Necdet TAŞ
TBMM Genel Kurulu Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini görüşecek. Kanun teklifine tepki gösteren Mersin Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi, Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Sendikası (Birlik Dayanışma) Mersin Şubesi, Mersin Aile Hekimleri Derneği, Hekim-Sen Mersin Şubesi, Hekim Birliği Sendikası, Tabip-Sen ve Genel Sağlık Sendikası Mersin şubesi üyeleri ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
“CEZA VE KESİNTİLER ARTACAK”
Sağlık sendikaları ve örgütleri adına ortak açıklamayı okuyan Uzm. Dr. Nasır Nesanır, mecliste görüşülen kanun teklifinin derhal geri çekilmesini isteyerek, “Torbadan sağlık yerine ceza ve anayasasızlaştırma çıktı. Düzenleme ile ceza, kesinti ve keyfiyet artacak. TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmeye devam edilen Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, ilgili Meclis komisyonuna geldiğinden beri hem Meclis’te hem de bugünkü gibi alanlarda itirazımızı dile getiriyoruz. Türk Tabipleri Birliği ve birçok sağlık emek-meslek örgütüne danışılmadan hazırlanmış bu kanun teklifi, hekimlerin/sağlık emekçilerinin haklarına ve toplumun sağlığına daha da zarar veren düzenlemeler içermektedir. Kanun teklifinde hastanelerde dağıtılacak ek ödeme miktarının belirlenmesinde esas olan unsurlar; tahakkuk, verimlilik, hasta ve çalışan memnuniyeti, hizmeti elde etme maliyeti gibi faktörler şeklinde sıralamıştır. Bu unsurları, sağlık hizmeti sunumunun niteliğini ölçmek için kullanan anlayış, Türkiye sağlık ortamını çöküşe sürükleyen anlayışın ta kendisidir. İkinci bir disiplin cezası olarak değerlendirdiğimiz, disiplin cezası sonucu hastanelerde çalışanlarda ek ödemelerde kesintilerin ve aile sağlığı merkezi çalışanlarında destek ödemelerindeki kesintilerin bu düzenlemeyle kanuna alındığı görülmektedir. Bu düzenlemeler mevcut haliyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen, yasal olmayan hususlarda düzenleme yapılmadan tekrardan kanun teklifine konulması; Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımama anlamına da gelmektedir” ifadelerini kullandı.
“HEKİMLİK ONURU YOK SAYILIYOR”
Üstelik Sağlık Bakanı’nın bu konuda Meclis koridorlarında sarf edip sosyal medya hesabından paylaştığı sözlerin, hem ekonomik haklarının gaspının ve güvencesizliğin savunulmasının hem de hekimlik onurunun yok sayılması olduğunu iddia eden Nesanır, “İnsanca yaşayacağımız ve emekliliğe yansıyan bir ücret, güvenceli iş ve güvenceli gelecek; bir ödül değil, alın terimizin karşılığıdır. Aynı zamanda teklif ile oluşturulması önerilen “Hastane Koordinasyon Kurulu” tarafından “ikaz” edilen işbirliği ve ortak kullanım kapsamındaki hastanelerde görev yapan öğretim elemanlarına ek ödeme yapılmayacağına dair düzenleme de Anayasa’ya aykırıdır. Halihazırda hekimler, Millî Savunma Bakanlığı emrine geçici olarak görevlendirilmekte ancak kurumlar arası geçici görevlendirme için zorunlu olan “memurun muvafakatinin aranması” zorunluluğu yerine getirilmemektedir. Geçici görevlendirmeler, ilgili kural ve ilkelere aykırı olarak yapılmakta, yeterli süre tanınmamaktadır. Getirilmek istenen düzenlemede bu konuda da meslektaşlarımızın haklarını koruyacak hükümler bulunmamaktadır. Esasen 4924 sayılı kanun, çalışan temininde güçlük çekilen yerlerde istihdamın sağlanması amacıyla yapıldığından, bu kanun kapsamında çalışanların bir başka yere geçici görevlendirilmesi kanunun temel mantığına aykırıdır” diye konuştu.
“TOPLUM SAĞLIĞI ZARAR GÖRECEK”
Ayrıca kanun teklifinde ilaçların ruhsatlandırılmasıyla ilgili, toplum sağlığı için geri dönüşsüz zararlara yol açabileceğini ve açıkça ilaç şirketlerinin lehine olan düzenlemeler olduğunu öne süren Nesanır, “İlgili düzenlemeler de Anayasa’nın 2, 17 ve 56. maddelerine aykırıdır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili söz verdikleri ancak yapamadıkları bazı konular olduğunu ifade etmişti. Birincisi, hekimlerin emekliliğine dair ek göstergenin en düşük 6400’e çıkarılması; İkincisi, sağlık çalışanlarının sabit ücretlerinin hak kaybı olmadan emekliliğe yansıtılması; Üçüncüsü, sağlık çalışanlarının taban ücretlerinde iyileşmeye gidilmesi; Dördüncüsü, nöbet ücretlerinin düzenlenmesi; Beşincisi, uzman aile hekimlerinin taban ücretinin uzman hekimlerle aynı olması; Altıncısı, aile sağlığı merkezlerinin kamu tarafından yapılarak kiradan kurtarılması. Görüldüğü üzere, belirtilen konuların hiçbirine ilgili kanun teklifinde yer verilmediği gibi, hekimlerin/sağlık emekçilerinin şiddet ve güvencesiz çalışma gibi sorunlarına da öncelik verilmemiştir. Bu kanun teklifinin önceliğinin sağlık çalışanlarına baskı ve sağlık alanındaki özel sermayenin çıkarları olduğu açıktır. Son yıllarda hazırladığımız sağlıkta şiddet, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, fiili hizmet süresi zammı, öğrencilerin özlük hakları düzenlemeleri, tüm ücretlerin emekliliğe yansıması, 7600 ek gösterge, emekli sandığı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında iyileştirme yapılması gibi kanun tekliflerini ısrarla Meclis’teki partilere sunduk ancak ne yazık ki Meclis gündeme alınmadı. Hekimlerin sorunlarının çözümünün bizlerin önerdiği kanun teklifleriyle mümkün olabileceğini yeniden ifade ediyor ve şu an Meclis’teki kanun teklifinin geri çekilerek önerdiğimiz tekliflerin Meclis gündemine hızla alınmasını talep ediyoruz. Sağlık emekçilerinin haklarını alabildiği, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesini önceleyen bir sağlık sistemini hep birlikte inşa edene dek hekimlik değerleri, tüm sağlık çalışanlarımızın hakları ve toplum sağlığı için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz” dedi.