Haber Merkezi
Antik çağda yaşamış şair matematikçi ve gök bilimci Tarsuslu filozof Aratos adına çıkan Aratos Felsefe Dergisi ayrı basım kitaplar yayınlamayı sürdürüyor. Aratos Yayınları tarafından son olarak ise Türk Tabipler Birliği (TTB) 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten’in yazdığı, “Kilikya’da Antik Bir Başkent Tarsus” kitabı Aratos Yayınları’ndan çıktı. Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “Kilikya’da Antik Bir Başkent Tarsus” kitabında Tarsus’un tarihine dair çeşitli makaleleri yer alıyor.
ZAMAN TÜNELİNDE YOLCULUK
Aratos Felsefe Dergisi Yayın Yönetmeni Uğur Pişmanlık, “Kilikya’da Antik Bir Başkent Tarsus” kitabının sunuş yazısında, “Ali İhsan Ökten, bu kitabında Tarsus’un binlerce yıllık geçmişinden yakın tarihimize kadar yaşanmış önemli olaylar, kentin yaşamış değerlerinden yola çıkarak zaman tünelinde bir yolculuğa çıkartıyor. Kitapta Antik Çağda Tarsus’ta Parfüm üretiminden, Berdan çayının (Kydnos) öyküsüne, Mitras Gizemciliğinden, Evliya Çelebi’nin anlatılarına, Tarsus mitolojisinden, kentin adının kaynağına ve Tarsus Üniversitesi ve stoa felsefesi ile Piri Reis’in gözlemlerine kadar pek çok tarihsel olgu ele alınmış. Sadece burada yer alan konular bile Tarsus’un zengin bir kültürel geçmişi olduğunu ortaya koymaktadır. “Kilikya’da Antik Bir Kent Tarsus” adlı bu kitapla, Tarsus tarihi ve kültürü yeni bir yayın kazanmış oldu. Bu çalışması için Doç. Dr. Ali İhsan Ökten’i kutluyorum.” diyor. Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ise kitabına dair yazdığı önsözde, “Tarih boyunca kentler, kültür ve medeniyetlerin doğduğu, geliştiği ve yayıldığı yerler olmuştur. Tarsus, tarihin en eski kentlerinden biri olmasının yanında demokrasi, özgür düşünce, felsefe, devlet yönetimi, üniversite kavramları gibi birçok kavramın oluşmasına ve yerleşmesine öncülük etmiş bir kenttir. Bu durum onu Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapmıştır. Şimdi üzerinde yaşadığımız bu kent birçok medeniyetin tarihsel izlerini taşıyarak bugünlere gelmiştir. Bu kitap uzun süredir yazmayı hayal ettiğim bir kitaptı. Çünkü doğduğum, büyüdüğüm, okullarına gittiğim, sokaklarında yürüdüğüm, üzüldüğüm veya sevindiğim, mutlu olduğum veya olmadığım, heyecanlandığım veya hüsrana uğradığım kısaca yaşamın her şeklini yaşadığım bu topraklara vefa borcum vardı. Bunu da olabildiği kadar tarihini yazarak ödemek istedim” diyor.