Dereler işgal altında!


Mersin’de her yıl tekrarlanan sel afetlerinin sebebinin rant imarları ve kent merkezindeki dere yataklarının kapatılması olduğunu vurgulayan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Aktaş, “Mersin’in hem meteorolojik hem de coğrafi olarak riskli bir bölge olmasına rağmen kuru derelerinin imara açılması afete neden olmaktadır. Kayıtlı kayıtsız bütün derelerin ve bu derelerin üstü kapalı kısımları düzenli olarak temizlenmeli ve uzun vadede üstleri açılması gerekir” dedi.

 

Tarih : 8 Ocak 2020 Çarşamba 12:27

Adem GÜNEŞ

Mersin’de yaşanan sel afetiyle ilgili bir açıklama yapan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Aktaş, Mersin'de daha önce sel ile ilgili iki çalıştay yaptıklarını hatırlatarak, “Bu yaşanan afetin önemli nedenlerinden biri aşırı yağışlar olmakla birlikte, Mersin tarihten bu afetlerin belli dönemlerde yaşadığı da bilinmektedir. Bu yaşanan afetlerin küresel ısınmayla birlikte daha da artacağı öngörülebilir. Mersin’de son bir yıl içersinde 4 defa sel ve su baskını yaşaması da bunun bir sonucu olsa gerek. Mersin’in coğrafi özellikleri sel ve su baskını riskini arttırmaktadır. Mersin’in hem meteorolojik hem de coğrafi olarak riskli bir bölge olmasına rağmen kuru derelerinin imara açılması bir diğer sorun olarak görülmüştür. İmara açılan bu havzaların özellikle doldurularak yapılaşmaya açılması da sebeplerden birisi olarak tespit edilmiştir. Mevcut derelerin şehir merkezi kısmında üstünün dar ve yetersiz kapatılması, üstü kapalı kısımlarının temizliklerinin düzenli yapılamaması aşırı yağışlarda önemli sorunlara neden olmaktadır. Mersin’in mevcut kısıtlarına (meteorolojik, coğrafi ve kuru derelerin imara açılması) karşın yağmursuyu altyapısının yetersiz olması su baskınlarında önemli hasarlara yol açmaktadır. Dereler üzerindeki köprü ve menfezlerin dar ve yetersiz olması da bir başka sorunlu alan olarak değerlendirilmiştir” dedi.

“BELEDİYENİN İMAR UYGULAMALARININ TAKİPÇİSİ OLUNMALI”

Çalıştayın ikinci kısmında bu soruna çözüm olabilecek kısa ve uzun vadeli öneriler tartışıldığını hatırlatan Doç. Dr. Aktaş, “Çalıştayda mevcut bütün dereler kısa vadede tespit edilerek ve ivedilikle planlara yerleştirilmelidir Büyükşehir Belediyesi Meclisinden bu dere yataklarında yapılaşmaya izin verilmeyeceğine dair karar alınması tavsiye edilmiştir. Mersin Taşkın Yönetim Planının bir an önce yapılarak yürürlüğe konulması tavsiyeye değer bulunmuştur. Akarsuların, bu arada en küçük akarsu birimi olan derelerin ıslahı ile ilgili görev, yetki ve sorumluluklara dair mevzuatın gözden geçirileceği ayrı bir toplantının Kent Konsayi tarafından yapılması, tavsiyeye değer bir başka konu olarak gündeme gelmiştir. Derelerin imara açılması ile ilgili olarak kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri denetleme işlevi üstlenerek bunu etkin bir biçimde yerine getirmesi sağlanmalıdır. Kent konseyleri ve sivil toplum kuruluşları; belediyelerin imar uygulamalarının takipçisi olmalıdır. Kent konseyleri ve sivil toplum kuruluşları dere yataklarının tespiti ve bunların imara açılmaması konusunda toplumsal duyarlılığın arttırılmasında görev üstlenmelidir” dedi.

“YEŞİL ALANLAR ARTTIRILMALI”

Kayıtlı kayıtsız bütün derelerin ve bu derelerin üstü kapalı kısımları düzenli olarak temizlenmesi ve uzun vadede üstleri açılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Aktaş, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Derelerin üstünün kapatılarak ağaçlandırılmasının önüne geçilmelidir. Mersin ili için planlamalarda kullanmak üzere toprak yapısı, bitki örtüsü, altyapı ve topografik haritanın 1/1000 ölçeğinde hazırlanması gerektiği değerlendirilmiştir. Kent içerisinde yeşil alanlar arttırılarak su sızma kapasitesi yükseltilmelidir. Şehrin belli bölgelerinde sel ve taşkına karşı sanat yapılarının yapılması acilen gündeme alınması konusunda girişimler etkinleştirilmelidir. Dereler üzerindeki köprü ve menfezlerin su akışına uygun hale getirilmesi için görevli ve sorumlu kuruluşların bir an önce çalışmalarını yoğunlaştırması sağlanmalıdır. Uzun vadede ise ülkemizin su yönetimi tek bir yasa ile düzenlenmeli, görevli, yetkili ve sorumlu tek bir bakanlığın örgütlenmesi sağlanmalıdır. Bu konuyla ilgili farkındalık yaratmak için, çalıştay, panel ve sempozyum gibi etkinliklere devam edilmesi gerekiyor.”

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA