ADEM GÜNEŞ

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın katılımı ile gerçekleşen Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 No.lu Şube iş yeri temsilcileri toplantısına, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcıları, İlçe Milli Eğitim Müdürleri, İl ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri, okul müdürleri, müdür yardımcıları, sendikanın iş yeri temsilcileri ve üyeleri katıldı.

“KONYA VALİSİNE TEPKİ”

Toplantıda konuşan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın; “Devletten alacaklıyız ama millete karşı borçluyuz. Bizim işimiz millet, derdimiz millet, kendimiz milletiz. Biz işimizin kolay olmadığını biliyorduk ama   bizde kolay işlerin adamı olmadığımız için bu işe başladık.  Bu teşkilatın alnındaki terde, güçte sizsiniz. Bu teşkilatın bir üyesi olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim. Toplumun her kesimini kucaklayarak ayrıştırmadan insanları diline, dinine ve ırkına göre kategorize etmeden kucaklayarak büyük bir Türkiye ideali ortaya çıkardık. 4 yıl önce sendikacılığı dışarıya açmaya çalıştığımızda kapısını çalacağımız kimsenin olmadığını görmüştük. Fakat şimdi dünyanın neresine gidersek gidelim tıpkı Memur-Sen'in dediği gibi, tıpkı Memur-Sen'in yaptığı gibi cümlesini duyuyoruz ve sendikal ağı 100'lerce ülkeye yaydık. Sendikalar adil bir paylaşım için mücadele ederler bunun yanında adil bir dünya ideali için mücadele etmeliler. Biz bu ülkenin entelektüel kapasitesiyle.  Güçlü bir dünya oluşacaksa bu bizim sayemizde olacaktır. Siz inanırsanız öğrenciler inanır, siz inanmazsanız kimse inanmaz. 24 Kasım geride kaldı. Görüyoruz ki öğretmenleri bir arena gibi bir yere toplayıp birader sen öğretmen misin? Tarzında bir üslupla hakaret ediliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Valiler, bakanlar öğretmenleri bir yere toplayıp merasim yapacaklarına kendileri öğretmenler odasına bir tatlı götürüp, çiçek götürüp öğretmenler gününü kutlamalılar. Öğretmenler okullarda yaşadıkları sıkıntıları içselleştirirler, ev ortamına taşırlar ve öğrencileri ile yaşadıklarını rüyalarında bile görürler. Öğretmenlik saat 5 dedi mi bitmez. Eve tek iş götüren mesleğin öğretmenlik olduğunu ve onun için bu mesleğe değer katmamız gerektiğini birçok kez ifade ettim. Öğretmenlik meslek kanunu mutlaka çıkarılmalı. Maliyet hesabı yapılmamalı, mahiyet hesabı yapışmalıdır” dedi.

“BİR ÖĞRETMEN ARKADAŞIMIZ ÖĞRENCİLERİN ÖNÜNDE ŞİDDETE UĞRUYOR”

Son yıllarda birçok arkadaşlarının şiddete maruz kaldığına dikkat çeken Yalçın, “Birçoğu hayatını kaybetti. Birçoğunun itibarı zedelendi. Bir öğretmen arkadaşımız öğrencilerin önünde şiddete uğruyor. Şimdi o arkadaş nasıl olacakta o okulda öğretmenlik yapacak. Mutlaka öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmalı, öğretmene şiddet uğrayanlar en sert şekilde cezalandırılmalıdır.  Biz örgütlü gücümüzle nasıl 258 kazanım elde ettiysek bu konudaki çözümsüzlüğü de çözüme kavuşturacak bizleriz. Öğretmenlik mesleği kariyer sistemine uygun hale getirilmeli, meslekte kıdem arttıkça ücrette artmalıdır. Okullarımızda bütçe yok. Günahını biz çekiyoruz. Mühür bize veriliyor git yap bu işi deniliyor. Âmâ bütçesiz nasıl yapılacak? Sonra en ufak bir şeyden okul müdürlerimize soruşturmalar açılıyor. Bütçe verilmeden okulların idare edilemediğini herkes bilmeli. Okul müdürü isen şantiye şefisin, öğretmen isen veli toplantısında tahsildarsın. Böyle bir durumdan öğretmenlerimizi de ,okul müdürlerimizde kurtaracak olan okulların bütçe sorununun çözülmesidir. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimi ve motivasyonunu artıracak bir sistem inşa etmeliyiz” ifadelerini kullandı.  2023 vizyon belgesi açıklandığını fakat hala öğretmenlik meslek kanununun çıkarılmadığını kaydeden Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Okulların bütçe sorunları çözülmedi. Bu sorunlar mutlaka çözülmeli. 450 bin örgütlü kapasiteye sahibiz sloganlarla sendikal mücadele yapmak kolaydır.biz akademik çalışmalarla sesi değil sözü yükseltmeye çalışıyoruz. Uluslar arası çalışmalar, odak analiz çalışmaları, eğitim izleme raporları ile erdemli bir tarzı, Akif İnanca bir tarzı ortaya koyuyoruz. Her konu ile ilgili disiplin er bir yaklaşımla alana yol açmaya çalışıyoruz. Çünkü biz ülkemizi seviyoruz. Bu ülkeden başka ne gidecek ne de yaşayacak bir yerimiz yok. Bu ülkenin korku tünelinden çıkması ve durmadan devam eden darbe süreçlerinden çıkması, hassasiyetimiz olan adil ve ideal bir dünya düzeninin kurulması için var gücümüzle durmadan çalışmaktayız. Vesayet sistemi ne zaman arz-ı endam etse bir dalga kıran olduk. 15 Temmuz'da,28 Şubat’ta, Cumhuriyet mitinglerinde, 6-8 Ekim olaylarında, MİT tırları operasyonlarında tarihe not düşecek dik duruş gösterdik.  Bundan sonra da örgütlü gücümüzle tüm yanlışların karşısında duracağız.”