Necdet TAŞ
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu (İKK) kayyum uygulamalarına tepki göstermek ve halk iradesine sahip çıkmak için Mimarlar Odası Mersin Şubesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada bir açıklama yapan TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri İsmail Oğuz, “Halk iradesinin çiğnendiği antidemokratik baskıcı bir ülke değil, insanca bir düzende bir arada eşit ve özgür bir yaşam istiyoruz. Siyasi iktidarı kayyum uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. İsterdik ki halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarımızın düzenlediği şenliklere, toplantılara, halk buluşmalarına katılmak için yan yana gelebilelim. İsterdik ki ülkemizin aydınlık geleceği için, demokrasiden, eşitlikten, bir arada yaşamdan söz etmek için yan yana gelebilelim. Ancak ne yazık ki burada hep birlikte, bir kez daha bir demokrasi utancına şahitlik ediyoruz. Esenyurt Belediyesi'nin ardından, Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine atanan kayyum halk iradesinin nasıl ayaklar altına alındığının en çıplak örneği olmuştur. Biliyoruz ki, muhalif Belediye Başkanlarına yönelik bu uygulamalar hukuki değil, siyasi kararların ürünüdür. Hiç kimsenin ülkemizdeki asgari demokrasi işleyişi yok etmeye, insanların demokratik iradesine ipotek koymaya hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
“BU ZİHNİYET TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK DÜŞMÜŞTÜR”
Siyaset güdümlü kararlarla seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atandığı, siyasi parti eş genel başkanlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevinde tutulduğu, bir ülkede asgari ölçütte de olsa demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığının altını çizen Oğuz, “Bu uygulamalar, siyasi iktidarın kendisine muhalif tüm toplumsal kesimlere gösterdiği birer sopadır. Türkiye’de hukukun ne denli siyasallaştığını artık hepimiz biliyoruz. Adaylık aşmasında hiçbir yasal engel konulmayan muhalif Belediye Başkanları, seçildikten hemen sonra yaşanan görevden alma ve kayyum süreçlerinin de hukuki değil siyasi bir tasarruf olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Belediye Başkanları görevden alındıktan sonra yerlerine, yine halk iradesiyle seçilmiş olan Belediye meclis üyelerinden birinin değil de, Cumhurbaşkanı tarafından atanmış Valilerin getirilmesi ise bu hukuksuzluğun en açık göstergesidir. Siyasi iktidarın demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir. Bu zihniyet tarihe kara bir leke olarak düşmüştür. Çünkü seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, sadece halk iradesine değil, halkın demokrasiye ve seçimlere olan inancına da darbe vurmaktadır. Ülkemizin demokratik, eşit ve bir arada, barış içerisinde yaşayabileceği bir geleceği tehdit etmektedir. Halkla hiçbir bağı olmayan, halka karşı hiçbir sorumluluk duygusu taşımayan kayyımlar sadece demokrasiye değil, atandıkları yerel yönetimlere de büyük ve kalıcı zararlar vermektedir” şeklinde konuştu.
“ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARI KABUL ETMİYORUZ”
Bu ülkenin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları olarak ne bu hukukuz düzeni ne de antidemokratik dayatmaları kabul etmediklerinin altını çizen Oğuz, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hiç kimsenin ülkemizdeki asgari demokrasi işleyişini yok etmeye, insanların demokratik iradesine ipotek koymaya hakkı yoktur. Ülkeyi yönetenleri, ülkenin en acil sorunları olan işsizlik, açlık, güvencesiz bir gelecek, her geçen gün artan borç yükü ortada duruyorken, bu ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duymaya çağırıyoruz. Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Yaşanan bu demokrasi ayıbından, halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir. Siyasi gerekçelerle hukuksuz biçimce cezaevinde tutulan tüm siyasetçiler serbest bırakılmalı, seçilmiş belediye başkanları derhal görevlerine dönmelidir. Bu çerçevede siyasi iktidarı kayyum uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyor ve halkın iradesine saygı duymaya davet ediyoruz. TMMOB olarak tarihimizin her döneminde antidemokratik ve baskıcı uygulamaların karşısında olduk. Bundan sonra da demokrasiden, özgürlüklerden, halkların kardeşliğinden ve barıştan yana tavrımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye’deki 700 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir plancısının örgütü TMMOB olarak nerede olursa olsun halkının iradesini ve demokrasiyi her şeyin üstünde tutuğumuzu ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.”