Tüm dünyayı etkisi olan korona virüs salgını dolayısıyla Türkiye’de de birçok tedbir uygulanıyor. Tedbirler kapsamında yurt dışından gelen veya getirilen vatandaşlar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı yurtlarda karantinaya alınıyor. Bu kapsamda Mersin’de de bugüne kadar 7 ülkeden gelen binlerce vatandaş karantinaya alınırken, şu anda da Suudi Arabistan'dan getirilen vatandaşların karantinası devam ediyor. İhtiyaçları Mersin Valiliği koordinesinde İl Sağlık Müdürlüğü, AFAD, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Türk Kızılay tarafından karşılanan Türk vatandaşları, odalarda tek kalıyor. Tüm ihtiyaçları giderilen misafirlere, hijyen seti, kişisel bakım ve temizlik malzemesi desteğinde de bulunuluyor. Ayrıca sağlık ekipleri tarafından düzenli olarak vatandaşların ateşleri ölçülerek, sağlık kontrolleri yapılıyor. Her gün dezenfekte işleminin de yapıldığı yurtta, Türk Kızılay ekipleri de vatandaşlara sıcak yemek dağıtıyor. Ramazan ayı dolayısıyla 5 öğün yemek dağıtan ekipler, vatandaşlara sınırsız internet, kantin ve psikolog imkanları da sunuyor. Ayrıca 3 çocuklu ailenin de katıldığı yurtta, çocukların sıkıntılarını gidermek için bazı etkinlikler de yapılıyor.
ÇOCUKLAR KARANTİNANIN NEŞE KAYNAĞI OLDU
30 Nisan'da Suudi Arabistan'dan gelen 2 çocuklu Aslan ailesinin de Mersin Kız Yurdunda karantinaları devam ediyor. Kendilerinin ve çocuklarının bütün ihtiyaçlarını karşılayan yetkililer, ayrıca çocukların can sıkıntısı gidermek içinde bazı dönemlerde etkinlikler yapıyor. Eşi ve 2 çocuğuyla birlikte karantinada olduklarını kaydeden anne Meryem Aslan, "Suudi Arabistan’dan geldik. Eşim orada berberlik yapıyordu. Son günlerde çok sıkıntı yaşadık ve gelmeye karar verdik. Eşyalarımızı topladıktan sonra Mersin’e geldik. Bir süredir burada karantinadayız ve her şeyden çok memnunuz. Her şey çok güzel. Devletimizden Allah razı olsun. 4 aydır oradaydık zaten. Son 2 ayımız karantinada geçti. Korona virüs salgını başladıktan sonra biz dışarı çıkmadık. Yoğun tedbirler aldık. Orada sıkıntı yaşamaya başlayınca ve çocuklar da sıkılınca Türkiye’ye gelmeye karar verdik” şeklinde konuştu. Karantinanın güzel geçtiğini kaydeden Aslan, “Sağ olsunlar bize çok iyi bakıyorlar. Her şey için çok teşekkür ederiz. 3 öğün yemeğimizi getiriyorlar, çamaşırlarımızı yıkıyorlar, temizliğimizi gündelik yapıyorlar. Her imkanı sunuyorlar. Burada bulunmayanları dışarıdan da getiriyorlar. Her şey için çok teşekkür ederiz. İnsanlar da bu dönemde dikkatli olmalı. Evden çıkmayın. Hijyene, çocuklarınıza dikkat edin. Bu dönemde evden çıkmamak ve sosyal mesafe çok önemli. Herkes bu konulara dikkat ederse salgın bir an önce biter” dedi.
"ALMANYA'DAN ZİNCİRDEN ÇIKMIŞ DELİLER GİBİ GELDİK"
Almanya’dan gelen ve karantinası biten 67 yaşındaki Elife Yurdal ise Türkiye’de çok güzel karşılandıklarını söyledi. Yolculuklarının ve karantinanın çok güzel geçtiğini kaydeden Yurdal, “Her şeyden çok memnunuz. Önce kendi bayrağımız altında olmak bizim için çok güzel bir mutluluktu. Almanya’dan zincirden çıkmış deliler gibi çıktık geldik. Orada hapis miydi değildi. Orada daha serbestti, bu kadar sıkı değildi. Ancak kendi ülkem gibi hiçbir yer olmuyor. 23 Nisan’da geldik, karantinamız bitti. Biz buraya diyoruz ki karantina değil burası ikinci baharını yaşayan bizlerin dinlenme kampı gibi oldu. O kadar güzel geçti. Personel olarak da çok mutluyduk arkadaşlar olarak da çok mutluyduk. İnşallah bu salgını da bir an güzelliklerle bitiririz. Gene nefesimiz kadar yakın olan evlatlarımıza sarılmaya başlarız. Şu anda tek isteğimiz odur” diye konuştu.
"BURADA SANKİ EVİMİZDE GİBİYDİK, OTEL GİBİYDİ"
Almanya’dan gelen ve karantinası biten şehit annesi 63 yaşındaki Kezban Önder de 40 yıl Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptıklarını dile getirdi. Virüsten önce de çocuklarının yanına Almanya’ya gittiğini belirten Önder, “Almanya’da da bir hafta karantinada kaldım. Test sonuçları negatif gelince eve geçtim. Oradaki karantina kaldığımız odalar çok küçüktü ve o odadan hiç dışarı çıkmıyorsun, hiç kimseyi görmüyorsun. Orada sadece hemşireler senin yemeğini getiriyor, masaya bırakıyor daha sonra gelip alıyorlar. Orada gördüğün sadece hemşirenin kapıdan girip ve çıktığı. Başka kimseyi görmüyorsun. Burada sanki evimizde gibiydik, otel gibiydi. Orayla, burayı karşılaştırdığımız zaman burası bam başka bir şey” ifadelerini kullandı. 14 günlük karantina dönemini de anlatan Önder, “Her birimiz başka şehirden olmasına rağmen çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Herkes burada kendini anlattı. Güzel dostluklarımız oldu. Burada dualarımızı yaptık. Çok güzel bir dönem geçirdik. Dolu dolu 14 gün bitti. Vatandaşlarımıza çağrım, büyüklerimizin dediği gibi evlerimizde kalalım. Bunu hem kendimiz için hem de başkaları için yapmalıyız. Sağlık için ne deniyorsa yapmak zorundayız. Devlet büyüklerimizden de Allah razı olsun” şeklinde konuştu. Daha önce yurtta hiç kalmadığının altını çizen Önder, “İlk defa yurt gördüm. Burası bana otel gibi geldi. İmkanım olursa tekrar buraya gelmek isterim. Öğrencilerle sohbet etmek, bu odada benim kaldığımı söylemek isterim. Almanya’da 6 yıl önce sattığım evi de ziyaret ettim, sahipleriyle sohbet ettim. Eğer burada da böyle bir imkan olursa, yine gelir kapıyı çalarım. Görmek isterim benim karantinada yattığım yatakta kim yatıyormuş diye. Bundan da çok mutlu olurum” dedi.