Necdet TAŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, TRT Çukurova Radyosu’nda Bölge Gündemi Programında Cem Kurtçu’nun sorularını yanıtladı. Suriye'nin yeniden yapılandırılmasında Türkiye ve Mersin'in rolü ile sanayide yeşil dönüşüm konu başlıkları ele alındı. Mersin’in, 2023’te hedeflediği ihracat rakamlarını aştığına dikkat çeken Çakır, “10 milyar doların üzerindeki ihracatla Türkiye’nin ilk 7 ili arasındayız. Tüm Mersinli üretici, sanayici, ihracatçılara, ticaret erbaplarına teşekkür ediyoruz. Evet, Suriye’de yeniden yapılanma olacak. Belirtmek isterim ki hiçbir şey kaçmış değil. Herkeste Suriye’de bir şeyleri kaçırıyor muyuz korkusu var. Antakya’da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında bölge Odalarıyla bir toplantı yaptık. Neler yapabileceğimizi konuştuk. Bölgede güvenlikle ilgili sorun devam ediyor. Bu konuda bakanlıklar düzeyinde görüşmeler sürüyor. Önce bu sorun çözülmeli ardından altyapıların nasıl oluşturulabileceğinin yol haritası çizilecek. 400 milyar doların üzerinde yapılanma olacak. Bir fon kurulacak. IMF, Körfez ülkeleri, IBRD’nin desteklediği fonla işletme ve altyapı yatırımı olacak. Avantajımız Suriyeli misafirimiz çoktu ve onların hem geri dönüşü var hem onlarla Türkçe konuşma, kültürümüzü öğrenme yanında kardeşlik bağlarımız oluştu. Bu durum bizim açımızdan da onlar açısından da bir bağ. Beraberliğimizi sağlayıp ticaretimizi sürdürebileceğimiz bir ortam oluşturacak” şeklinde konuştu.
“MERSİN, SURİYE’DE GÜZEL BİR ROL ÜSTLENECEK”
Suriye’nin yeni hükümeti tarafından artırılan gümrük vergileri konusunda da değerlendirmelerde bulunan Çakır, “Suriye kamudan gelirlerinin yüzde 70, milli gelirinin yüzde 60’ını kaybetti. Tek gelir kaynağı gümrük vergileri. Mecburen artırdılar. Türkiye’ye karşı bir durum değil. Gelir elde etmek içindi. Bakanlıklar görüşüp ciddi oranda bu vergileri düşüldü. Daha da çözülecek. Suriye’de şu anda elektrik yok. Günde 2-3 saat elektrik veriliyor. Ne istediklerini sorduğumuzda ucuz mobilya kıyafet, gıda ve ayakkabı istiyorlar. Oraya beyaz eşya götürseniz de elektrik olmadığından fonksiyonu yok. Daha sonra buraya çimento, hazır beton, beyaz eşya gidebilecek. Yavaş yavaş düzene girecek. Suriye’nin tüm elektriği Antakya üzerinden Türkiye’den verilecek. Bu nedenle Türkiye ve Suriye’nin bağı hiçbir zaman kesilmeden devam edecek. Bizler de önümüzdeki hafta orada ve burada yatırım yapan bazı Suriyeli firmalarla bir araya gelip sanayicilerle nasıl bir yol haritası çizeceğimizi planlayacağız. Mersin, Suriye’de güzel bir rol üstlenecek. Öğleden sonra Halep’ten ziyaretimize gelecek iş insanları var. Yakın temasımız olduğundan avantajlarımız olduğundan bölgemiz Mersin, Antakya, Adana, Antep bölgesi burada daha avantajlı şartlarda, beraber hareket ederek yol haritası çizeceğiz. Türkiye’nin avantajı da büyük bir sanayi devi olmamız. Sanayi olarak daha avantajlı durumdayız. Mersin firmaları olarak da Türkiye olarak da Suriye’de taşeron olmadan başrolü oynamalıyız” ifadelerini kullandı.
“GEREKİRSE SURİYE’DE TEMSİLCİLİK AÇARIZ”
Suriye’nin yeniden yapılanmasında Mersinli sanayicilere de büyük iş düştüğünün altını çizen Çakır, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Suriye Odalar ve Borsalar Birliği Federasyonuyla bir araya gelip iş birliğini sağlayacağız. Ama önce güvenlik sağlanmalı sonra iş insanlarını harekete geçirmeliyiz. İlişkileri kurmaya başladık. Gerekirse bölge olarak orada bir temsilcilik açalım dedik. Bu düzeni de birlikte paylaşmalıyız. Birbirimize rakip değil birlikte hareket ederek Ticaret ve Sanayi Odaları olarak Suriye’de organizasyon oluşturmaya çalışıyoruz. Mersin OSB ile birlikte diğer OSB’lerimiz de dahil 2025’i sanayiciler için yeşil dönüşüm yılı ilan ettik. AB, 2026 Ocak’tan itibaren karbon vergisi almaya başlayacak. Bir yıl süremiz var. Sanayicilerimizin dönüşümünü sağlamalıyız. Bunu sağlayınca teknolojik olarak yenilendiğimizde Mersin olarak da Türkiye olarak da dünyada önemli bir sanayi devi haline gelebiliriz. Büyük fırsat. Bu konuda büyük teşvikler verilecek KOSGEB, TÜBİTAK, Dünya Bankası üzerinden 2025 sonuna kadar ciddi teşvikler var. Bu fırsatı değerlendirip dönüşmemiz lazım. İlk etapta demir çelik ürünleri, alüminyum, çimento, gübre, hidrojen ürünleri başta olmak üzere ciddi vergiler alınacak. Bizi etkileyecek sektörlerse çelik, metal, otomotiv, tekstil, gıda, kimya ve ambalaj sektörleri olacak. Karbon vergisi ilk önce bunlardan başlayıp adım adım tüm sektörleri etkileyecek. Arabamızın lastiğinden tutun fabrikamızdan çıkan karbona kadar her şey hesaplanacak her ürünün pasaportu olacak. Çevreye ne kadar zarar veriyor bakılacak. Karbonu çoksa ceza kesilecek azsa avantajlar sağlanacak. Sanayimizi yeşil dönüşüme hazırlamalıyız” şeklinde konuştu.