Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), Çernobil felaketinin yıldönümünde nükleer uyarısında bulundu. Açıklamayı kamuoyuna duyuran Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Ortak Sekreteri Sabahat Aslan, "Çernobil felaketinin 35.yılında başta Akkuyu’da ve Sinop’ta olmak üzere Hükümeti bir kez daha Nükleer Maceradan vazgeçmeye çağırıyoruz. 26 Nisan 1986 yılında Rusya’da meydana gelen Çernobil Nükleer Santral kazası, tarihin en büyük nükleer santral felaketidir. Kaza sonucunda atmosfere salınan radyasyonun, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının 200 katı olduğu kanıtlanmıştır" dedi.
"DÜNYA HALEN BEDEL ÖDÜYOR"
Dünya tarihinin en büyük nükleer santral kazası olan Çernobil faciasının zararlarını, dünya 35 yıldır hala çok ağır ödediğini ifade eden Aslan, "Bütün dünya ülkelerinde yaşayan milyonlarca insan, kazadan sonra yayılan radyasyondan çok olumsuz etkilendi, Çocuklar sakat ve lösemili doğdu. Kazanın ardından geçen 35 yıllık süre içinde bölgede yaşayan insanların vücutlarında bağışıklık sisteminde yetersizlikler ve genetik yapının bozulması ile kanser oluşumunun hızlandığı, ölümlerin arttığı ve o bölgede radyasyon kirliliği yüzünden tarımın, hayvancılığın çok olumsuz etkilendiği araştırma sonuçları olarak dünya kamuoyuna yansıdı. Çernobil felaketinin 35.yılında Dünya hala Çernobil Nükleer Santralinden yayılan radyasyon felaketinin tüm yakıcılığını yaşamaya devam etmektedir. Çernobil felaketinin verdiği 35 yıllık ekonomik ve sosyal zararların hesabı yapılamıyor. Çernobil felaketinden dolayı Dünyada yaklaşık 1 milyon insan öldü ve insanlar hala ölmeye devam etmektedir" dedi.
MERSİNLİLERİN İRADESİNE RAĞMEN YAPILIYOR
Nükleer santrali evdeki tüp gaza indirgeyen, zihniyetin Sinop'a ve Mersin'e halkın iradesine rağmen kapalı kapılar ardından nükleer santral anlaşmaları ve bilimsel olmayan, göstermelik ÇED raporları ile Karadeniz’i ve Akdeniz’i nükleer atık çöplüğüne dönüştürecek nükleer santral projelerinin yapımına başladığını öne süren Aslan, "Çernobil felaketinin sanığı olan Rusya Akkuyuya ve Fukuşima felaketinin sanığı Japonya Sinop’a ülkemizi felakete sürükleyecek nükleer santraller kurmak için çalışmaktadırlar. Ülkemizde kurulması planlanan Nükleer santrallerin teknolojisi dünya nükleer teknolojisinin gerisinde olup işletmeye alınmamış eski teknolojilerdir. En ileri teknoloji bile olsa bu teknolojilerle ülkemizde nükleer santral kurulması halinde tarımımız turizmimiz ve sağlığımız çok zarar görecektir. Çernobil nükleer santral felaketi, dünyaya Nükleer santrallerin çok pahalı, güvensiz, kaza riskinin çok yüksek, çevre ve insan sağlığına verdiği zararlarının telafisinin mümkün olmadığını ve bu zararların kuşaklar boyu binlerce yıl devam ettiğini, en son teknolojinin kullanıldığı nükleer santrallerde bile kazaların engellenemediğini, nükleer santrallerin çok büyük ve geri dönülmez bir çevre kirliliği ve çok yüksek toplumsal maliyetler yarattığını bilimsel olarak kanıtlamıştır" ifadelerini kullandı.
"ÜLKEMİZİN NÜKLEER SANTRALLERE İHTIYACI YOK"
Akkuyu Nükleer Santralinin zemininde meydana gelen çatlaklara rağmen inşaatına halen devam edilmesinin Çernobil felaketinin habercisi olduğunu iddia eden Aslan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ayrıca Akkuyu nükleer santralinin bir günde kullanılacak soğutma suyunun her gün 1 milyon tonunun buharlaşarak bölgedeki atmosferik buhar oranı ve sıcaklık derecesini daha da artıracağı için bölgede küresel ısınma ve iklim krizine neden olacağı açıktır. Ülkemizin nükleer santrallere ihtiyacı yoktur. Nükleer santrallerden enerji üretimi kandırmacası ile ülkemizi nükleer çöplüğe dönüştürülmesine ve dünyadaki insanları öldürmek için ülkemizin nükleer silah üretim merkezi olmasına karşıyız. Başta Akkuyu ’da ve Sinop’ta olmak üzere nükleer santrallerin yapımı "Çernobil bir daha asla" sloganı ile derhal iptal edilmelidir. Hükümeti bir kez daha Nükleer Maceradan vazgeçmeye çağırıyoruz."