Neşet TORUN
Mersin Kadın Platformu öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, Suriye’de Alevilere yönelik gerçekleşen katliamları ve özellikle kadınlara yönelik şiddeti protesto etti. Özgecan Aslan Meydanı’nda toplanan kadınlar, yaşamını yitirenler anısına Akdeniz’in sularına karanfil bıraktı. Eylemde yapılan açıklamada, “Suriye’de Alevi toplumuna ve özellikle Alevi kadınlara yönelik uygulanan şiddeti kabul etmiyoruz. Tecavüz, taciz ve katliam haberleri karşısında susmayacağız. Tüm azınlıkların ve kadınların yaşam hakkı güvence altına alınmalı, eşit yurttaşlık hakları tanınmalıdır” denildi.
“SALDIRILARA KARŞI SUSMUYORUZ”
Mersin Kadın Platformu adına açıklama yapan Canan Yüce, “Alevi kadınlarına yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz. Yaşadıkları devletlerin yönetimi altında toplumun ‘ötekisi’ olarak konumlandırıldılar. Bin yıldan bu yana değişen sistem ve devletler odu ancak Aleviler hep sistematik ayrımcılığa maruz bırakıldılar. Bu sistematik ayrımcılıklara Alevilerin bugünlere dek var olabilmelerinin nedeni her türlü baskı, ayrımcılık ve katliama karşı kadın erkek birlikte mücadele etmiş olmaları, zulme karşı ortak direnebilmiş olmalarıdır. Bugün de Alevilerin yaşadığı ülkelerde Alevilerin varlığına dair meşruiyet tanınmaması, hedef haline getirilmesi Alevilerin ‘katli vacip’ olarak hedef gösterilmesi, Alevi toplumuna yönelik dün ve bugün yürütülen katliam politikalarının da temel zemini. Bu tarihsel ve sistematik dışlanma ve ötekileştirme Alevi kadınları üzerinde çifte bir ayrımcılık ve şiddet olarak tezahür etmekte. Patriarkal sistemde kadın olarak, inanç kimliğinden dolayı eşit yurttaş olarak kabul edilmeyen, dışlanan Alevi kadınlar çifte eşitsizlik politikaları altında ağır şekilde bedel ödemekte. Gerek ülkemizde gerek Suriye’de yaşayan Alevi kadınların yaşadığı ayrımcılık bu yanıyla aynı. Bizler komşumuz olan Suriyeli Alevi kadınların siyasal İslamcı cihadist çeteler tarafından uğradıkları cinsiyetleştirilmiş saldırıları bu yanıyla çok önemsiyoruz. Kadın düşmanı siyasal İslamcı cihadist çetelerin Alevi kadınlara yönelik cinsiyetçi ve militarist saldırılarının ideolojik, politik olduğunun farkındayız. Kadınlara cinsiyetçi saldırılarda bulunan, kadınları vahşice katleden cihadist çeteler erkek egemen ideolojiden beslenen kadın düşmanları. Kadınların özgür ve eşitçe yaşamasından, hayatın her alanında yer almasından rahatsız olan kadın düşmanları olduklarını biliyoruz. Alevi kadınlarına karşı düşmanlıkları eşitlikçi Alevilik inancına ait olmaları, bu eşitlikçi Aleviliği kendi dünya görüşleri için tehlikeli buldukları giz değil” ifadelerini kullandı.
“MÜCADELE ETMEKTEN VAZGEÇMİYORUZ”
“Bizler patriarkal sisteme de, fıtratında kadın erkek eşitliğini kabul etmeyen siyasal İslamcı çetelere karşı da mücadele etmekten vazgeçmiyoruz. Suriye’de yıllardır Alevi kadınlara yönelik sürdürülen patriarkal, militarist, cihadist saldırılara uluslararası kamuoyunun suskunluğunun son bulmasını istiyoruz. Batının kadın katillerine kravat taktırarak aklamalarına karşıyız. Onlara milyonlarca Euro maddi destekte bulunarak kadınların hayatlarına rağmen desteklenmelerine, siyasi ortak olunmasına karşıyız” şeklinde konuşan Yüce, “Bilakis Alevi katliamından sorumlu olanların Uluslararası Ceza Mahkemeleri tarafından yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz. Suriye’de yaşayan Aleviler ve Alevi kadınlara, tüm azınlıklara eşit yurttaşlık hakkı tanınmasını ve yaşam haklarının garanti altına alınmasını talep ediyoruz. Alevi kadınlara yönelik her türlü saldırının bir an evvel durdurulmasını talep ediyoruz ve süreci takip ediyoruz. Biz kadınlar hemen yanımızda, az ötemizde her türlü erkek ve devlet şiddeti altında hayatlarını kaybeden, cinsiyetçi saldırılara sistematik şekilde açık bırakılan Alevi kadınların yalnız olmadıklarını bir kez daha haykırıyoruz. Farklı kimliklerden, farklı inançlardan, farklı siyasi çevrelerden kadınlar olarak Suriye’deki Alevi kadınlar kız kardeşimizdir, onların yanındayız diyoruz. Patriarkal zulme susmadık, susmayacağız” dedi.