Yeşilboğaz: “Karaduvar için çok tehlikeli bir karar!


Mersin’in Akdeniz ilçesi Karaduvar Mahallesi’nde yapılması planlanan polipropilen tesisi ÇED raporunun 10 Mart 2020 tarihinde onaylanması ve 27 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Karaduvar Mahallesi’nin özel endüstri bölgesi ilan edilmesinin ardından, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can ortak basın açıklaması yaparak, tesisin Karaduvar’da yapılmasının yaratacağı olumsuzluklar hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Yeşilboğaz, alınan kararın kentin tarımı, ekonomisi, çevre ve insan sağlığı açısından çok tehlikeli olduğunu vurguladı. Can ise, polipropilen tesisinin Karaduvar’da yapılmasının yaratacağı tehlikeyi gözler önüne seren raporu Yeşilboğaz’a sunarak, “Tesise karşı değiliz, sadece seçilen alanın doğru olmadığını görüyoruz” dedi.

 

Tarih : 2 Nisan 2020 Perşembe 14:13

Haber Merkezi

Mersin Baro Odasında gerçekleşen basın açıklamasında konuşan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Karaduvar’da polipropilen tesisi yapımının yasalaşmasının çok tehlikeli bir karar olduğunu vurgulayarak, “Karaduvar, Kazanlı ve Adanalıoğlu bölgesi, tarım arazilerinin en çok bulunduğu, balıkçılığın çok gelişmiş olduğu bir bölge. Yakın zamanda da bu bölge turizm ve kültür bölgesi olarak ilan edilmişti. Aynı zamanda limanın hemen yanında yer alıyor. Maalesef bu üç beldemizin olduğu yer makus talihinden hiçbir zaman kurtulamamıştır. Belki de Adana Havaalanına ve diğer otoyollara ulaşımı nedeniyle de bu bölgeyi her zaman için sanayi bölgesi ilan etmişler, tarım arazilerinin, yaşam alanlarının ortasına çevre etkileri gözetilmeden zararlı sanayi kuruluşlarını konumlandırmışlar. Orada tarım bölgesi ve insanlar ciddi anlamda zarar görmektedir. Bu tesisin bize ne kadar faydası olacak? Ne kadar zararı olacak? Bunun bir muhasebesini yaparsak; bu tesisin Karaduvar’a yapılmasının bölgeye ve kente faydasından çok, zararının olduğunu açıkça görebiliyoruz. Zararın bir tanesi; Mersin’in Ana Konteyner Limanı olma şansını elden kaçırıyoruz. Bu ekonomimize ve istihdama ciddi anlamda bir darbedir. İkincisi; oluşabilecek sızıntı nedeniyle insan sağlığı tehlikeye girecek. 5 milimetreden küçük plastiklerin olması ve sızıntının en iyi teknolojiyle dahi hiçbir şekilde engellenemeyeceğini gözlemliyoruz. Çevreye ve insanlığa, sağlık anlamında ciddi zararlar verecek. Soğutma suyu için de bizim yeraltı kaynaklarımızı kullanacaklar. Onlar da birer zarar olarak düşünüldüğünde, o zaman zararın daha fazla olduğunu düşünüyoruz” ifadesini kullandı.

“YATIRIMI KÖKÜNDEN REDDETMİYORUZ”

Tesisi kurma çabasında olanların kenti yanlış söylemlerle ikna etmeye çalıştığını belirten Yeşilboğaz, “Bu tesisin yapımına kenti ikna etmek için şöyle deniliyor: ‘Yatırımlar kente getiriliyor ama çevre örgütleri ve sivil toplum örgütleri buna karşı çıkıyor. Bu kentin gerçekten fabrikalaşmaya, sanayileşmeye, insanların istihdam edilmeye ihtiyacı var. Önümüze de böyle bir teknolojik yatırım getiriliyor. İnsanlar burada istihdam edilecek, insanların burada para kazanmasını sizler istemiyor musunuz?’. Bu söylemi kabul etmiyoruz çünkü biz bu yatırımı kökünden reddetmiyoruz. Sadece eleştirisel bir bakış açısı getiriyoruz. Tesisin ekonomiyi ve istihdamı artıracak, aynı zamanda çevresel felakete neden olmayacak, Mersin Limanı’nın ve Mersin Serbest Bölgesi’nin gelişmesine engel olmayacak bir bölgeye yapılmasını talep ediyoruz. Eleştirmezsek doğruyu hiçbir zaman göremeyiz. Yanlışa başladığınız zaman, sonradan yanlışı düzeltme şansınız maalesef olmuyor. Biz doğanın sadece insanlar olarak küçük parçasıyız. Doğaya hükmedemeyiz. Doğayı yenmeye çalışamayız. Doğayı yendiğimiz anda zaten savaşı kaybetmişiz demektir” diye konuştu. Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz,  Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi’nin konuyla ilgili hazırladığı raporu inceleyip, gerekli girişimleri yapacaklarını sözlerine ekledi. 

“SERBEST BÖLGE GELİŞİM ALANI OLARAK SÜRDÜRÜLMESİNİ İSTİYORUZ”

Daha sonra açıklama yapan Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can,  “Mersin’de yapılmak istenen polipropilen tesislerinin ÇED nihai dosyası çıkmış ve bölge özel endüstri bölgesi ilan edilmiş durumdadır. Odamızın gerçekleştirmiş olduğu bir değerlendirme raporu var. 2018 Aralık ayında 385 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararı ile bölgemizde bir polipropilen tesisi yapılması kararı çıktı. Daha sonra Eylül ayında da ÇED başvuru dosyası çıktı. Bu dosyada tesisin Mersin Serbest Bölge ile Karaduvar Mahallesi arasındaki Tekfen Holding’e ait bir özel mülkiyette yapılmak istendiğini gördük.  En önemli vurgu şu; 1/100 bin çevre düzeni planı ve 1/5 bin Nazım İmar Planında bölgenin bir kısmı sanayi depolama alanı, bir kısmı da Serbest Bölge gelişim alanı olarak belirlenmiş ve yürürlüğe girmiş. Fakat bu yatırım bu planlara aykırı bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilmek isteniyor. Bu alan Serbest bölge gelişim alanı iken, sanayi depolama alanı iken, polipropilen tesisi Mersin Ana Konteyner Limanı’nın kare kısmında yapılmak istenen bir proje. 10 Mart 2020 tarihinde de nihai ÇED raporu bakanlık tarafından onaylandı ve kamuoyuna sunuldu. Biz raporu aldık inceledik ve değerlendirmemizi yaptık. Biz alanın, planlarda olduğu gibi serbest bölge gelişim alanı olarak sürdürülmesini, diğer kısmının da sanayi depolama alanı olarak işlenmesini istiyoruz” dedi.

“YOKSA MAHALLELERİ TAŞIMAK ZORUNDA KALACAĞIZ”

27 Mart tarihinde Karaduvar’ın özel endüstri bölgesi ilan edildiğinin bilgisini veren Can, “Tekfen Grubu’nun Sanayi Bakanlığı’na başvurusu ile birlikte Cumhurbaşkanlığı kararı çıktı. Karaduvar’ın özel endüstri bölgesi ilan edilmesinin ana nedenlerinden birisi; bürokrasiyi azaltmak, projeyi hızlandırmak ve teşvik kurlarından yararlanmak. Plan değişiklikleri yapıldıktan sonra proje inşaatına başlanacak. Projeyi ekonomik ve sosyal yönüyle değerlendirdiğimiz zaman, ülkemizin %90-95’inin plastik hammadde ihtiyacını ithal ediyoruz. Plastik üretimi tabiki gerçekleştirilmeli. Biz yatırımın tamamına karşı değiliz. Mersin’de bu yatırım yapılabilir, neden yapılmasın? Fakat tesis için seçilen alanın doğru olmadığını, alternatif yerlerin de değerlendirilmediği, alternatif yer arayışında olunmadığını görüyoruz. Bizim talebimiz, Mersin’de Organize Sanayi Bölgelerinde uygun bir yer seçilip, bu yatırımın oraya yapılmasıdır. Yatırımın Karaduvar’ın en yakın konuk mesafesine 60 metre uzaklıkta yapılması ÇED raporunda yazıyor. ÇED raporunda yayınlanmış güvenlik bantları var. Bunlara katılıyoruz. Fakat 60 metre mesafede olan bir yerde yatırımın yapılması bizleri tedirgin ediyor. Zaten bölge, ağır sanayilerin olduğu bir bölge. Çünkü bölgede petrol rafineri tesisleri de var. Sanayi altyapısının olduğunu düşünmüyoruz. Organize Sanayi Bölgesinin altyapı ve üstyapı sistemlerine uygun olan alanlardan yapılmasını ve diğer sanayi bölgelerinin de uygun yerlere taşınma ihtimali varsa taşınmasını talep ediyoruz. Çünkü bunu yapmazsak, o bölgedeki mahalleri taşımak zorunda kalacağız. Polipropilen tesisinin Karaduvar’da yapılacak olmasıyla, Mersin Ana Konteyner Limanı ile birlikte ülkenin ithalat ve ihracat dengelerinin sağlayıp, cari açığını kapatacak bir yatırımın önüne geçilmiş olmuyor mu? Biz bu soruyu sormak istiyoruz. Burada tartışılması gereken en önemli kısım şu; Polipropilen tesisi yapıldığı zaman ekonomistler cari açık kapanışının gözlemleneceğini söylüyor. Fakat tesisin yapılmak istendiği bölgede,  zaten serbest bölgesi ve limanıyla birlikte Türkiye’de ithalatın ve ihracatın dengelenmesi için gerekli faaliyetler zaten gerçekleştiriliyor”  diye konuştu.

“ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN CİDDİ TEDİRGİNLİĞİMİZ VAR”

Polipropilen tesisinin çevre ve insan sağlığına vereceği zararları anlatan Sinan Can, “Soğutma suyu bunların en önemlisi. Soğutma suyu Deliçay’dan temin edilecek. Yetmediği takdirde yeraltı kuyularından faydalanılacak. İlla denizin olduğu bir ortama ihtiyaç duyulmadığını da görüyoruz. Tesis için daha uygun kara parçalarında, yanından beslenebilecek derelerin ya da kaynakların olduğu yerler seçilebilir. Bizim söyleyebileceğimiz en önemli unsur, 5 milimetrenin altında olan plastiklerin kayıp kaçaklarla birlikte denizel ortamı, alıcı ortamı kirleteceğidir. Buna mikro plastik diyoruz. Akdeniz havzasında mikro plastikle birlikte kirlilik kaynağının görüldüğü yerlerden birisi, Mersin ve Adana arasındaki bölgedir. Mikro plastiğin en büyük kaynağı, karasal kaynaklar. Bu fabrika ile birlikte mikro plastik oranının,  nehirlerimizin ve derelerimizin denizlerle buluşmasından, denizel ortamlarda artacağını düşünüyoruz. Mikro plastik denizi kirlettikten sonra balıkların bünyesine, balıklarla birlikte insanların bünyesine geleceğinden dolayı bir reaksiyon gerçekleşebileceğini  söyleyebiliriz. Akdeniz’ in sıcaklığı 16-17 santigrat derece. Soğutma suyunun da yaklaşık 30-40 santigrat derece arası denize verilmesi olanağı var. Böylece 16 ile 40 santigrat derece arasındaki o sıcaklık farkını deniz dengelemeye çalışacak. Denizel ortamdaki çevre dengesi de bozulacak. Burada en önemli verilerden birisi şu: Tatlı suyla tuzlu suyun sıcaklık farklılıklarıyla birlikte karışması. Deliçay denizle buluştuğu zaman yine tatlı suyla tuzlu su buluşuyor fakat sıcaklık dengesi var. Ama tesis faaliyete geçtiğinde durumda, sıcaklık dengesi olmayacak. Hava kirliği noktasında değerlendirecek olursak, azotlu ve karbon bileşiklerinin doğaya verilmesi hava kirliliklerine neden olacaktır. Baca gazı filtre sistemlerinin uygulanacağından bahsediliyor. Fakat öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, söylenen söze bile gerçekten inanmak ya da çevre adına kaygı duymamak elde değil. Katı atık problemi diğer bir problem. Bunlar mevzuatlar çerçevesinde çözülebilir ama tehlikeli dediğimiz kül atıklarının ne olacağı konusunda ciddi anlamda bir tedirginliğimiz var” şeklinde konuştu.

“ÇALIŞTAY YAPILMALI”

Kentin dinamiklerini bu konuda duyarlı olmaya davet eden Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can,  “Eski plana göre Ana Konteyner Limanı yapılsa, Serbest Bölge burada gelişimini tamamlamış olsa ne kadar insan istihdam edilir? Polipropilen tesisi ile ne kadar istihdam sağlanır? Bu konuda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, MESİAD, Ticaret Borsası, Deniz Ticaret Odası gibi ekonomi gruplarının araştırma yapıp kamuoyuna sunması,  belirsizliğimizi de ortadan kaldıracaktır. Bu tesis Mersin’i ilgilendiren bir konu olduğu için kentimizin bütün paydaşları, özellikle ilçe belediyelerimiz, Akdeniz Belediyesi, bakanlıkların il müdürlüklerinin görüşlerini kamuoyuna sunması gerekiyor. En azında ortak bir noktada buluşabiliriz. Kentimizde bu konuyla ilgili çalıştay yapılmalı. Mersin için yapılacak en uygun yönteme beraber karar verelim” ifadesini kullandı.

 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA