Deprem uzmanından başkanlara sitem!


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) kentte, kentsel dönüşüm çalışmalarına hız kazandırmak, dirençli ve sürdürülebilir şehirler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ‘Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Konferansı’ düzenledi. Kenti ilgilendiren böyle önemli bir konferansa Mersin Valisi ile belediye başkanları katılmazken, bu durum konferansa katılan konuşmacıların tepkisine neden oldu. Konferansa konuşmacı olarak katılan ve 3 gündür kentte incelemelerde bulunan deprem uzmanı Yüksek Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Burada belediye başkanının olmaması büyük bir talihsizliktir. İlk defa burada olmayan bir şey yapılıyor. Kentin sorumlusu Vali ve belediye başkanının burada olması lazım. Her işini bırakacak buraya gelecek. Ta İstanbul’dan kalkıp buraya gelmişiz. Onlar çünkü kenti yönetenler onlar” dedi.

 

Tarih : 26 Eylül 2024 Perşembe 16:41

Necdet TAŞ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) kentte, kentsel dönüşüm çalışmalarına hız kazandırmak, dirençli ve sürdürülebilir şehirler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ‘Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Konferansı’ düzenledi. MTSO’da gerçekleştirilen konferansa; deprem uzmanı Yüksek Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Zorlu, Şehir Plancısı Uğur İnce, Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Başkanı (TDUB) Yaşar Bahçeci, Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği Başkanı (MERYAP) Nesim Ekinci katıldı. Konferansa valinin ve belediye başkanlarının katılmaması katılımcıların tepkisine neden oldu. Konferansa katılan Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi ile Afet İşleri Dairesi Başkanı Dr. Kemal Zorlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in Ankara’da gerçekleştirilen Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) toplantısına katılmak için Ankara’da bulunduğu için toplantıya katılmadığını ifade ederken, konferansta, ‘Deprem ve doğal afetlere karşı dirençli kentler ve kentsel dönüşümde afet yönetimi’ konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Ahmet Ercan, konferansa katılmayan belediye başkanlarına sitem etti. Prof. Dr. Ercan, “Öncelikle burada belediye başkanının olmaması büyük bir talihsizliktir. İlk defa burada olmayan bir şey yapılıyor. Sayın Valimiz buraya geldiği için kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Kentin sorumlusu Vali ve belediye başkanının burada olması lazım. Her işini bırakacak buraya gelecek. Ta İstanbul'dan kalkıp buraya gelmişiz. Onlar çünkü kenti yönetenler onlar. Ticaret Odası Başkanı bunu düzenlemiş gayet güzel. Ama kent için karar veren o değil ki o yüzden belediye başkanı olacak burada” dedi.

“DEPREM LANET DEĞİL NİMETTİR”

Mersin'e daha önce geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Ercan, “İstanbul Teknik Üniversitesi üyesi olarak böyle bir Milli Savunma Bakanlığından bir projeyle enerji bakanının denetiminde nükleer santral araştırmak için geldim Mersin'e. 1976 yıl o zaman. Sonra karşısı hareketler için. Sayın Profesör Doktor Tolgay Erman'la birlikte geldik. Yine Mersin'e o zaman karşıda da köylüler bizi kovaladılar. Siz engel oluyorsunuz. Sizin ne işiniz var burada size? Dolayısıyla aç insana doğru yolu göstermek biraz zor. Çünkü önce iş bir insan. Şimdi ben söyleyeceğim konumun özüne bellekleriniz çok karışmadığı için şu anda söyleyeyim. Depremi kıran biçimine dönüştürmek, dönüştüren insan olmuş deprem ve doğal deprem olacaktır, olması gerekir, güneşin doğması, kışın gelmesi gerek. Deprem olmazsa Çukurova olmuyor. Deprem olmazsa dağlar, içtiğiniz pınar, maden suları olmuyor. Maden yatakları olmayan dağlar arasındaki geçitler olmayan ormanlar olmayan deprem olması gereken bir şey. Yaradılıştır. Yani madem ki depremler oluşumun gerçeğini bir parçası. O zaman depreme uygun olarak bir yaşantı işini sürdürmen gerekiyor. Neden Türkiye dünyanın en ülkesi. Neden bütün uygarlıkların hepsinin beşiği Türkiye. Çünkü burası bir deprem. Deprem demek. Enerji demek. Deprem olmazsa jeotermal olmaz. Sıcak su olmaz. Kaplıca olmaz. Ilıca olmaz Türk hamamları neden öyle ki? Çünkü kısmi depremlik. Dolayısıyla deprem bir nimettir. Dolayısıyla Tanrı'nın bir laneti demek depreme cehaletin oda olduğunu gösterir. Öyle bir olay. Lanet bir olay. Sevgidir. Sevgi. Yaşantı sevgi üzerine korkudur. Afeti demek ki depremi afete dönüştüren kim? İnsan. Hemen hemen her deprem bölgesine gidiyorum. Deneyim bir toplamını anlatacağım burada. Benim yaklaşık yedi tane de kitabım var. Keşke o kitaplar burada daha çok arzu ederdim. Biz nerede hata yaptık Sürekli olarak deprem yönetmelikleri çıkıyor Türkiye'de. Her deprem yönetmeliğinde gerçekten aşamalar kaydediyoruz. Bu aynı zamanda deprem konusundaki eğitim ve uygulamamız en üst düzeyde. Hani bir Japon bir Amerika Evet onların hatta onun ötesinde diyebilirim. Şimdi yapı denetim kuruluşları kurduk ama yer denetim kuruluşu yok. Deprem yıkımlarının yüzde 65’inin nedeni yerden gelen sorunlardır. Üstat demek ki kötü yerde iyi yapı olamaz” dedi.

“MERSİN’İN YERLEŞTİĞİ YER ÇOK KÖTÜ”

Bütün sıkıntının yer seçiminde olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Peki Mersin'in yeri nasıl? Yerleştiği yer? Çok kötü. Çok kötü. Tipe bak. Adana böyle. Adana da öyle. Çok kötü. Demek ki çok kötü yerde çok iyi yapı Biraz zor. İmkansız demiyorum. Biraz zor. Yani bu konuda biraz titiz davranman gerek. Bir defa Mersin'i Çukurova üzerine yerleştirmek tarıma insanoğlunun geleceğine yapılan en büyük katliamdır. Kimseyi suçlamak istemiyorum ama böyle olmuş. Yüz yıl önce nüfusu 2 bin olan Mersin'in bugün nüfusu 2 milyon ve halen artıyor. Ve bunun üzerine 900 bin tane de araba yaşıyor. Gördüğüm en güzel ve en çarpık yapılaşan bir kent. Bir Türk olarak Mersin’le onur duyuyorum. Ve aynı zamanda utanıyorum. Burası Bahamalar, Florida gibi bir yer. Doğasıyla, havasıyla, insanıyla, insanı da çok güzel. Demek ki Mersin'in yeri yanlış. Bu yanlış yerde ben aşağı yukarı iki üç gündür sürekli ilk işte paylaşımlar yapıyoruz. Bunların bazıları yanlış anlaşılıyor. Bu paylaşımları insan için atıyorum ben. Halk için yatıyorum. Birilerinin Çünkü bilim adamı uyarır. Bizim görevimiz onu uyarmak. Birisinin çıkarı üzerine çalışıyoruz. Uyarınız. Bunun ana nedenini buradaki insanları sağ kalmasının mücadelesini veriyoruz Daha önce Hataylılar da Kahramanmaraşlılar da silkeledi. Gaziantepliler de sizin gibiydi ama göçük altında kaldılar. Zaman içinde demek ki gelişemiyoruz. Geriliyoruz. Oysa yeni deprem yönetmelikleri uygulardık. Gerçekten dünyanın en iyi deprem yönetmeliği Türkiye'de Ama bu yönetmeliği uyguluyor musun? Uygulamıyor musun? Gereklerini yapıyor musun? Yap. Sıkıntı bizde. Mesela yapı denetim kuruluşu ne yapmamız gerekiyor? Yapı Denetim Kuruluşlarını yer Yapı Denetim Kuruluşu ismine sokmamız gerekiyor. İçinde mimarlar var. Ha Yapı Denetim Kuruluşlarına Ahmet, Ayşe, Mustafa Kurabiliyor. Nasıl kurar ya? Adı üstünde yapın. Yapı demek, inşaat demek değil mi? Arapçasıyla Ya bir inşaatçı bir mimar kurabilir ama bir kimyacı nasıl bırak ki? Veya bir kasap nasıl kurar? Şimdi yapı denetim kuruluşları yer yapı denetim kuruluşuna dönüştürmesi. Hem yarı yerel denetlenecek yer inceleme Çalışmalarıyla hem de yapabilirsiniz. Çünkü yıkımlarının yüzde altmış beşi nedeni nereden geliyor? Yerden. Neden yerden geliyor? Deprem yapıyı vurmuyorsun. İleri vuruyor. Yapı kökleriyle yerin içine böyle girer. Dalga geçmeye başlarken yeri sallıyor ama yapı köküyle, yere bağlı olduğu için yapıda sallanıyor. Demek ki sıkıntı nerede? Yerde. Yerdeki sarsıntının durumuna göre yapıyı oluşturman gerekir Ama yapının kök saldığı yerde sen inceleniyorsun. Bir ziraat mühendisi olabilir mi toprakla ilgili? Toprak incelemesi yapmayan. Değil mi? Şimdi orman mühendisi olabilir mi? Önce izledik. Yerin davranış ve deprem sonrasındaki davranışlara bak Bu yöntemler ve bilgiler var mı Türkiye'nin? Var. Ama bu bilgilerin yer inceleme bildirgeleri yapıldığı zaman bunlar yapılması gerektiği için yapılıyor ve sadece rafa konuluyor” şeklinde konuştu.

“MERSİN DENİZ KIYISI ÇİN SEDDİ GİBİ”

Mersin’deki en büyük sorunun çarpık yapılaşma olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Şimdi Mersin bu hatayı yapmış. Deniz kıyısı Çin Seddi gibi. Ya böyle bir şey nasıl yapılır? Yani o hata şuna ait, bu hata buna ait dememiz gerekiyor Mersin'in gerçeği bu. Arkadaşlarımız kentsel dönüşümde konuşacaklar bu konuları. Mersin'in bu sorunu çözmek çok zor arkadaşlar. Şu anda çok zor siz burada yaşıyorsunuz aslında. Arka tarafına bak alt katlı. Diğer tarafında çok katlı yapılar var. Yani gelişigüzel kentsel tasarımı olmayan kent denilmeyecek koca bir köy. Bu kent değil mi? Kent uygarca yaşanan İnsanların mutlu olduğu ulaşım sorunlarının olmadığı temiz hava aldığı işsizlik sorunu olmadığı geçim sıkıntısının olmadığı yerlerdir. Mersin’in kıyı şeridinde gökdelenler var. Çok yüksek bunun kararını kim verdi? Yani bir sürü suçlamaya gerek yok. Bu hepimizin hatası. Böyle bir kent olabilir mi ya? Demek ki biz eşekten daha yeni indik. Kıllı çadırı bıraktık. Ev denilen bir yeri başımızı daha yeni soktuk Aynen böyle” dedi. Kentsel dönüşümde de Mersin’de çarpık yapılaşma olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Kaç türlü değişim var? Kentsel dönüşüm demek değerli arkadaşlar. Var olan bir Kentin yeniden tasarlanmasıdır. Zaten bu iş böyle başladı. İyi niyetli olarak. Yeniden tasarlanacaktı. İyi yaptı, kötü yaptı, yıkılıp yeniden yapılacak. Ve bu yerleşim dokusunun değiştirilmesidir. Toplu Yararlıdır bu olay. Yapışan dönüşüm var dedi. Yapısal dönüşüm ise kent dönüştürülmeden, kötü yapının belirlenerek yıkılıp yerine yeninin yapılmasıdır. Bu toplum yararına değildir, birey yararınadır Oradaki dairesi olanların, dairelerin fiyatı artar. Yüklenici kazanır. Kaybeden kenttir. Çünkü oradaki yapı yoğunluğu artar. Daha fazla araba daha fazla insan, daha fazla trafik yoğunluğu, okulların yetmezliği, sağlık ocaklarının yetmezliği başlar Yapısal dönüşüme hayır, yapısal dönüşüm, kentsel dönüşüm değildir. Kentin dönüşmesi gerekiyor. Ama şu anda yapısal dönüşüme, yanlış fiyatla kentsel dönüşüm diye indiriyorlar. Banka kredi Ve devlet kandırılıyor. Kentsel öteleme ise yoksulların oturduğu yoksul kentlerinde ama değerli arazilerinde olan yerlerde yoksulları paralar vererek onların uğradığı boşalttığı yerlere çok katlı yapılar yaparak yatırımcılara yemeği konutlar yapmaktır. Kevser öteleme diyoruz. Oranın gerçek sahipleri kentin seferlerine gidebilirler ancak o parayla. Bir de çarpık Işın var. Tarih, tarım, tarihi doku, koruma alanları, orman, sulak arazileri yapılışının açılmasıdır. İşte burası Mersin. Mersin'de tıpkı böyle. Dilberim Çukurova yok edildi” diye konuştu. 6 Şubat depremlerinin Mersin’deki yapıları da yorduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Ercan, olası bir depremde bunun büyük bir yıkıma neden olabileceğini söyledi.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA