Necdet TAŞ
Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık ve Hıdırbey mahallelerinde, afet konutu inşaatları kapsamında kamulaştırılan tarım arazilerine iş makineleri girdi. Üzerinde zeytin ve narenciye ağaçlarının bulunduğu arazilerde çalışmalara başlandı; çok sayıda ağaç söküldü. Arazileri kamulaştırılan vatandaşlar, kendilerine herhangi bir bilgilendirme yapılmadan başlatılan çalışmalara tepki gösterdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Tarsus Şube Başkanı Avukat Ferda Aras, Samandağ’daki acele kamulaştırma çalışmalarına tepki gösterdi.
“YAPMAYIN, ETMEYİN… YARALI BİR HALKA BİR DARBEYİ DE SİZ VURMAYIN”
Açıklamasında, “Her sabah Resmî Gazete’de yayımlanan yeni bir “acele kamulaştırma” kararıyla uyanıyoruz. Sadece Samandağ’da değil, Türkiye'nin dört bir yanında halkın topraklarına, evlerine, geçmişine, geleceğine tek taraflı şekilde el konuluyor. Üstelik bu uygulama Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesine dayanıyor; yani sözde “olağanüstü hâl” aracı olan acele el koyma yetkisi, artık rutin bir yönetim pratiğine dönüşmüş durumda” ifadelerini kullanan Aras, “Bu maddeye dayanarak, mülkiyet sahibinin haberi dahi olmadan, yargı denetimine kapalı bir süreç işletilerek mahkemeden alınan karar ile gülünç bir bedel üzerinden taşınmaza el konuluyor. Temyiz yolu yok. Delil toplama süresi yok. İtiraz hakkı yok. Taşınmazın üzerindeki ağaçlar, yapılar, ruhsatlı işletmeler, yaşanmışlıklar yok sayılıyor. Sular altında kalan köyler, yıkılan evler, bir daha geri getirilemeyecek zeytinlikler ve bağlar… Hepsi geri dönülmez biçimde yok ediliyor. Çünkü bir kere acele kamulaştırma kararı çıktı mı, artık geriye dönmek mümkün olmuyor. Telafisi imkânsız zararlar doğuyor. Bu, mülkiyet hakkına açık bir saldırıdır. Anayasa’nın 35. maddesi ile güvence altına alınmış temel bir hakkın, idari keyfiyetle yok edilmesidir. Ve bugün Samandağ halkı bu hukuksuzluğun en yakıcı örneğini yaşıyor. Depremle yıkılan bir halkın, yeniden ayağa kalkmasına izin verilmiyor. Tüm bağlarıyla toprağa tutunan insanlar, şimdi o topraktan sökülüp atılmak isteniyor. Buradan yetkililere, kamuoyuna ve vicdan sahibi herkese sesleniyorum. Yapmayın… Etmeyin… Yaralı bir halka bir darbeyi de siz vurmayın. Yüreği yanan insanlara, bir de toprağını kaybetme acısı yaşatmayın. Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi derhal yürürlükten kaldırılmalı; bu hukuksuz ve keyfi el koyma rejimi son bulmalıdır. Bu ülke, vatandaşını ezen değil, yaşatan bir hukuk düzenini hak ediyor” dedi.