Eşyaların develere yüklenmesinin ardından 12 deve ve küçükbaş hayvanlar ile birlikte göç yolculuğu başlayan ve Sarıkeçililer Yörüğü olan “Kuş Ali” lakaplı Ali Uçar (63), konargöçer yaşamın güzellik ve zorluklarını anlattı. Yayla yolculuğuna on gün önce başladıklarını belirten Uçar, "Ermenek üzerinden Konya’nın Hadim ilçesinin yaylalarına çıkıyoruz. Şu anda Ermenek yakınlarında dinlenmek için çadırımızı kurduk. Allah kısmet ederse kona göçe 20 gün sonra Hadim’in yaylalarına varacağız" dedi.
"HAYATI BOYUNCA KONAR GÖÇER"
Yarım asrı aşan hayatı boyunca yollarda olduğunu, yolculuklarında her zaman bildikleri güzergahları kullandıklarını söyleyen Uçar, “Kışlık yerimiz olan Mersin Aydıncık Bozyazı bölgesinden develerimiz ve keçilerimiz ile kalktık Konya Hadim dağlarına gidiyoruz. Bu göç yaklaşık bir ay sürer. Dağlarda konarak göçerek hayvanları müsait olan yerlerde dinlendirerek gidiyoruz. Şu an Ermenek ilçesine 500 metre yakınlarındayız. Allah izin verirse Hadim Aladağ’a gidiyoruz. Yazı orada çıkarıyoruz” dedi.
"BENDEN BAŞKA DEVESI OLAN KALMADI”
Eskiden Sarıkeçili Yörükleri'nde herkesin devesi olduğunu anlatan Uçar, “Eskiden deve çoktu. Herkes sattı. Bu işi bundan sonra kimse yapmaz. Benim eskiden 50 tane devem vardı. Kuşak dağıldıkça bakamam diye birazını sattım. İsteyenlere verdim. Şimdi ise 12 devem kaldı. Ben bunları satmam. Zaman ne gösterir bilemiyorum. Ölünceye kadar develere bakacağım. Develeri yaylada gören insanlar Kuş Ali burada derler. Kendimin eskiden bin adet keçisi vardı. Bakan olmadığı için sattım. Şimdi 300 mal kaldı. 8 kızım, 2 oğlum var. 2 tanesi Karaman’da oturuyorlar. Diğerleri de hayvancılık yapıyor. Onların da develeri vardı sattılar. Onlar da Konya tarafına yaylaya çıkarlar. Onlar da hayvancılığı çok seviyorlar. Yanımda bir kızım var. Oda eşi ile birlikte bize yardım ediyor. Onun da 300 kadar koyunu var. Onlar bizden önce Hadim ilçesinin yaylalarına götürdü. Onlar hem bize hem de kendilerine yardım ediyorlar. Bizde onların arkasından develerle davarlarla konaklayarak gidiyoruz” diye konuştu.
“KONAR GÖÇER KÜLTÜRÜ SADECE BEN YAŞATIYORUM”
Eski kültürlerin ağır ağır bittiğini anlatan Uçar, “Eski konar göçer kültürü sadece ben yaşatıyorum. Kimsede deve kalmadı. Herkes develerini sattı. Eski geleneklerini kaybettiler. Herkes araba aldı. Traktör aldı. Araçlarla yaylalara çıkıyorlar. Ben bu kültürümüzü çok sevdiğim için bırakamadım. Ölünceye kadar bu kültürümü yaşatacağım” dedi. Yörük ailenin çocuğu olduğunu anlatan Uçar, “Ben Sarıkeçili Yörük çocuğuyum. Anam beni dağda doğurmuş. O zaman doktor yok, yol yok, sokak yok. Çadırda doğduk büyüdük, başka bir yerimiz yok. Ben dağlarda doğdum, dağlarda büyüdüm. Bu develerle konar göçerim. Hayat bununla kuruldu, bununla bitecek Allah izin verirse. Yörük çok. Hepimiz Yörüğüz ama devesiyle, koyunuyla, keçisiyle bizim gibi Yörük kalmadı. Konar göçer Yörükler artık bitti. Kendi kültürümüzü tanıtır Yörük kalmadı. Deve bitti, Yörüklük bitti. Ama kanımız yine Yörük kanıdır. Devesiyle, keçisiyle, koyunuyla göçen gerçek bir Yörük'tür. Hayatta kon-göç, kon-göç yaparak uğraşıyoruz. Bazen bir yerde 3, bazen de 5 ay oturduğumuz olur. Mallarımızla develerimizle uğraşıp duruyoruz Allah'a şükür" ifadelerini kullandı.
“GÜZ MEVSIMI YENIDEN MERSIN BÖLGESINE GELIYORUZ”
Güz mevsimi gelince ekim ayında yaylalardan Mersin bölgesine döneceklerini belirten Uçar, “Ekim ayında tekrar yayladan dönüş yolculuğumuz başlar. Daha sonra Mersin bölgesinden yeniden Mayıs ayında yola çıkarız. Temmuz ayında Hadim yaylalarına çıkarız. Yazın mersin sıcak olur. Oralara gittiğimizde develer sıcağa dayanamaz. Aladağ’da ağaçların altında gölgelerinde sıcaklar geçinceye kadar yatırlar. Her yıl böyle yaşantımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. (İha)