Haber Merkezi
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Mersinli çiftçinin sorunlarını Meclis gündemine taşıdı. Mersin’in Türkiye'nin tarım gayrisafi millî hâsılasına en çok katkı veren 3'üncü büyük ili olduğuna dikkati çeken Ekmen, Mersinli çiftçi ve yetiştiricilerin sorunlarına tek tek değindi.
KAMUOYU ALATA KONUSUNDA ENDİŞELİ
Cumhuriyetin ilk tarımsal araştırma enstitülerinden biri olan Alata Enstitüsü’nün sorunlarını hatırlatan Ekmen, son dönemde Alata Enstitüsü’nden birtakım toprağın alınarak statüsünün değiştirileceği iddialarını gündeme getirerek, “TARGEM Genel Müdürümüzle de görüştüm. Bakanlığınızın bu konudaki tutumunu biliyorum ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ayağında bir süreç yürütüldüğü iddialarının kamuoyuna net ve açık olarak açıklanmasında fayda olacaktır” ifadelerini kullandı. Gıda enflasyonunun en büyük sorunların başında geldiğini söyleyen Ekmen, bütün dünyada gıda enflasyonu düşerken akla ziyan ekonomi politikalarından dolayı enflasyonunun düşüş eğilimine girmediğinin altını çizerek, “Gıda enflasyonunu düşürmenin en önemli yollarından biri, çiftçilerin girdi maliyetlerini azaltmak. Mersinli çiftçiye 1 liralık yatırım yaptığınızda Mersin'den 10 liralık gelir elde ediyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.
“SULAMA PROJELERİNE DESTEK VERİLMELİ”
Sulama projelerinde yaşanan sorunlara değinen Ekmen, şöyle devam etti; “Tam 9 adet ihalesi yapılmış sulama projemiz var Mersin'de devam eden. Bunların 5'ine 2024 yılında sadece 1 milyon iz ödenek ayrıldı. Bunlara 1 milyon iz ödenek ayrılırken Tarsus Hizmet Binası'nın yenilenmesine ise 32 milyon ayrıldı. Bunun öncelikli ve doğru bir durum olup olmadığını sizin takdirinize sunuyorum. Sulama projelerinde başta Pamukluk ve Sorgun Barajı olmak üzere Aksıfat, Anamur, Erdemli, Mut ve yine Anamur, Anıtlı Baraj ve Sulama Projelerinin ödeneklerinin bu yıl öncelikli olarak ele alınması gerekiyor. Maalesef şu anda bunların tamamlanma oranları yüzde 10 ile yüzde 20 arasında. Eğer Sayın Mehmet Şimşek'in ‘belirli bir orana ulaşmayan projelere ödenek ayrılmayacağı’ kuralı doğruysa bu bizim için vahim bir durum. Sayın Bakanım, bu sulama projelerinin Türkiye'de tarıma, çiftçiye ve gıda enflasyonunun düşüşüne katkısı noktasında öncelikli olarak ele alınması gerektiğini dikkatlerinize bir kez daha sunuyoruz.” Mersin’in birçok kalemde Türkiye'nin çok önemli ihtiyaçlarını karşılayan ilk 3 il arasında yer aldığını dile getiren Ekmen, “en baştaki üretimlerden biri de narenciye. Geçen yıl narenciye bahçede kaldı; DFİF desteği yeterli olmadı, Akdeniz sineği baş gösterdi. Domino taşı gibi bir yerdeki bir aksamanın birçok alandaki sonuçlarını hep birlikte gördük. Sayın Bakanım, narenciyede en büyük sorun işçilik problemi oldu ürüne 1 lira, 2 lira fiyat biçiliyor, işçi bedeli ise kilo başına 2- 3 lira üstelik işçi bulamıyoruz. Dolayısıyla, Tarım Bakanlığının destekleme kalemleri arasına narenciye gibi elle toplanan ve makineyle toplanması mümkün olmayan ürünlerin hasadı için mutlaka bir işçilik destek kaleminin eklenmesi lazım. Bununla birlikte, çiftçinin bu büyük üretiminin heba olmaması için ek tedbirler alınması lazım” şeklinde konuştu.
“MERSİN’E BİR MEYVE SUYU FABRİKASI YETMEZ: ÇİFTÇİLERE DESTEK ARTIRILMALI”
Mersin’in Türkiye narenciye ihtiyacının yüzde 65’ini karşıladığını söyleyen Ekmen, şunları kaydetti; “Mersin'de bir tane meyve suyu fabrikası var. Çiftçinin boğazına aracılar aracılığıyla çöküyor. Henüz hasat mevsimine gelmedik, şimdiden 1 liralık fiyat iddiaları dolaşımda ve çiftçiler bundan tedirgin. Çiftçi Şeftaliyi 8 liraya mal etti, bu meyve suyu fabrikası 4 - 5 liraya aldı. Sayın Bakanım! Meyve suyu fabrikalarının sayısının desteklerinizle artırılması lazım, bunun Hükûmet eliyle bir projeye dönüşmesi lazım, buna uygun destekler üretilmesi lazım.” Narenciye ürünlerinden yeteri düzeyde faydalanılmadığına dikkati çeken Ekmen, “Geçtiğimiz gün bir video yayınlandı. Japonlar gelip nar kabuğu ve çekirdeğini alıyor. Biz niçin narenciye ürünlerinden yağlık, kozmetik ve ilaç alanında AR-GE noktasında destekleri artırmıyoruz? Bu paha biçilmez, Japonların kabuğuna talip olduğu, İtalyanların kabuğundan gübre yaptığı ürünleri biz niçin çöpe atıyoruz? Alata Enstitüsünü kurulması gereken Mersin Tarım ve Teknoloji Fakültesiyle birleştirerek bu alanlara yoğunlaşabiliriz. Katma değeri artıracak çalışmalara ihtiyaç var. Taban fiyat oluşumu çok değerli, birçok kalemde taban fiyat açıklanıyor ama narenciyenin görevlendirilecek bir kurum taban fiyat belirlenen ürünler arasına dahil edilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.