Necdet TAŞ

10 Şubat Dünya Bakliyat Günü Mersin’de etkinlikle kutlandı. Mersin Ticaret Borsası ev sahipliğinde ‘Sağlıklı Beslenme ve Sağlıklı Yaşam İçin Bakliyat’ sloganıyla düzenlenen ‘Dünya Bakliyat Günü ve Bakliyat Yemekleri Sergisi’ programına; Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Murat Fırat, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, Meclis Başkanı Münir Şen, kent protokolü, oda ve dernek başkanları katıldı.  Programda ilk olarak, Mersin Ticaret Borsası ve Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü işbirliğiyle düzenlenen ‘Bakliyat Yemekleri Sergisi’ gezildi. Sergide 13 çeşit bakliyattan yapılan 120 çeşit yiyecek yer aldı. Başkan Seçer ve kent protokolü sergide yer alan yemekler hakkında şeflerden bilgi alırken, programa katılım sağlayan Türk Yemek Uzmanı ve Yazar Sahrap Soysal ile de sohbet ettiler.

ŞEN: “MERSİN DÜNYANIN SAYILI BAKLİYAT TİCARET MERKEZLERİNDEN BİRİDİR”

Etkinlikte konuşan Mersin Ticaret Borsası Meclis Başkanı Münir Şen, bakliyat üretiminin 2016 yılından bu yana yüzde 15 arttığını kaydederek, tüketim alanlarının da yaygınlaştığından söz etti. Şen, bakliyatın Türkiye ve Mersin için ayrı bir önemi olduğunu da kaydederek, “Mersin sadece ülkemizin değil dünyanın sayılı bakliyat ticaret merkezlerinden biridir. Dünyanın hiçbir şehrinde Mersin’deki gibi yoğun şekilde kümelenmiş bir bakliyat sektörü yoktur. Ülkemiz bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70’i Mersin’de kuruludur. Benzer bir şekilde ülkemiz bakliyat dış ticaretinin yüzde 80’i Mersin üzerinden yapılmaktadır. İlimizde 250’yi aşkın firma bu sektörde çalışmakta olup, istihdama önemli bir katkı sağlamaktadır. Mersin’de toplam ihracatının yüzde 18’i bakliyattan gelmektedir” diye konuşarak bilgiler verdi.

ÖZDEMİR; “DÜNYADA 1 MİLYAR İNSAN YETERSİZ BESLENİYOR”

 Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ulusal Baklagil Konseyi ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Özdemir ise, sağlığın en büyük zenginlik olduğunu söyledi. Herkesin ortak arzusunun sağlıklı bir nesil yetiştirmek olduğunu dile getiren Özdemir, bunun ön şartının ise bilinçli beslenmek olduğunu, bilinçli beslenmenin de sağlıklı besinlerle olacağını ifade etti. Bakliyatın sahip olduğu özellikler nedeniyle en sağlıklı gıdalar arasında yer aldığını ve diyet listelerinde başta geldiğini vurgulayan Özdemir, "Mersin Ticaret Borsası olarak bu anlamlı günü ülkemiz bakliyat ticaretini merkezi olan Mersin'imizde sizlerle birlikte kutlamayı bir görev bildik" dedi. Dünyada 1 milyara yakın insanın yetersiz beslendiğini, 1,8 milyar insanın aşırı kilolu olduğunu vurgulayan Özdemir, “Bunun 850 milyonu obez, 530 milyon diyabet hastası var. Her yıl gerçekleşen ölümlerin yüzde 40'ı kalp damar hastalıkları ve kanserden kaynaklanıyor. Yaygınlaşan Amerikanvari ve fast food beslenme tarzı özellikle genç nesillerimiz için önemli bir risk oluşturuyor. Tüm bu sağlık sorunlarıyla mücadelede bakliyat en etkin besin kaynakları arasında gösteriliyor. Çünkü baklagiller, protein açısından zengindir, önemli bir lif kaynağıdır, temel vitamin ve mineralleri ihtiva eder, kolesterol bulunmaz, gluten içermez, anti alerjiktir. Diğer bir özelliği ise hayvansal protein içeren diğer gıdalara kıyasla daha uzun süre bozulmadan saklanabiliyor. Bir diğer özelliği de zengin olsun, fakir olsun, her sofranın gıdası olmasıdır. Et ve et ürünleriyle benzeri protein seviyesine sahiptir. Oysa fiyat olarak kıyaslandığında bakliyat çok daha ekonomiktir, porsiyon başına maliyeti düşüktür. Sağlıklı beslenmeye olan katkısı yönüyle de gelir seviyesi yüksek sofralar için vazgeçilmezdir” dedi.

“BAKLİYAT HEM TOPRAK HEM DE İNSANLAR İÇİN FAYDALI”

Bakliyatın insanlar için olduğu kadar toprak için de faydalı olduğuna işaret eden Özdemir, toprağa azot salgıladığından dolayı toprağı daha verimli hale getirdiğini belirtti. Dünyada bakliyat üretiminin son 35 yılda yüzde 70 artarak 96 milyon tona ulaştığına dikkati çeken Özdemir, Türkiye'de ise tersinin yaşandığını kaydetti. Türkiye'de 30-35 yıl önce 2,5 milyon ton bakliyat üretildiğini ve yarısının ihraç edildiğini vurgulayan Özdemir, "Şu an üretim hacmimiz 1 ila 1,3 milyon arasında dalgalanıyor. Yani 1990'lı yıllarda 2,5 milyon ton üretim yaparken nüfusumuz 54 milyondu. Şimdi nüfusumuz 85 milyon oldu, üretimimiz 1 milyona düştü. Anavatanı Türkiye olan bakliyatta üretimi ve tüketimi muhakkak artırmalıyız. Türkiye bir bakliyat ülkesi. Üretim kültürümüz var, ticaret kültürümüz var. Bu zenginliğimizi kaybetmemeliyiz" diye konuştu. Kanada'da 3 milyon ton kırmızı mercimek üretilmesine karşın bir kilo dahi kırmızı mercimek tüketilmediğinin altının çizen Özdemir, Kanada'nın ihraç etmek için üretim yaptığını kaydetti. Mersin'de bakliyat eleme ve kırmızı mercimek kırmak için önemli bir kapasite olduğunu anlatan Özdemir, "O zaman üretmemiz lazım. Çünkü Türkiye'nin enteresan bir şekilde dışarıda pazarı da var. Hala biz Kanada'da mercimeği alıyoruz, burada kırıyoruz, üçüncü ülkelere satıyoruz. Bu bir yere kadar gider. Ama esas tercih ettiğimiz kendi üretimimizi yükseltmek, büyütmek. Bir de bu baklagillerin fasulye haricinde en büyük avantajı kıraç alanlarda yetişmesi. Büyük bir şey. 25 milyon dekar nadas alanı var, 20 milyon dekar ekilmeyen alan var. Bunların beşte biri ekilse şu andaki üretim bakliyatının iki misli üretiriz" ifadelerini kullandı.

Başkan Seçer: “BAKLİYAT KONUSUNDA EN GELİŞMİŞ BÖLGE MERSİN”

Türkiye’nin bakliyat işleme, pazarlama ve ihracatı konusunda en gelişmiş bölgesinin Mersin olduğuna dikkat çekerek konuşmasına başlayan Başkan Vahap Seçer, Mersin’in bir ticaret kenti ve limanı aracılığı ile dünyaya açılma imkanı taşıyor olmasının bakliyat sektörünün özellikle 1980’li yıllardan sonra çok gelişmesine vesile olduğunu söyledi. Sektörün Mersin bölgesini ilgilendiren ayağının işleme ve ticaret kapasitesi olduğunu dile getiren Seçer, bakliyat sektörünün Mersin’e önemli bir ekonomik hareketlilik sağladığını aktardı. Seçer, sektörün istihdam yaratmasının yanı sıra diğer sektörlere de direkt ya da dolaylı olarak etki ettiğini söyledi.  Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve sorumluluk alanlarında bulunun ve bakliyat sektörünü ilgilendiren çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi veren Başkan Seçer, “Uzun yıllardır bekleyen bir imar planlaması düzenlemesi sorunu vardı Akdeniz ilçesinin. İlk beş yıllık görev süremiz içerisinde Mersin Büyükşehir Belediyesi uhdesindeki 1/5000’lik imar planlarının çalışmalarını bitirdik. Şu anda Akdeniz Belediyesi uygulama imar planlarını yapıyor ve birkaç ay içerisinde de bitireceğini umut ediyorum. Bu önemli, çünkü bakliyatçı firmaları gelişmek, genişlemek ve üretim kapasitelerini artırıcı yatırımlar yapmak istiyor ama yer bulmakta zorlanıyor. İşte bu çalışmaların nihayetlenmesi sonucunda artık o bölgede depolama alanı ya da fabrika alanı arazilerinin fiyatları makul seviyelerde olacak. İstemediğiniz kadar da arsa edinme, yeni yatırım yapma imkânı ortaya çıkacak” diye konuştu.

“İSTANBUL’DAN SONRA EN YOĞUN LOJİSTİK FİLOSUNUN OLDUĞU BÖLGE MERSİN”

Kentlerin her daim canlı bir organizma olduğunu ve kenti yönetenlerinde bu bilinç ile 10 yıl sonrasını düşünerek stratejiler geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Seçer, Büyükşehir Belediyesi olarak tüm hizmetlerde bu bilinç ile hareket ettiklerini kaydetti. Sözünü ettiği imar planlarının tamamlanmasının ardından demiryoluna paralel olarak ilk etapta Huzurkent Mahallesi’ne kadar gidecek 50 metre genişliğinde bir bulvar açmayı planladıklarını vurgulayan Seçer, “Bu muazzam bir iş olur ve kenti rahatlatır. Bu çalışma, kentin trafiğini özellikle Doğu-Batı aksındaki trafiği muazzam rahatlatır. Ancak Karayolları Genel Müdürlüğü uhdesinde bulunan mevcut D-400 karayolunun çok hızlı bir şekilde elden geçirilmesi, revizyona girmesi, yeni ölçülerle, yeni anlayışla refüjlerin daralıp, her bir gidiş-geliş bölgesine birer şerit ilave edecek bir alan yaratılıp rahatlatılması gerekiyor. Diğer taraftan zaten Karayolları Genel Müdürlüğü otobandan MTOSB’ye bağlantı yolunu açtı. Fakat MTOSB’ye kadar kendi uhdelerinde olan yolu yaparlarsa bu bölgenin trafiği de otobana akar ve burayı da rahatlatmış olur” ifadelerini kullandı. Loijstik sektörünü, ‘Mersin’in birçok sektörünün yarattığı dev bir sektör’ olarak tanımlayarak konuşmasını sürdüren Seçer, Mersin’de tarım, bakliyat, sanayi gibi her alanda hareketlilik olduğunu ve bu durumun üretimin bir başka bölgeye aktarılmasını zorunluğu kıldığını ifade ederek, “Bu aktarımları deniz yolu veya kara yoluyla yapacaksınız. Türkiye’de İstanbul’dan sonra en yoğun lojistik filosunun olduğu bölge Mersin. Ama bizim bir lojistik köyümüz yok. İlgili bakanlığın, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ve sektördeki aktörlerin işbirliği ile Mersin'in bu yatırımı yapması gerektiğini söylemek istiyorum” dedi.

VALİ PEHLİVAN: “BU FAALİYETLER YENİ YATIRIMLARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR”

Bakliyat gibi pek çok boyutu olan bir üretim ve pazarlama sektöründe dikkat çekmenin çok önemli olduğunu belirten Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, dünyada gıda güvencesi denilen bir kavramın yanı sıra arz güvenliği denilen bir kavram olduğuna da dikkat çekti. Vali Pehlivan, “Ülkemizde bu anlamdaki sanayi kümeleşmesinin yüzde 70’i bizim elimizde. Onlarca firmamız ki -250 olarak ifade ediliyor- bu alanda faaliyet gösteriyor. Bu firmalarımız bu faaliyetlerini gerçekleştirirken, ihracat odaklı bir anlayışla yola devam ediyorlar. Bu faaliyetler aynı zamanda istihdamın ve yeni yatırımların da önünü açıyor” diye konuştu.

Konuşmaların ardından program yemek ile devam etti. Programda; Kum Sanatı Ressamı Doktor Ramazan Yumrutepe tarafından da gösteri yapıldı.