image

Okunma : 27  Tarih : 29.01.2025  E-Mail : 

 
Harun Arslan

MERSİN’İN “ SURİYELİLER ” HİKAYESİ - 1

Nüfusun yalnızca 40 bin olduğu yıllarda, Mersin’de Çamlıbel’de doğdum. Çocukluğum, okul yıllarım hep Mersin’de geçti.

O yıllardan hatırlarım; çocukluk ve okul arkadaşlarım ve komşularım Türk, Arap, Kürt, Hristiyan, Musevi, Alevi, Sünni idi. Onlarla herhangi bir dil, din, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden, hatta bunun  sözünü bile etmeden birlikte yaşadık.

 

Mersin bilindiği gibi, göçle gelen insanların oluşturduğu bir yer. Herkesin göçle gelmiş olduğu bir gerçek. Kimi biraz önce, kimi biraz sonra…

Nüfusun 40 bin olduğu yıllardan sonra da göçler sürmüş her yöreden insan Mersin’e gelmiş, yerleşmiş ve nüfus milyonun üzerine çıkmıştır.

Biz eski Mersinliler bu hoşgörü, barış, herkesi kabullenme ve sevgi duyguları ile yetiştirildik ve yaşadık.

Mersin Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Hıristiyanların, Sünnilerin, Alevilerin iki asırdır birlikte, barış içerisinde yaşadığı bir kenttir. Mersin aynı zamanda Türkiye’nin tüm illerinden göçle gelen insanların, burada kendilerini bir gün bile yabancı hissetmeden yaşadığı bir şehirdir.

Bugüne kadar bunca farklılığa karşı, gündelik hayatta bunu hiç mesele etmeden yaşayan insanların evidir Mersin; burada insanlarımız arasında farklılığa dayalı herhangi bir çatışma, hatta gerilim olmamıştır. Hemşeriler, kendi geçim kaygıları içinde barış, kardeşlik, karşılıklı birbirini kabullenme duyguları ile yaşamışlardır.

*                      *                      *

Şehirde gezinirken Ulu Cami’den ya da Muğdat Hazretlerinin sessiz bir nur içinde dinlendiği Muğdat Camiden yükselen ezan seslerine, Katolik ya da Ortodoks Kilisesinden çan sesleri karışır ve siz gökyüzüne bakarak hepimiz için, yeryüzünde yaşayan tüm insanlar için Allah’a dua eder, şükredersiniz.

Mersin budur; bu şehir sizi öylesi kıymetlerle giydirir, sever ve korur.

Mersin’de yaşayanların her kesimden dostları vardır.

Bu dostlarınızla kimi zaman camide, kimi zaman kilisede, kimi zaman cem evinde ve kimi zaman da ayırımsız herkesin yattığı mezarlığımızda karşılaşırsınız.

Mersin öyle bir yerdir ki her dil, din, ırk, mezhepten hemşeriler birbirlerine en küçük mesafe koymadan kuşaklar boyu iç içe yaşarlar…

Mersin 200 yıldır göçle gelen insanlara kucak açmış bir şehir.

Mersin’de 200 yıldır herkes iş ve aş bulmuş, barış içerisinde yaşamıştır.

Her türlü zenginliğe sahip bu kentte herkesin paylaşabileceği ve herkese yetecek ekmek var.

*                      *                      *

 

Son olarak da savaştan kaçan Suriyeliler Mersin’e geldiler.

Suriye’nin benim hayatımda önemli bir yeri vardı.

Suriye’ye gezilerin ve Suriye’den gelenlerin revaçta olduğu, bundan 15 yıl önceki günlerde sıklıkla tatilimi Suriye’de geçirmiştim. Özellikle Halep beni çok etkilemişti. Orada çok güzel dostluklar kurdum. Her zaman kendimi ülkemde gibi hissettim.

Bir başka ülkede hem kendi kültürünüzü, hem de kendi kültürünüze yakın farklı bir kültürü yaşıyorsunuz.

 

Suriye’de gördüğüm dostluğu ben de burada Mersin’e gelen Suriyelilere gösterdim. Onlara yardımcı olmaya çalıştım.

 

Kentimize turist olarak gezmeye gelenler şimdi zorunlu olarak, ölüm korkusu ile bir savaştan kaçıp, evlerini terk ederek geldiler.

Maalesef bu süre içerisinde onları anlamak, onlarla hoşgörü ile kaynaşmak,  yardımcı olmak, onların yaşamlarını kolaylaştırmak için yeterli çaba gösterdiğimizi söyleyemeyiz. Halbuki göçle gelen insanların oluşturduğu bu kent,  farklı kültürel geleneklere hoşgörü ve barış anlayışını gösterse de,  onlar bugün zorunlu göçle gelen bu insanlara aynı ilgiyi gösteremedi.

 

Suriyelilerin ilk geldiği dönemde Mersin Ticaret Odası ve Esnaf Odası’nın Suriyelilerin Mersin ekonomisine zarar verdiği şeklindeki demeçleri de bir Suriye karşıtlığını körükledi.

Suriyelilere karşı tepkilerin Mersinde başta milliyetçi ve mezhepsel olduğunu kabul edelim. Daha sonra yaşam biçimleri, kalabalık gruplar halinde görünmelerini söyleyebiliriz. Tabii bir de Hükümet karşıtlığı!

Hükümetin dış politikasına karşı olmak gibi kısmen anlaşılabilir nedenler, iktidar bir konuda ne tutum alırsa derhal onun karşısında durmak gibi bir kör siyaset anlayışı… Somut konunun içeriği, siyaset dışı yanları ve doğrudan insanlığı test eden düzeyleri düşünülmeden tutum almak, insanı en beklenmedik yerlere savurur. Bu meselede de böyle oldu: Kendilerini sosyal, demokrat, insandan yana, savaş karşıtı, hümanist ve aydınlanmacı sayan bir kesim, savaş mağduru bu sığınmacı kardeşlerimize adeta düşman muamelesi yaptı

 

Meselenin çok küçük ölçekte “ Ötekiyle ilişki” ; “Farklı olanı reddetme” gibi felsefi ve psişik yönleri elbette dikkate alınmalıdır; ama buradan faşizan bir tutuma savrulmak, sığınmacıların bizim kültür ve inanç dünyamıza yakınlıkları, sayısız akrabalık bağlarıyla kurulan ilişkiler falan bir kalemde silindi ve marjinal birkaç olay üzerinden de körüklenen bir NEFRET siyaseti bu kesime hakim oldu. İşin ekonomik yanı falan konuşmaya değmez; ülkeye giren yetişmiş işgücü, kalifiye eleman sayısı ve özellikle Mersin ekonomisine katılan büyük bir sermaye ve teknolojik birikim konusunda ilgili kesimin dürüstçe konuşması gerekir. Biliyorum ve hepimiz biliyoruz: Bu nefret siyasetini besleyen asıl güç siyasettir; bizler siyasetin insan için yapıldığını unuttuk ve ülkedeki hemen her konuyu gündelik siyasetin faydacı mantığına teslim ettik. Bu kör tercihler sonrasında kimlerin kimlerle kol kola siyaset yaptığı ise büyük bir ders olarak tarihe yazıldı.

Özetle: Mesele gündelik siyasetin ötesine uzanan yanlarıyla düşünülmeli, insani tercihleri ve değerleri içeren yanları göz ardı edilmemeli idi; bu açıdan bir kesim vatandaşımız bu sınav yıllarını kötü geçirmiştir. Konunun  varsa politik eleştirisi sonuna kadar yapılarak, ama insanı ve onun acılarını inkar etmeden, savaş karşıtlığının değerlerini çiğnemeden ve Marx’ın söylediği gibi “ İnsanî olan hiçbir şey bana yabancı değildir“  cümlesini yitirmeden …

Hayat  bütün insanlığı da, ülkemiz de, Mersin’imizi de  benzer acılardan ve sınavlardan uzak kılsın.

 

HARUN ARSLAN…

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 


 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA