Açıklamasında basın özgürlüğünün baskı altında olduğuna vurgu yapan Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlu olsun diyemiyoruz. Çünkü gazeteciliğin, evrensel basın ilkelerine göre yapılamadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Sadece gazetecilik yaptıkları için birçok basın mensubumuz cezaevlerinde. Aydın, halka gerçeği yansıtma mücadelesi veren gazeteciler öldürülüyor, şiddete uğruyor. Son günlerde Levent Gültekin örneği gibi, gazetecilere saldırılar yapılmaktadır. Muhalif söylemleri nedeniyle sokak ortasında onlarca kişinin saldırısına uğrayan, darp edilen, tehdit edilen, şiddet gören gazetecilerin şikâyetlerle ilgili takibat dahi yapılmamaktadır ve bu tür saldırıların engellenmesi için hiçbir şey yapılmamaktadır. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun 2020 yılı raporuna göre, Türkiye dünyada en fazla gazeteciyi cezaevine gönderen ülke oldu. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF), 2021 Basın Özgürlüğü Endeksine göre Türkiye 180 ülke içerisinde 153. sırada. Ülkemizde tek sesli medya, tek sesli Türkiye yaratılmak istenmesi nedeniyle; basın sektöründe on binlerce gazeteci işsiz kalmıştır, çalışanlar da mesleğini özgürce yapamamaktadır. Basında tek seslilik, demokrasimizi ve ülkemizin itibarını zedelemiştir. Özgür basın, demokrasinin vazgeçilmezidir ve demokrasi, özgür basının varlığıyla güçlenir. Çok seslilik özgürlüktür, demokrasidir” ifadesini kullandı.
“GÖRÜNTÜ YASAĞINA DAVA AÇACAĞIZ”
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 1 Mayıs öncesi, toplumsal ve adli olaylarda polislerin görüntü ve ses kaydının alınmasını yasaklayan genelge yayımlamasına tepki gösteren Yeşilboğaz, “Bu hukuk tanımazlıktır. Orantısız güç kullanarak suç işleyen kamu görevlisini koruyan bu genelgenin hiçbir yasal dayanağı yoktur. Kamuya açık alanda gerçekleşen toplumsal ve adli bir olayı görüntülemek suç değildir. Mersin Barosu olarak görüntü yasağı ile ilgili dava açacağız. Ülkemizde basının haber verme hakkı gerek Anayasamızda, gerekse Basın Kanunu’nda korunmaktadır. Anayasa’nın 28. maddesi ‘Basın hürdür, sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.” der. Anayasa’nın 26. maddesi “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.” der. Basın Kanunu’nun 3. maddesinde “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir” ifadesi yer alır. Basın özgürlüğü engellendiğinde, halkın bilgi edinme hakkı ihlal edilmekte ve demokrasinin temel koşulları ortadan kaldırılmaktadır. Ülkemizde haber alma ve verme hakkı, çağdaş demokratik toplumlarda demokrasinin yaşaması, çoğulculuğun sağlanması, insan haklarının yaygınlaşıp zenginleşmesi, hukuk devletinin kökleşmesi bakımından önemlidir. Ancak basın maalesef sadece Anayasa’da hür" dedi.
“SELAM OLSUN ÖZGÜR KALEMLERE”
Açıklamasında, medyanın siyasi iktidara teslim olmaması gerektiğini belirten Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “İfade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı mücadele etmek, yalnızca basın emekçilerinin görevi değildir. Bu konuda herkese sorumluluk düşmektedir. Çünkü toplumun yararını ve özgürlükleri savunan basının özgürlüğü, herkesin özgürlüğü demektir. Selam olsun özgür kalemlere. Selam olsun bu uğurda yaşamını feda edip gerçeklerin peşinden korkmadan, yılmadan koşanlara. Özgür basın susturulamaz. Özgür düşünüp yazdığı için katledilen gazetecilerimizi saygıyla ve rahmetle anıyorum” şeklinde konuştu.