Hüseyin KIRKGÖZ
Kushimoto Sokağından başlayarak Özgecan Aslan Meydanına kadar yürüyen kadın+’lar burada Kürtçe, Türkçe, Arapça ve Farsça basın açıklaması yaptı. Türkçe metni okuyan Ayşegül Göçmen, “Erkek ve devlet şiddetine, kadın cinayetlerine, yoksulluğa, savaşa, doğa olaylarının katliama dönüştürülmesine, rant ve talan siyasetine karşı öfkemiz ve isyanımızla bir aradayız. Hesaplaşmaya hazırız. Bu yıl 8 Mart’a, kadın katliamlarının her gün arttığı, yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilen binlerce kadının artan faturalar, barınma ve yaşam masraflarıyla açlığa terk edildiği, kadın işsizliğinin arttığı, savaş politikalarıyla militarizmin cesaretlendirildiği, göçmen kadınlara yönelik ırkçı saldırıların çoğaldığı koşullarda tüm bunlara karşı öfkemizle geldik. Depremde on binleri alınmayan önlemlerle enkaz altında katledenler, yüzbinlerce insanı göçük altında, göndermedikleri yardımlar sebebiyle ölüme terk etti. Halkı ölüme terk edenlerle, hayatlarımızı gasp edenlerle hesaplaşacağız” dedi.
“BİRBİRİMİZİ YAŞATACAĞIZ”
Şiddeti kadınları yıldırmak, sindirmek için kullananların karşısında feminist isyanla durduklarını ifade eden Göçmen, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Şiddet ve baskıyı bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden, kadın özgürlük mücadelesi yürüten kadın kurumlarının kapatılmaya çalışılmasından, kadın kurumlarına ve iradesine atanan kayyımlardan, 25 Kasım’larda, 8 Mart’larda, 1 Mayıs’larda sokağa çıkan kadınların işkence edilerek gözaltına alınmasından tanıyoruz. Saldırılarla özgürlüklerimize göz dikenlerle hesaplaşacağız. Bizler; şu meydanı dolduran kadınlar olarak feminist özgürlük mücadelesiyle yakanızdayız. Adaletsiz, cinsiyetçi, faşist egemenliğinizi mücadelemizle yok edeceğiz. Kadınlar burada hesaplaşamaya hazır. Hayatlarımızı yok sayan erkek egemen devlete karşı tek güvencemiz mücadelemiz, tek güvencemiz birlikteliğimizdir. Bugün burada kentlerimizi yeniden dayanışma ile inşa etmek için isyanımızla, öfkemizle bir aradayız. Biz kadınlar, şiddetin ve sömürünün olmadığı eşit ve özgür bir yaşamı birlikte kuracağız. Birbirimizi yaşatıp, bu düzeni yıkacağız.”