CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır tarafından Mersin’de Akkuyu Nükleer AŞ’nin aldığı kararla kurulması planlanan radar sisteminin ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokup sokmayacağının araştırılması amacıyla Meclis Araştırma Önergesi verildi. Ancak parlamentoda bulunan AK Partili ve MHP’li Mersin Milletvekillerinin yerine başka illerin milletvekilleri söz alıp konuştu. Duruma tepki gösteren CHP’li Başarır, “Konu Mersin, konu Akkuyu, oradaki bir nükleer santral. İYİ Partiden Sayın Burhanettin Kocamaz konuşuyor, HDP’den yine Perihan Hanım konuşuyor, ben Mersin Milletvekili olarak konuşuyorum, AKP’nin Mersin Milletvekilleri nerede? Ha, Mersin’e Nebati gibi bir vekili yollarsanız konuşturacak vekili de bulamazsınız” dedi.
Tarih : 11 Ekim 2023 Çarşamba 11:01
Necdet TAŞ
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır tarafından Mersin’de Akkuyu Nükleer AŞ’nin aldığı kararla kurulması planlanan radar sisteminin ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokup sokmayacağının araştırılması amacıyla Meclis Araştırma Önergesi verildi. Önerge lehine CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen söz aldı. AK Parti Grubu adına ise Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu söz aldı. Mecliste 3 AK Partili milletvekili olmasına rağmen Zonguldak Milletvekilinin konuyla ilgili söz almasına tepki gösteren CHP’li Başarır, “Konu Mersin, konu Akkuyu, oradaki bir nükleer santral. İYİ Partiden Sayın Burhanettin Kocamaz konuşuyor, HDP’den yine Perihan Hanım konuşuyor, ben Mersin Milletvekili olarak konuşuyorum, AKP’nin Mersin Milletvekilleri nerede? Ha, Mersin’e Nebati gibi bir vekili yollarsanız konuşturacak vekili de bulamazsınız” ifadelerini kullandı.
“BU DURUM SİZİ RAHATSIZ ETMİYOR MU?”
Önerge lehine konuşan CHP’li Başarır, Bildiğiniz üzere 12 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti arasında Mersin Akkuyu’da nükleer santralin yapımına ilişkin bir anlaşma imzalandı. Bu yapılan anlaşmayla ilgili birçok eleştirimiz oldu, aslında on üç yıl mücadele ettik. Bir, çevresel sorunları, olası bir depremde ya da bir kazada Mersin’in, Akdeniz’in haritadan silinebileceğini söyledik. İki, basiretli bir tacirin böyle bir sözleşmeyi asla imzalayamayacağını söyledik. Bir düşünün, kendi topraklarımızda tüm sorumluluk bize ait, başka bir ülkenin şirketi bir santral kuruyor, bir tek hissemiz yok ve biz dünya piyasasının 4 katı değerinde, 4 katından fazla on beş yıl elektrik alım garantisi veriyoruz ve imzalıyoruz. Bunu basiretli bir tacir yapmaz ya da AK Partili milletvekilleri, bakanlar ya da cumhurbaşkanı kendi şirketi olsa asla imzalamaz. Bu da ikinci durum ama şimdi üçüncü bir durum çıktı ortaya. Bakın, daha geçen sene bir araştırma önergesi daha verdik. Bu Cuneyd Zapsu’yu hepiniz tanıyorsunuz, bu şirketin tek Türk yönetim kurulu üyesi ve dedi ki: “Bu Akkuyu inşa ediliyor, bunun radar sistemini Ruslar yapıyor, benim bununla ilgili bir bilgim yok.” Ve bilgi edinmek için Cuneyd Zapsu ticaret mahkemesinde -ne acıdır- şirkete dava açıyor, yine bilgi alamayınca istifa ediyor. Şimdi, daha yeni, 1 Ekim pazar günü Rus şirketinin CEO’su ve Genel Müdürü Rusya'nın “Vesti” adlı kanalında “Biz kendi topraklarımızda değil ama başka ülkenin topraklarında kendimiz için bir santral inşa ediyoruz. Bu nükleer santral tamamen Rusya’ya aittir.” diyor ve “Başka ülkenin topraklarında yaptık.” diyor. Peki, Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin ne diyor? Burası çok önemli “Burası bizim limanımız.” diyor Akkuyu için. “Burası tam organize bir gümrük bölgesi, dünyadaki birçok ülkenin gemileri geçecek, kontrol bizde.” diyor. Şimdi, ben buradan AK Parti Grubuna söylüyorum: Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu?” diye sordu.
“MERSİN MİLLETVEKİLLERİ OLARAK AKKUYU’YA GİREMİYORUZ”
“Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar çıkmış diyor ki: “Ya, Türkiye'de kurulmuş bir şirket.” Ya, insanların aklıyla mı oynuyorsun sen kardeşim? Tabii ki Türkiye'de yapılan bir inşaat için Türkiye'de şirket kurulacak ama bu şirketin ortaklarından kaçı Türk? Hiç. Bir teki bile Türk değil. Peki, 5 bin Rus görevli var, uzman; bunların içerisinde asker var, bunların içerisinde istihbarat görevlisi var; gidin Silifke’nin, Anamur’un, Gülnar’ın, Mersin’in sokaklarına, Rus kaynıyor; kiliseleri yapılmış, okulları yapılmış “Limanımız var.” diyor. Yahu, bu utanç meselesi. 500 bin Suriyeli, Afgan, Iraklı; şimdi, gelen 5 bin Rus; nedir bu Mersin’in çilesi AK Parti’den, merak ediyorum. Ama bu bir güvenlik sorunudur, bir ülke için utanç meselesidir. Gelip buraya Enerji Bakanı mantıklı bir izahat yapmalıdır, neyin limanı? Burası bizim topraklarımız, buranın güvenliğini sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri ve güvenlik güçleri sağlar. Radarı sadece ve sadece biz koyabiliriz. Rusya’dan ne olduğu belirsiz 5 bin bürokrat, istihbarat görevlisi buraya gelmez. Ha, gelirse de bunun adı nedir?” diye soran Başarır, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yüz yıllık cumhuriyet tarihimizde bize bu utancı yaşatan başka bir iktidar yok. Sizin göreviniz, bu ülkeyi yabancılaştırmak mı; Türkiye’nin en önemli burunlarında, kıyılarında arsaları, arazileri satıp Rusya’ya liman yaptırmak mı? Bu topraklar bizim ve bunun tek karar mercisi Türkiye Cumhuriyeti. Eğer bu ülkede gerçekten kudretli, egemen, vatansever bir iktidar olsaydı o kendini bilmez CEO’ya “Sen ne diyorsun hanımefendi, sen kimsin; defol buradan!” derdi ama diyemez. Neden? Para, para, para… Peki, bu para nereye geliyor? Bizim bir kazancımız yok, ucuz elektrik falan da almıyoruz, 4 katı alıyoruz; kimler buradan menfaatleniyor, merak ediyorum. Değerli arkadaşlar, ulusal bir tehdittir, 5 bin Rus’un şu anda ailesiyle Silifke’ye, Gülnar'a yerleşmesi bir utanç meselesidir. Ben Mersin milletvekiliyim, Sayın Gülcan Kış’ı görüyorum Mersin milletvekili, onunla biz bir AKP milletvekilini daha alalım, hadi bakalım Akkuyu’ya girmeye kalkalım. “Giremezsiniz.” diyorlar, arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekili, güvenlik görevlileri, hatta kaymakamı giremiyor. Niye? Ruslardan izin almak zorundayız. Kendi topraklarımızda bizi Ruslardan izinli hâle getirecek olanlara yazıklar olsun, bu bir utanmazlıktır. O yüzden bu Meclise, AKP sıralarına, MHP sıralarına, diğer muhalefete sesleniyorum: Gelin, bu önergeye destek olun, bakanı dinleyelim. Bakan gelsin, Cuneyd Zapsu gelsin. Cuneyd Zapsu’ya soralım, sarayın kadrolu elemanıydı, niye istifa ettin kardeşim, niye dava açtın kardeşim, nedir bu radar sorunu komisyona anlatsın.”
“AKP’NİN MİLLETVEKİLLERİ NEREDE?”
Konu Mersin olmasına rağmen AK Parti Mesin Milletvekillerinin konuyla ilgili söz almamasına tepki gösteren Başarır, “Şimdi, öncelikle, şunu belirtmek istiyorum, merak ediyorum: Tabii ki AKP grubunun bu kararına saygım var ama konu Mersin, konu Akkuyu, oradaki bir nükleer santral. İYİ Partiden Sayın Burhanettin Kocamaz konuşuyor, HDP’den yine Perihan Hanım konuşuyor, ben Mersin Milletvekili olarak konuşuyorum, AKP’nin Mersin Milletvekilleri nerede? Ha, Mersin’e Nebati gibi bir vekili yollarsanız konuşturacak vekili de bulamazsınız, bu bir. İkinci bir husus, Cumhuriyet Halk Partisi asla yatırımlara karşı çıkmadı efendim ama batırımlara ve yolsuzluklara her zaman karşı çıktık biz. Biz yatırım yapmayın demiyoruz, biz çalmayın diyoruz. Biz yatırım yapmayın demiyoruz. Osmangazi Köprüsü’nü 1’e mal edip de 5 ödemeyelim diyoruz. Liman olduğunu kabul ediyor, kaymakamlık başında diyor. Zonguldak Milletvekiline buradan sesleniyorum: Sayın Gülcan Kış, Sayın Burhanettin Kocamaz, çok değerli HDP milletvekili ve kendisi gelip şimdi bilet alalım, Akkuyu'ya gidelim; giremeyiz efendim. Kendi limanımıza giremiyorsak burası nasıl bizim? Ben Zonguldak milletvekiline bir şey daha söylüyorum: Hayatında burayı görmüş mü?” dedi.
KOCAMAZ; “AKKUYU SANTRALİ ‘MUTLAKA BU PLANA İŞLENMELİ’ DİYE BİZE DAYATILDI”
İYİ Parti Grubu adına konuşan Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz ise; Mersin; Türkiye’nin güneyinde, tarihin derinliklerinden bugüne kadar uzanmış, dinlerin, dillerin ve medeniyetlerin buluşma noktası. Böylesine önemli, böylesine stratejik bir kent Mersin. Akkuyu Nükleer Santrali’nin bulunduğu bölgede ağırlıklı olarak vatandaşlarımız tarımla iştigal etmektedir. Bilim adamlarının belirttiğine göre, nükleer santralden doğabilecek en ufak bir sızıntının yaklaşık 200 kilometre çaplı bir bölgeyi doğrudan ilgilendireceği dile getirilmektedir. Biz büyükşehir belediye başkanlığımız döneminde bu santralin yapımına karşı çıktık. Karşı çıkmamız bölge insanlarının tepkisini gördüğümüz için, tehlikeleri önceden sezdiğimiz için ve Çernobil faciasından dolayı Karadeniz’den gelen fındığı yiyen evladını lösemi nedeniyle kaybetmiş bir baba olarak karşı çıktık ama maalesef bizim bütün serzenişlerimiz hiç dikkate alınmadı. Biz Mersin Büyükşehir Belediyesinin 1/100.000’lik planlarını yaparken bu Akkuyu bize dayatıldı. Biz Mersin’in önünü açabilmek için, 1/100000’lik planlar bir an evvel çıksın diye Bakanlığa başvurduğumuzda bu Akkuyu Santrali mutlaka bu plana işlenmeli diye bize dayatıldı. Ama en sonunda, dediğim gibi, Mersin’in önünü açabilmek için biz planda o bölgeyi boş bıraktık ve Bakanlık resen o nükleer santrali o plana işledi. Zaten belediyelerin, gerçekten, adı belediye. Her türlü kurum, bakanlıklar, TOKİ, organize sanayiler gelip orada istediği gibi imar planı yapabiliyor yani belediyeler çelişki içerisinde Yedi Kocalı Hürmüz’e döndürülmüş. Dolayısıyla bu işin bir an evvel engellenmesi yönünde yaptığımız çalışmalar, çevre kurumlarıyla birlikte, maalesef Danıştay tarafından açtığımız davada da uluslararası bir anlaşma olduğu düşüncesiyle maalesef reddedildi. Bugün geldiğimiz noktada o santrale insanların -biraz evvel Sayın Ali Mahir Başarır’ın da belirttiği gibi- girebilmesi mümkün değil. Gençlik yıllarımızdan beri hep duyarız: Rusya sıcak denizlere inmek için her an, yıllardır planlar yapmakta ve bugün geldiğimiz noktada maalesef onlara Akdeniz’e, sıcak denizlere inme fırsatını altın tepside bizler sunduk. Bunun, o yapılan limanın yarınlarda Türkiye’nin başına ne gaileler açacağını bugünden bizler kestiriyoruz ama bunları hiç düşünmeden bu imzaları atan iktidara da buradan bir kez daha milletimiz adına sesleniyorum. Attığınız adımlara dikkat edin, bölge insanı şu anda sizlere beddua okumaktadır. Bununla ilgili biz bölge insanının öncülüğünde yapacağımız bütün mücadeleleri yaptık, inşallah, bizim beklediğimiz, biraz evvel söylediğim o tehlikeler, o sıkıntılar yaşanmaz, bölge daha da büyük tehlikelere atılmaz diyorum” şeklinde konuştu.
KOCA; “BU SANTRAL BİR EKOKIRIM PROJESİDİR”
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Sayın Perihan Koca da, “Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum değerli milletvekilleri, Mersin Akkuyu'da yapılmakta olan nükleer santralin kime ait olduğu ya da radar sisteminin ulusal güvenliği tehdit edip etmediğinden çok daha mühim sorun alanlarıyla karşı karşıyayız; bu santral başlı başına tüm canlı yaşamı tehdit eden, zehir saçan, tehlike saçan bir ölüm santralidir. Evet, Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali bir ölüm santralidir ve şunu burada özellikle ifade etmek isterim ki santralde meydana gelecek olası herhangi bir kaza, bırakın ulusal güvenliği, bir ulusun üzerinde yaşayabileceği bir coğrafyayı yok etme riskine sahip bir gerçekliktedir. Hepiniz takip ediyorsunuzdur, uzmanlar her gün uyarıyorlar; Maraş merkezli depremlerin ardından Kıbrıs yayı olarak bilinen Kıbrıs deprem fay hattının deprem üretme potansiyelinin arttığı belirtiliyor. Olası bir Kıbrıs depreminin doğrudan Mersin'de yaratması muhtemel sarsıntılar nükleer santralin yarattığı tehdidi daha da büyütüyor. Bu açıdan, değerli milletvekilleri, dikkatinizi özel olarak çekmek istiyorum. Bakın, burada, sermayenin çıkarları uğruna göz göre göre bir felaketin altına imza atılıyor. Bu ölüm santrali doğa, yaşam, insan ve emek yönlü birçok sorunu, birçok ölümcül sorunu bağrında taşıyor. Santralin inşaatında çalışan işçiler her hafta gıda zehirlenmesinden hastaneye kaldırılıyorlar, her hafta Silifke Devlet Hastanesi dolup taşıyor değerli milletvekilleri. İşçiler tamamen iş sağlığı ve iş güvenliğinden yoksun koşullarda, âdeta kölelik koşullarında çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Daha iki gün evvel santral inşaatında çalışan bir işçi kardeşimiz, Muharrem Çolak, iskeleden düşerek hayatını kaybetti; bir telaş, bir koşturmayla, bir yetiştirme telaşıyla işçilere iş cinayetleri dayatılıyor ve işçiler ne yazık ki ölümle burun buruna çalışmak durumunda kalıyorlar. Santralin kuruluş gerekçesi ülkenin enerji ihtiyacını karşılamak ancak hepimiz biliyoruz ki bu ihtiyacı karşılamak toplum için değil, sermaye için gerekli bir yerde duruyor ve bugün sermayenin kârına kâr katmak için tüm canlı yaşamı yok olmaya yüz tutuluyor. Buradan bir kez daha… Buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum: Bu santral bir ekokırım projesidir, mesele sadece ulusal güvenliğe indirgenemez; doğa, yaşam ve toplum için bu santral derhâl kapatılmalıdır.
EKMEN; “AKKUYU ÜZERİNE GRİ BULUTLAR BULUNUYOR”
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen de, “Akkuyu Nükleer Enerji Santrali üzerinde büyük bir gri bulut bulunmaktadır, örneğin sözleşmeye erişebilen bir kamu kurumu söz konusu değil, teknoloji transferi sözü verildiği hâlde yapılmamaktadır, Türk mühendisler burada sadece işçi olarak çalışmaktadır. Sadece Ali Mahir Başarır ve Gülcan Kış değil Mersin Elektrik Mühendisleri Odası da bu tesise kabul dahi edilmemektedir. Rusya’ya gönderilip eğitim alan işçiler burada işe başlatılmamıştır ve burada sıklıkla yaşanan zehirlenme vakaları hakkında kamuoyu herhangi bir şekilde doğru bilgilendirilmemektedir; bunlar Mersin’in değil, Türkiye’nin meseleleridir. Meclis doğru bir yöntemle bunları mutlaka gündemine almalı ve aydınlatmalıdır” diye konuştu.