Ankara’ya çıkarma yapalım!


Mersin Limanı’nın genişlemesine tepkisini sürdüren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Limanı’nın yarattığı trafik sıkıntısına da dikkat çekerek, “Buna kim izin veriyorsa, hangi kurum izin veriyorsa buradan Mersin halkı adına uyarıyorum, yanlış yapıyorsunuz. Sizin için Mersin halkının menfaatleri önemli olmalı. Benim için liman önemli, içindeki değil. Biz Türk halkı olarak özelleştirme yaparken bu limanın içini kiraya verdik, Mersin’in holünü, Mersin’in girişini, koridorunu kiraya vermedik. Ben buradan Meclisime, kamuoyuna bir çağrıda bulunmak istiyorum; gelin Ankara’ya çıkarma yapalım hep beraber. Bize Ulaştırma Bakanlığı bir an önce ana konteynır limanımızı yapsın" dedi.

 

Tarih : 25 Mayıs 2021 Salı 10:09

Necdet TAŞ


Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2021 yılı Mayıs Ayı 1. Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında yapıldı. Başkan Seçer’in Meclis gündemine taşıdığı önemli konulardan biri Mersin Limanı’nın genişlemesi konusu oldu. Başkan Seçer, toplantıda Mersin Limanı’nın genişlemesine yönelik çalışmaların yasal olarak durması gerektiğinin altını çizerek, "Toplamda 190 bin 385 metrekarelik Atatürk Parkı yönünde dolgu yapılması, imar planında değişiklikler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onanmıştı ama biz burada Meclis olarak olumsuz görüş vermiştik. Buna rağmen temel atıldı, inşaat başladı. Şu anda yasal olarak inşaatın durması lazım. Ne durumdadır merak ediyorum. Biz Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bunun uygun olmayacağını; zaten Meclis kararıyla da bu sabit; tüm kamuoyuyla paylaştık. Bu konuda gerekli mercilere, gerekli görüşleri aktardık ancak bir netice alamadık. Hatta Meclis’ten şu sesler yükselmişti. 'Her şey olmuş bitmiş neyin çabası içerisindeyiz?’. ‘Berlin’de hakimler var.’ Bu çok ünlü bir sözdür. Türkiye’de de hakimler var. Biz Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bunu yargıya taşıdık. Ben idareyim. Şehircilik Bakanlığı da idare. İdarenin işlem ve eylemlerine karşı yargı yolu açıktır. Ben bir anayasal hak kullanıyorum ve 22 Haziran 2020 tarihinde ÇED raporuna dava açtık. Davaya limanın sahibi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları ile limanın şu anda işletmecisi de dahil oldu. Yani MIP" dedi. 


"MERSIN HALKININ MENFAATLERI ÖNEMLI OLMALI"


Dava sürecinde hazırlanan bilirkişi raporunu Meclis üyeleri ile paylaşan Seçer, “Raporda dava konusu planların üst ölçekli planlarla uyumsuz olduğu, liman mendireğinin güneyinde liman genişlemesi için daha uygun alanlar olduğu tespitleri yer aldı. Mersin 2. İdare Mahkemesi 29 Nisan 2021 tarihinde kamuoyu açısından önemli bir kararın altına imza attı ve mahkeme heyeti bilirkişi raporuyla hüküm kurdu ve 1/1000’lik ve 1/5000’lik imar planı değişikliği kararları hakkında yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu önemlidir. Bizim ortaya koyduğumuz argümanların, yani neden bunun yanlış olduğunu izah ederken ortaya koyduğumuz iddiaların tamamı ama tamamı mahkemenin gerekçesinde var. Demiş ki kararda; ‘Bilirkişi raporunda yer alan limanın genişlemesinin D-400 karayolunda oluşturacağı trafik dikkate alınmamıştır.’ Bunu biz de söyledik. Şu anda da aynı uygulama devam ediyor. Tekrar söylüyorum, bu yapılan doğru değildir. O caddenin limanın bir kullanım alanı gibi tırların, kamyonların park alanı olarak kullanılması yanlıştır. Buna kim izin veriyorsa, hangi kurum izin veriyorsa buradan Mersin halkı adına uyarıyorum, yanlış yapıyorsunuz. Sizin için Mersin halkının menfaatleri önemli olmalı. Limanmış, bize vergi veriyormuş. Benim için liman önemli, içindeki değil. Biz Türk halkı olarak özelleştirme yaparken bu limanın içini kiraya verdik, Mersin’in holünü, Mersin’in girişini, koridorunu kiraya vermedik bir kez daha uyarıyorum buradan” dedi.


