Her yıl dünyada çok sayıda insanı etkileyen ve ölümlere neden olan kanser türlerine karşı erken tanının önemi sıklıkla yineleniyor. Teknolojinin gelişmesiyle tanı ve tedavi imkanları da gelişirken kanserde hekimlerin tedavi uygulamalarının yanı sıra kontrolsüz kullanılan bitkisel ürünler ve takviye gıdalara karşı uzmanlar uyarıyor. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Berna Yıldırım da radyoterapi tedavisine ilişkin bilgi verdi. Onkoloji hastalarının tedavileri süresince doktorlarına danışmadan bitkisel ürün ya da takviye kullanımına yönelmemesi gerektiğine dikkat çekti.
“ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ”
Hastalıklarda erken tanının önemine vurgu yapan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Berna Yıldırım, “Hücreler bölünürler, bazen genetik faktörler, kanserojen maddeler gibi sebeplerden dolayı bölünme süreci hızlanır ve durdurulamaz hale gelir, daha sonra kanserli doku haline dönüşür. Genel olarak her iki cinste akciğer kanseri sık görülmekteyse de erkeklerde prostat, kadınlarda da meme kanseri en sık görülen kanser. Bu dönemde erken tanı çok önemli, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda çok güzel bir uygulaması var. KETEM’ler jinekolojik, kolon, prostat ve meme kanseri için erken tanı amaçlı kuruluşlardır. Beslenmesini, diyetisyenler aracılığıyla düzenlemeniz, immünitesinin artmasına sebep oluyor. Radyasyon tedavisi gören hastalar toplumdan, yakınlarından uzaklaşmak gibi eğilimlere girebiliyorlar, radyasyon yaydıklarını düşündükleri için böyle bir şeyin olmadığını detaylarıyla anlattığınız zaman hastalar daha uyumlu bir şekilde tedavilerini tamamlayabiliyorlar. Yerleştiği bölge, evresi, hastalığın tipi, tedavi şemamızı belirliyor. Radyoterapinin temel prensibi; tümörlü dokuya maksimum dozu verirken etraf sağlam dokuyu da maksimum koruma amacına yönelik bunun için zaten hastalar başvurdukları zaman tedavi pozisyonunda simülasyon adı verilen tomografi çekiyoruz. Radyasyon vücutta birikmiyor, etrafta herhangi bir kişiye zararı yok, o yüzden radyoterapi alan hastalarımız çevreleriyle çok rahat vakit geçirebilir. ‘Şekerli gıdalardan uzak durmalıyım’ şeklinde halk arasında böyle bir görüş var ancak literatürde gösterilen bir gerçekliği henüz yok” dedi.
“DOKTORUNA BİLGİ VERMEDEN KULLANILMASINI KESİNLİKLE ÖNERMİYORUZ”
Kanser tedavisi alan hastaların bu süreçlerde doktoruna danışmadan bitkisel ürün kullanımı ya da takviye gıda kullanmamaları gerektiğini belirten Doç. Dr. Yıldırım, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Sözlerini sürdüren Yıldırım, “Bu hastaların takviye gıdalar kullanma yönünde eğilimleri olabiliyor, içeriğini bilmediğimiz takviyelerin kullanılmasını özellikle onkolojik tedavi alan hastalarda kesinlikle önermiyoruz. Mutlaka bu bilgiyi doktorlarıyla paylaşmalarını tavsiye ediyoruz çünkü tedaviye nasıl etki edeceği konusunda bir bilgimizin olması lazım. Takviye edici gıda kullanacaklarsa doktoruna bilgi vermeden kesinlikle kullanılmasını önermiyoruz. Birbirlerine çok tavsiye verebiliyor hastalarımız, bize de soruyorlar ‘Beraberinde bunu kullansam olur mu takviye tarzında’ diye. Çoğu ilacın kökeninde bitkiler olsa da aktardan aldığınız zaman hangi dozajda kullandığınız, nereye, ne kadar etki ediyor, benim verdiğim tedaviyle nasıl etkileşime giriyor, benim tedavimi olumlu mu, olumsuz mu etkiliyor. Bu kulaktan dolma bilgilerle, aktardan alınan bitkilerle tedavi sürecini zora sokmamak adına onkolojik tedavi sürecinde herhangi bir şey kullanmalarını önermiyoruz. Bizim ne yaptığımızı bilmeden, dışarıdan fenomenler, aktarlar, komşular, hastalar tarzında uygulamalar hastalığınızı olumsuz etkileyebilir, tedavi sürecinizi kesintiye uğratabilir. Hasta tanı aldıktan sonra başvurduğu zaman tedavisini nasıl yönlendirmesi gerektiğine multidisipliner konseylerde karar veriyoruz. Nereye, ne kadar doz vermesi gerektiğini fizikçimize söylüyoruz, o da ona uygun tedavi planlarını ortaya koyuyor. Çevre organları da maksimum oranda korumayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. (İha)