Necdet TAŞ
ABD Merkez Bankası (FED) piyasaların büyük merakla beklediği faiz kararını açıkladı. Buna göre FED Açık Piyasa Komitesi (FOMC) politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 4.75-5.00 aralığına çekti. Bu Mart 2020'den bu yana alınan ilk faiz indirim kararı oldu. FED kararını değerlendiren Kocamaz, “Pandemi döneminden bu yana ilk defa faiz indirimine gitti ve 5.1 olan faizi 50 baz puan düşürdü. Belki bugün Bizim Merkez Bankası’da faiz oranında azda olsa bir indirim yapabilir. Hatırlarsanız bizde “faiz yüksek, Nas var diyerek faizleri yüzde 20’lerden yüzde 4’lere kadar indirmiştik. İşte kantarın topu da orada kaçtı. “Ben tek adamım, ben ekonomistim, her şeyi en iyi ben bilirim” mantığı devleti iflas noktasına getirdi. Enflasyonu düşüreceğiz derken enflasyonu azdırdık, yüzde 160’lara varan bir enflasyonla karşılaştık. Döviz rezervlerimiz eridi. Paniğe kapıldık” ifadelerini kullandı.
“KKM İLE DEVLETİ BÜYÜK ZARARA UĞRATILDI”
Kur Korumalı Mevduat (KKM) adı altında devleti mali yönden çökerten, mali açıdan çok büyük zarara uğratan garabet bir karar alındığını ve döviz kurlarını koruyarak üzerine birde faiz ödetildiğini iddia eden Kocamaz, “Devleti milyarlarca TL zarara uğrattık. Hatta bu işe yanaşmayan, bunun devlete çok ağır yükü olur, devlet bunun altından kalkamaz diyerek karşı Bakanları, Merkez Bankası Başkanlarını defalarca görevden alıp, değiştirdik. Peki daha sonra ne oldu? Her şey altüst oldu. Daha önce hırsız diye suçladığımız İngiltere vatandaşı Mehmet Şimşek’i (şartlı olarak) göreve getirmek zorunda kaldık. Mehmet Şimşek’te kendisine verilen sözlerin gereği olarak, gelir gelmez faizleri yükseltme kararı aldı ve kademeli olarak faizi yüzde 55’lere kadar yükseltti. Ardından kapı kapı dolaşarak döviz aradı. Sonra ne yaptık, faizleri yükseltme kararının da içinde bulunduğu ve vatandaşları yoksullaştıran, adete canını çıkaran “kararların sonuna kadar arkasındayız. Mali disiplinden taviz veremeyiz!” diyerek daha önce alınan kararların tam tersini savunmaya başladık. Hatta Diyanet İşleri Başkanı, daha da ileti giderek, “Kraldan fazla kralcılık” yaparak faizi haram olmaktan çıkarıp, neredeyse faiz helaldir demeye kalktı. Hasılı, Devlet çok büyük zarara uğratıldı. Böylece enflasyon daha da azdı. Neticede düşmesi beklenen enflasyon arttıkça arttı. Milleti perişan ettiler” dedi.
“DEMOKRASİNİN OLMADIĞI YERE YATIRIMCI GELMEZ”
Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in, yabancı yatırımcıları Türkiye’de yatırım yapmaya çağırmasına rağmen yatırımcı gelmediğine dikkat çeken Kocamaz, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Hak ve hukukun her konuda çiğnendiği, liyakatin ortadan kalktığı, adaletin yara aldığı, ekonomide istikrarın sağlanamadığı, faizin bu kadar yüksek olduğu ve hepsinden önemlisi iktidara olan güvenin sarsıldığı bir Ülkeye yabancı sermaye risk alarak yatırım yapmak ister mi? Elbette istemez. Nitekim, o günden bu güne Ülkeye ciddi bir yatırımcı gelmedi, hala da gelmiyor. Gelenlerde yatırım yapmaktan ziyade parasını bankalara yatırıyor. Bir kaç ay sonra parasını katlayarak çekip gidiyor. Bizde enflasyon düşecek diye hayaller kuruyoruz. Maalesef tüm beklentilerimiz boşa çıktı, enflasyon hala can yakmaya devam ediyor. Bizdeki döviz kurlarının artışı, tüm dünyada da altın fiyatının yükselişi sürüyor. Esnaflar, işçiler, asgari ücretliler, emekliler kısaca tüm dar gelirliler kan ağlıyor. Üreticiler ürettiği ürünün karşılığını alamazken, tüketicilerde o ürünü alamamaktan şikayetçi. İnsanlar aldıkları maaşlarla ayın ortasını bile getiremiyor. Düşünün, açlık sınırı 19 bin TL, ama asgari ücret 17 bin TL. Yoksulluk sınırı 62 bin TL, ancak emekli maaşı 12 bin 500 TL. Üstüne birde, çarşıda, pazarda etiketler el yakıyor. Et, süt yumurta ve sebze-meyve etiketlerine baktıkça insanlar ne yapacağını şaşırıyor. Mutfakta tencereler kaynamıyor. Bankalarda kredi kartları ile ilgili hacizler artıkça artıyor. Bu kadar olumsuzluğun yaşandığı, faizlerinde bu kadar yüksek olduğu bir Ülkede esnaf ne yapsın? Vatandaş ne yapsın? Maalesef Ülkemizde hiçbir şey iyiye gitmiyor. Milletimizin dayanışma anlayışı da olmasa bu işin içinden çıkmaları çok daha zor, hatta imkansız olacak.”