"MERSİN'E SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIM"


Mahkemenin çevre düzeni planında ve belediyenin yaptırdığı mevcut 1/5000’lik planda liman genişleme alanı olarak serbest bölgenin güneyinin gösterildiğini anımsatan Seçer, “Yani yine başa döndük. Çünkü planı yapılmış daha önce. Orada trafiği aksatmayacak, mevcut yapılan genişleme çalışmalarında elde edilecek kapasitenin yaklaşık olarak 5 katı, 6 katı daha büyük bir liman yapabiliriz, ana konteynır limanı. Ona işaret ediyor. ‘Orada zaten uygun bir yer var’ diyor. Ayrıca diyor; ‘Atatürk Parkı ve devamındaki Kültür Parkı’nın Mersin’in karakteristik özelliğini yansıttığı, Atatürk Parkı’nın tarihi kent merkezi ile bütünleştiğine dikkat çekildi. Mahkeme kararında salgın döneminde Atatürk Parkı gibi kent parklarının öneminin arttığını ifade etmiş bilirkişi raporunda. Kararda, liman genişleme projesinin doğrudan Atatürk Parkı’yla temas etmese de liman faaliyetlerinin Atatürk Parkı önlerine doğru genişleyeceği, manevra ve yanaşma alanları ile depolama alanları oluşturacağı, bunun da Atatürk Parkı ile yeni yapılan Millet Bahçesi’nin ve tarihi kent merkezinin denizle ilişkisini keseceğini vurgulamış. Mahkeme kararında bunlar yer alıyor. Takdir sizin. Ben Vahap Seçer olarak, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Mersin’e sahip çıkmak zorundayım. Bunu yaparken yasal çerçevede yaparım, halkla yaparım, Meclisimle yaparım. Benim gücümü nereden aldığım belli. Ben kimseden talimat almam. Ben atamayla gelmedim. Beni millet seçti. Ben milletten talimat alırım. Sizler de öyle. Sizler de milletten talimat alacaksınız. Buna halk da karşı çıkıyor, Meclis çoğunluğu da. Oy birliğiyle geçmesini isterdim oy çokluğuyla geçti. Bunun yanlış olduğunu söylüyor. Buraya yakışanın ikinci bir liman ya da daha doğru bir tabirle ana konteynır limanı olduğunu söylemeye çalışıyoruz" diye konuştu.


“GELIN ANKARA’YA ÇIKARMA YAPALIM HEP BERABER”


Türkiye genelinde beşinci, altıncı sırada vergi ödeyen Mersin’in, merkezi yönetimden istediği katkıyı alamadığını iddia eden Seçer, “Orada TÜİK’in bazı değerlendirmeleri var. Oradan bakın 20 kaçıncı sırada olduğunu görürsünüz. Ben buradan Meclisime, kamuoyuna bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin Ankara’ya çıkarma yapalım hep beraber. Odaları alalım, temsilcileri alalım, Meclis üyelerimiz, parti temsilcilerimiz; bize Ulaştırma Bakanlığı bir an önce ana konteynır limanımızı yapsın. 11. Kalkınma Planı’nda var, 10. Kalkınma Planı’nda var, 9. Kalkınma Planı’nda var. Gerçi 12. Kalkınma Planı’nda Doğu Akdeniz olarak değiştirildi, Mersin, Doğu Akdeniz’e dönüştü. Zaten kalkınma planımızda da var. Zaten daha önce planlara da işaretleniş her şey tamam, yol bağlantıları bile her şeyi belli. Kulağımızı niye tersten tutuyoruz. Niye Mersin’e vakit kaybettiriyoruz” şeklinde konuştu. Meclis’te gündem maddelerine geçmeden önce dilek ve temenniler bölümünde 17 günlük tam kapanma sürecinde hayata geçirdikleri hizmetleri anlatan Seçer, “17 günlük tam kapanma süresi boyunca Büyükşehir Belediyesi olarak Mersinli hemşerilerimize hizmet etme çabası içerisinde olduk. Günlük 10 bin vatandaşımıza sıcak yemeği evlerine kadar ulaştırdık. 38 noktada, 155 araç, iş makinası ve 427 personelle yol yapım çalışmaları gerçekleştirdik. 17 günlük kısıtlamalarda 62 mahallede bu çalışmaları sürdürdük. Sarıibrahimli, Evci yolu, Bağlarbaşı DSİ kanal üzerine köprü projesini bu süreç içerisinde tamamladık. Yol trafiğe açıldı. Bu köprü üreticinin de nakliyecinin de önemli bir ulaşım sorununu çözüme kavuşturdu. Limonlu Lamas köprüsünde yol ve köprü çalışmaları devam ediyor. Erdemli’de Mergin köprüsünün köprü yapım çalışması bitti, asfalt kaplaması bir haftaya kalmaz tamamlanacak. Servis yollarıyla beraber Allah izin verirse önümüzdeki günlerde vatandaşlarımızın hizmetine açmış olacağız. Erdemlili hemşerilerimizin de uzun yıllardır beklediği bir çalışmaydı. Bunu tamamlamak bize nasip oldu” dedi.


"HAVAYA BOŞUNA KİMYASAL SIKIYORUZ"


Başkan Seçer, toplantıda kent genelinde sinekle mücadeleye yıllık 50 milyon lira ayırdıklarını, sadece Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin çabalarıyla sineğin kaynağının kurutulmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “Sinekle mücadele konusunda Anamur Belediye Başkanımız beni halka şikayet etmiş. Yapmasa iyi olur ama keşke bir telefonla hatırlatsan daha nezaketli olur. Basın yoluyla doğru değil” dedi. Sinekle mücadelede Çevre Bakanlığı’ndan belediyelere ve vatandaşlara kadar herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini söyleyen Seçer, “Anamur’da 20 personel, 7 adet araç, 5 adet Atomizer, Holder, 1 adet araç üstü termal fog, 2 adet el dumanlaması, 6 adet ULV cihazı, 1 adet Mistblower çalışmaları yapıyoruz, rutin aralıklarla 12 ay boyunca. Biz 20 Mayıs’a kadar Ocak’ta 169, Şubat’ta 736, Mart’ta 981, Nisan’da 2050, Mayıs’ta 1213 biosidal uygulama yapmışız. Hepsi bir program çerçevesinde. Benim talimatımla olmuyor bu işler. Bir sistem var. Çevre Koruma programını yapar, başkan dahil müdahale edemez. Yol Asfalt programını yapıyor başkan dahil müdahale edemiyor. Anamur’da da aynı şekilde ilaçlanıyor. Şikayet yok mu? Aydıncık, Silifke, Tarsus, Anamur… Olmaması mümkün mü? Bataklık bölgeler, lagünler var. Her taraf su. Bir bardak suda 6 bin sivrisinek ürüyor. Apartman altlarına bakın, özellikle eski apartmanların altlarına. Affedersiniz pislikten geçilmiyor. Yöneticileri buradan hassas olmaları konusunda uyarıyorum. Yasalar cevaz verse çok büyük cezalar yazarım. Çevre Bakanlığı ya da Çevre İl Müdürlüğü’ne de buradan duyuru yapmak istiyorum. Bizimle iş birliği yapıyorlar, hiçbir lafım yok. Ama çok daha sıkı yapmamız lazım bunu. Havaya kimyasal sıkıyoruz. Parasından vazgeçtik” dedi.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA