Adem GÜNEŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (#MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından online platformda düzenlenen Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor Buluşmalar serisinin ilkine konuk oldu. Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi ve Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Recep Zıpkınkurt ile birlikte konuk olduğu buluşmada Kızıltan, Ekonomi gazetecileri ve izleyenlere Mersin ekonomisi hakkında bilgi verdi. Kanal Ekonomi Youtube kanalında da canlı yayınlanan, EGD Başkanı Celal Toprak ve ekonomi gazetecilerinin katıldığı, sorularıyla destek verdiği, Mehmet Uluğtürkan’ın moderatörlüğünü yürüttüğü toplantıda pandemi sürecinin kent ekonomilerine ektileri de değerlendirildi.
“MERSİN’DE PANDEMİDE DE DURMADI”
Mersin’in ekonomik potansiyelinden bahseden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Sadece kendisine değil hinterlandındaki üreten şehirlere de hizmet eden, lojistik anlamda lojistik hizmeti veren bir kent Mersin. Dış ticaret açığı vermeyen bir kentiz. Pandemi sürecinde limanımız iyi çalıştı, ihracatımız arttı. Mersin Limanı, kapasitesinin üzerinde çalışıyor. Aslında bu da irdelenmesi gereken bir konu. Enerjide sanayi tüketiminde önemli bir artış var. İlk 9 ayda sanayide elektrik tüketiminde yüzde 33’lük artış var. Ticarethanelerde ise yüzde 11 düşüş var. Sanayimiz çok çalışıyor, üretim yapıyor, ticarette biraz düşüş görünüyor. Mersin ekonomisinde ikinci önemli gösterge konut satışları. Burada da geride kalan 11 ayda yüzde 35’lik artış oldu. Özellikle Mezitli ilçesindeki konut satışları bodrumun ardından 2. sırada yer alıyor. Çok kimlikli ekonomisi, ılıman iklimi ve son dönemlerde yabancı sayısındaki artış konut satışını artırdı. Kentimizde inşaat kalitesi çok yüksek. Yeşil alanı olan büyük siteler yapılıyor. Adeta bir yazlık havası içinde. Şehrin içinde 12 ay yaşanabiliyor. Bundan dolayı da tercih ediliyor diye düşünüyorum. Mersin vergi sıralamasında 5. sırada. İşsizlikte de bir azalma görülüyor. Pandemi sürecinde Mersin sanayisi durmadı tüm Türkiye’ye gıda üretti. Bakliyat fabrikaları neredeyse 24 saat çalıştı. Tarım üretimi de durmadı. Valilik, belediye, ilgili kurumlar çok iyi önlemler alarak tarım, gıda ve sanayide üretimin durmaması sağlandı. Bu da Mersin’e önemli bir kazanç sağladı” ifadelerini kullandı.
“MERSİN GÜÇLÜ EKONOMİK KİMLİKLERE SAHİP BİR KENT”
Mersin’in güçlü ekonomik kimliklere sahip bir kent olduğunun altını çizen MTSO Başkanı Kızıltan, “Tek bir sektör yok. Bir sektör durursa diğerleri çalışıyor. Lojistikte bir dünya markası, tarım üretiminde bir dünya markası. Sanayimiz de son 15-20 yıldır çok gelişti. Turizm ayağımız biraz zayıf kaldı ama onun üzerine de çalışmalarımız var. Çukurova Havalimanı üst yapı inşaatı yakında başlayacak. Bitince sadece Mersin’e değil Adana, Hatay, Gaziantep, Konya, Karaman, Kahramanmaraş’a da katkı sağlayacak. Alt yapısı büyük oranda bitti. Üst yapının da 2023 sonunda biteceği tahmin ediliyor. 2024 bile olsa ben tamamen faaliyete geçeceğini düşünüyorum. Yaş meyve sebze başta olmak üzere birçok sebze üretiminde Mersin ilk sırada. Mersin’de bu ara endemik bitki çalışmaları başladı. Bu da önemli bir konu. Bazı tarım ürünlerimizin endüstriyel versiyonlarını üretmeliyiz ki onları işleyerek elde ettiğimiz katma değerli ürünlerle ülkeye daha çok girdi sağlayabilelim. Bunların üzerinde de çalışıyoruz. Yeni endüstriyel bitkilerin bölgemizde üretimini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Mersin’in dış ticarette köklü geleneklere sahip bir yapısı var. Bakliyatta dünya pazarlarına hakim bir merkeziz. Dünya fiyatları Mersin’de belirleniyor. Bize sadece bakliyata, gıdaya yönelik bir liman yapılsa dünyadaki tüm bakliyat ticaretini Mersin’e getiririz diyorlar. Mersin ve Adana ile Hatay’ı da dahil edersek bölgemizde yaş meyve sebze ihracatı yoğun yapılıyor. Özellikle Avrupa’ya yoğun ihracat var. Ama Avrupa gümrüklerinde ne yazık çifte standart uygulanıyor. Türkiye çıkışlı araçlar, özellikle yaş meyve sebze taşıyan araçlar gümrüklerde haksız olarak bekletiliyor, geciktiriliyor. Ürünün ulaşacağı yere taahhüt sürelerinin üzerinde ulaştırılmasına yol açılıyor. Bir önemli konu da ilaç kalıntısı konusunda gümrüklerde Türk ürünlerine karşı yoğun bir anti propaganda var. Yaptığımız araştırmalarda özellikle İspanya’nın yoğun lobisi olduğunu gördük. Bulgaristan’a baskı yaparak Türk ürünlerinin ya geç kalması ya da geri çevrilmesini sağlıyorlar” diye konuştu.
“ÇUKUROVA HAVALİMANI İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİK”
Çukurova Havalimanı için çok mücadele ettiklerinin altını çizen Kızıltan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizzat Cumhurbaşkanı ile görüştük. Tüm Mersin uğraştı, lobiler yaptık. Artık halk Mersin cezalandırılıyor bile demeye başladı. Buna rağmen bu kadar gecikti. Şimdi yeni ihalesi yapıldı. İhaleyi alan firma da bizim Çerkezköy TSO oda başkanını dahil olduğu bir konsorsiyum. Sözleşme yapıldı ve görüşmemize göre 2023 sonuna bitireceğiz diyor. Biz 2024’e de razıyız. Bölgenin en büyük eksiği uluslararası uçuşlar yok. Adana’da var ama küçük. Uluslararası uçuşlara uygun değil. Aslında adana biraz geri durdu bu konuda. İki şehir arasında yapılıyordu ve Adana’ya daha yakın olsa da Mersin sınırları içinde olunca biraz çekişme oldu. Onlar geri durup sadece bizim uğraşmamızla bu hale geldi. Oysa sadece Mersin ve Adana değil bölgeye, Antep, Hatay, Maraş’a da büyük yarar sağlayacak bir havalimanıdır. Biteceğini umut ediyorum. Mersinde endemik bitkilerle ilgili iki çalışmamız var. İlki tarım teknoparkı kuruyoruz ama bürokrasiye takıldık. 9 yıldır uğraşıyoruz ama birçok bürokratik noktada sekteye uğruyor. Burada tarımla ilgili ar-ge çalışmaları yapacak firmalar. Kendi tohumumuzu, ürettiğimiz ürünlerin kapasitesinin artırılmasıyla ilgili çalışmalar yapılacak. İkinci yatırımımız ise özel sektörle birlikte bir İhtisas OSB bölgesi kurduk. Altyapı ihalesini yaptık. Tarım Ürünleri İşleme İhtisas OSB. Burada da endemik bitkiler ve diğer endüstriyel bitkilerin üretimiyle ilgili ve bunların değerlendirilmesiyle ilgili yatırımlar yapılacak. Tarım konusunda çok adımlar atıldı ama ilaç bayileri ve çiftçi denetlenip bilinçlendirilemiyor. Bazı çiftçiler bile bile gidip kullanıyor. Biz, Tarım Bakanlığı bir bilinçlendirme ve izleme sistemi kurmalı. Kim hangi ilacı hangi bayiden aldı, ne kadar kullandı. İhracatçı ürününde sorun çıkınca geriye doğru ilk noktaya kadar takip edebilmeli. Böyle bir sistem kurulmalı. Çok çalışma yapıyoruz ama sonuçta Tarım Bakanlığı’nın bu sistemi oluşturması gerekiyor.”