meclis gündemine taşıdı. Milyonlarca insan her yıl dünya çapında yaşanan doğal afetlerden etkilenmektedir. 24 Ocak 2020 Elâzığ Sivrice merkezli 6,8 şiddetiyle meydana gelen deprem sonrası Kızılay’ın depreme ne kadar hazırlıklı olduğu sorusu kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olduğunu ifade eden Turan, “Kızılay’ın deprem bölgesindeki insanların mağduriyetlerini gidermek için faaliyetlerini yürütmesi beklenirken, Kızılay Başkanı’nın deprem sonrası sosyal medyadan yardım istemesi, doğrudan para toplama gayreti içine düşmesi, kamu vicdanını rahatsız etmiş ve tepkiyle karşılanmıştır. Bu durum, Kızılay’ın yaşanabilecek bir afet karşısında hazırlıklı olmadığını göstermektedir” dedi.
“KIZILAY PARAVAN OLARAK KULLANILIYOR”
Diğer taraftan Kızılay’ın, yardımlaşma ve dayanışma misyonunundan uzak bir şekilde yolsuzluk, vergi kaçırma gibi konularla gündeme geldiğini hatırlatan HDP’li Turan, “Öyle ki Başkent Gaz şirketi 27.12.2017 tarihinde Kızılay’a 8 milyon dolar bağış yapmış, bu paranın 7.925.000 doları, iki gün sonra 29.12.2017 tarihinde Ensar Vakfı’na aktarılmıştır. Yaşanan bu durum, önceden planlanmış açık bir vergi kaçırma olayıdır ve 5904 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yasalaştırılmıştır. Belirtilen kanun ile iktisadi işletmeler hariç olmak üzere, Türkiye Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamının, beyan edilen gelirlerden indirebilmesi hükme bağlanarak vergi kaçırmanın önünün açıldığı görülmektedir. Örneğin Başkent Gaz gibi şirketler, Kerem Kınık’ın Kızılay’a başkan olduğu 2016 yılından itibaren Kızılay’ı paravan olarak kullandığı ortadadır. Hem vergi kaçırılmış hem de İslami vakıflara yardım edilmiştir. Kızılay’ın 2013 yılında 88,1 milyon TL olan bağış ve yardım gelirlerinin 20 kat artışla 2016 yılında 1 miyar 173 milyon TL, 2018 yılında ise 3 milyar 346 milyon TL’ye yükselmesi tesadüf değildir. Özellikle ekonomik krizin başladığı yıllarda Kızılay’ın bağış ve yardım gelirlerinin muazzam derecede artış göstermesi Kızılay’ın vergi kaçırmak için paravan olarak kullanıldığı iddialarını güçlendirmektedir. Kızılay’da başta başkan olmak üzere bütün yönetim kademelerinde görev alan kişilerin dayanışma ve yardım esası konusunda öncelikle gönüllü olmaları gerekir. Ancak bu kişilerin yüksek oranda maaş aldığı yönünde haberler Kızılay’ın gönüllü yardımlaşma esasıyla çelişkilidir. Ayrıca Kızılay başkanı Kerem Kınık’ın oğlu Furkan Kınık’ın da Genç Kızılay başkan yardımcısı olması, kamuoyunda dikkat çekmekte kurumun bir aile şirketi gibi yönetildiğini gözler önüne sermektedir. Kızılay’ın kurumsal kimliğinin ve misyonunun birtakım çevrelerce vergi kaçırmak, yolsuzluk gibi sebeplerle kirletilmesi kabul edilemez. Yaşanan yolsuzluklar örtbas edilmemeli, kamuoyunun merakla beklediği sorular şeffaf ve adil bir anlayışla cevaplandırılmalıdır. Vergi kaçırmak için Kızılay’ın bir paravan şirket olarak kullanılması engellenmelidir. Kızılay’ın itibarının yardım ve dayanışma esasına göre yeniden düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü Kızılay’da gerçekleşenler sadece basit bir yolsuzluk değil aynı zamanda sosyolojik olarak dayanışma ilişkilerinin çıkarcı bir kesim tarafından kullanılması anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.