SESSİZ KALMAYACAĞIZ!


Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Cinsiyet eşitsizliğine dayalı politikanın, kadın haklarını ihlal ettiğini vurgulaya Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner, “Kadın hakları kazanımlarından vazgeçme çalışmalarına karşı sessiz kalmamız beklenmemelidir. . Hak savunucu olarak bizler kadının İnsan Hakları mücadelemizi dünden daha büyük bir inançla ve dayanışmayla sürdürmeye kararlıyız. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu haykırmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Tarih : 9 Mart 2020 Pazartesi 14:26

Adem GÜNEŞ

Mersin Adliyesi bahçesinde yapılan basın açıklamasına Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, yönetim kurulu ve avukatlar katıldı. Çevredeki vatandaşların da destek verdiği basın açıklamasında merkez adına konuşma yapan Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner, “Bizler, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak; Cumhuriyet Devrimleri sonucunda ve mücadelelerimizle elde edilen kadın hak ve kazanımlarından geriye götürmeye yönelik her türlü zihniyetin, söylemin, girişimin karşısında olacağımızı, kadına karşı ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının eşit ve özgür bir birey olarak var olduğu, kadının insan haklarının ihlal edilmediği, barışın ve özgürlüğün var olduğu bir Türkiye ve Dünya için; kadın haklarının teminatı olan Atatürk Devrimlerine ve Laik Cumhuriyetimize bağlılıkla, mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla saygılarımızla paylaşıyoruz. 8 Mart 1957 yılında Amerika’da kadın işçilerin düşük ücretleri, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşulları nedeniyle başlattıkları grevde 129 kadın işçinin yakılarak öldürülmesiyle başlayan süreç kadınların; eşitlik, özgürlük mücadelesinin simgesidir.8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü; tüm dünyadaki emekçi kadınların; kendilerini ailede, toplumda, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda eşit bir birey olarak görmeyen zihniyetlere karşı dayanışma ruhuyla hareket ederek; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin ortadan kaldırılması için gerekli eğitim, kültür, ekonomik ve yasal alanda çalışmalar yapılması taleplerini dile getirdikleri mücadele ve dayanışma günüdür” dedi. 

“DAHA FAZLA DAYANIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR”

Yürütmekte oldukları mücadelede çok daha fazla dayanışmaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Güner, açıklamasına şöyle devam etti: “Kadınlar olarak bizler başka bir dünyanın mümkün olabileceği çığlığını omuz omuza atmak durumundayız. Maalesef dünyada eşitsizlik, yoksulluk, şiddet ve savaşlar giderek artmaktadır. Bizler savaşı, yoksulluğu, eşitsizliği, şiddeti arttıran sistemi sorgulamadan ve değiştirmeden, kadının insan haklarının ihlalinin ortadan kaldırılamayacağının bilinciyle, insanları yoksulluğa iten, eşitsizliğe, şiddete ve savaşa yol açan bu sömürü düzeninin değişmesi gerektiğinin bilincindeyiz. Ülkemizde toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımız ne yazık ki, eşit bir şekilde eğitim ve istihdam olanaklarına ulaşamamakta, kültürel ve siyasal alanda yeterince temsil edilememektedirler. Kadınlarımızın büyük çoğunluğu mülksüz, yoksul ve emekçidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olması toplumsal ilerlemenin önündeki en önemli engeldir. Aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığı ve cinsiyet eşitsizliğine neden olan politikalar, kadının insan haklarının ihlalinde başrol oynamaktadır. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanarak, kadınların eğitime erişimleri sağlanmalıdır. Kız çocukların eğitimlerini bırakmalarına yol açan 4+4+4 sistemi terk edilmelidir. Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar alma süreçlerine etkin ve eşit biçimde katılmaları için eşit fırsatlar tanınmalıdır.”

“HAKSIZ PROPAGANDAYI ENDİŞEYLE İZLİYORUZ”

Kadına karşı gerek politikada, gerek medyada gerekse dini alanda kullanılan dilin erilleşmesinin önlenmesi gerektiğinin altını çizen Güner, “Ülkemizde son yıllarda kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin sayısı hızla artmaktadır. Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır. Kadına karşı şiddetin önlenmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının güvencesi olan 6284 sayılı yasaya, İstanbul Sözleşmesi’ne ve nafaka hakkına karşı son yıllarda yürütülen haksız propagandayı endişeyle izliyoruz. Uzun mücadeleler sonucunda elde edilmiş kadın hakları kazanımlarından vazgeçme çalışmalarına karşı sessiz kalmamız beklenmemelidir. Hak savunucu olarak bizler kadının İnsan Hakları mücadelemizi dünden daha büyük bir inançla ve dayanışmayla sürdürmeye kararlıyız. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu haykırmaya devam edeceğiz. Tüm kadın meslektaşlarımızın ve adliyedeki kadın emekçilerimizin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz” ifadelerini kullandı.

 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA