Haber Merkezi
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2025 bütçesi üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Ekmen, infaz yasası düzenlemelerini ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını gündeme getirdi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara dikkat çeken Ekmen, “Anayasa Mahkemesinin verdiği kararların bir kısmı kabul edilebilirlik aşamasında reddediliyor ama esasa girilen kararlarda kabul oranı yüzde 90'ın üstünde. Bu vatandaşta şu hissi yaratıyor: Eğer benim dosyam da kabul edilebilirlik sınırları içerisinde görülseydi; belki ben de mağduriyetimi giderecek, hakkıma kavuşabilecektim. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bu kararlarla birçok özgün araştırmanın hukuk ve adalete olan inancın yüzde 30'lara düştüğünü gösteren verilerini bir araya getirdiğimizde Türkiye'de yargı ve adalette işlerin iyi gitmediğinin resmidir. Sayın bakan bazı uluslararası istatistikleri reddediyor. Peki anayasa Mahkemesi istatistiklerinden daha büyük bir istatistik olabilir mi? ” şeklinde konuştu.
İNFAZ KANUNLARI MAFYA BABALARININ İSMİYLE ANILIYOR!
Ekmen, suç makinelerinin son yıllardaki infaz yasalarıyla elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiğini ifade ederek, şöyle devam etti; “Genç bir avukatken 98'de, 99'da CMK'ya girdiğimde bazen bakıyordum, 20 tane hırsızlıktan işlemi olan bir genç; suç fiili tutuklama sınırlarının altında diye salıverilebiliyordu. Bu da cezasızlık algısı yaratıyordu. Bazı ülkelerde kararlar ve bazı kanunlar üreticisinin yani konusunun ya da sahibinin ismiyle anılır. Bizim infaz kanunlarımızın da bir kısmı mafya babalarının ismiyle anılır hâle geldi ve bu sizin döneminizde yaşandı! Çünkü o kanunlar o mafya babaları için özel olarak çıkarıldı ve onbinlerce kişi bundan faydalandı. Yine üzülerek ifade ediyorum; bir İnfaz Kanunu Adalet Komisyonuna dahi gitmeden Plan Bütçeden torba yasa içerisinde geçirildi. Sonra haberlerde 25 suç kaydı olan adamın karısını, komşusunu, alışverişte muhatabını katlettiği haberlerini görüyoruz. Bu konulara kalıcı olarak nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?”