Adem GÜNEŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, İçel TV’de Semir Bolat’ın hazırlayıp sunduğu ‘Akdeniz’den Dalga Dalga’ Programı’nın canlı yayın konuğu oldu. Mersin’in güçlü olmasının yolunun birlik olmasından geçtiğini ifade eden MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Bu coğrafya bana ‘Birlikten güç doğar’ söylemini çağrıştırıyor. Küçükken dahi ben bu bölgenin dünyanın en önemli merkezlerinden biri olabileceğini düşünürdüm. Bugün de en büyük idealim bu bölgeyi dünyanın sayılı ekonomi bölgelerinden biri haline getirebilmek. Mersin’de sadece ekonomi değil, kültür, sanat, sporu, barış, uzlaşı her şey var. Burası birlikte yaşama kültürü çok yüksek bir kenttir. Geçmişe çok özlem duyuluyorsa bugünden mutlu olmadığımız anlamına gelir. Örneğin Mersin’de hoşumuza giden kaç bina var. Diyelim Halkevi. Şimdi Kültür Merkezi deniyor ama ben kabul etmiyorum. Orası Halkevi. En beğendiğimiz binalardan birisi burası. Bir diğeri Tevfik Sırrı Gür binası. Akdeniz ilçesinde birçok tarihi binalarımız var. Eski taş binalar var. Şimdiki binalardan memnun değilim. O zamanlar daha gelişmiş bir kültürdü. Biz geçmişe özlem duyarak Mersin’in bugününü daha iyi yapabiliriz. Ama geçmişe özlem duymuyorsak Mersin’in bugünü ve yarınını hayal edemeyiz. İkinci bir hayalim dağdan bakıp denizi görmek, denizden bakıp dağı görmek. Denizden, dağa yeşil bir koridor oluşması. Dikey birkaç tane büyük bulvarın açılması birçok sorunu çözecektir. Kentsel Dönüşüm Kanunu var. Binaları taşırsınız kimse hakkını kaybetmeden planlamalar yapılabilir. İstenirse uygulamak kolay. Yeter ki hayal kurup gerçekleştirmek için uğraşalım” ifadelerini kullandı.
“RANT İCAT EDİLDİ HER ŞEY BOZULDU”
Mersin’in değerlerinden yavaş yavaş koptuğuna dikkat çeken Kızıltan, “Ortaokul ve Lisede hafta sonu Mersin İdmanyurdu maçı olunca arkadaşlarla toplanırdık, yürüyerek stadyuma giderdik. Kavga gürültü olmazdı. Çok küfür yoktu. Milletvekilleri olur, vali, belediye başkanı olurdu herkes bir arada eğelenir maç izlenir dönülürdü. Şimdi yapay bir ortam var. O yıllardaki gibi samimi bir ortam yok. Ben doğal yaşamayı severim. En büyük arzularımdan birisi de kentimizde o samimi ortamın yeniden yaratılması. Fransa’da her yıl folklor yarışması olurdu ve Türkiye her yıl şampiyon olup büyük ilgi görürdü. Niye kaldırıldı, ne zaman kaldırıldı sorgulamak lazım. Müzik, sanat, spor bunlar evrenseldir. Mersin’in yerel orkestraları vardı ve o dönemin müziklerini çalardı. Artık o kültür kalmadı. Zenciler Amerika’da Jazz müziği ve sporla birlikte sempatiyle karşılanmaya başladı. Türkiye Avrupa’da Galatasaray’ın şampiyonluklarıyla sempati kazandı. Spor, müzik, sanat toplumları sempatik gösterir ve sevgi ile bakılmasını sağlar. Bu değerlerimizi yok edip insanları belli bir noktaya kanalize edersek dünyadan da kendimizi dışlarız. Rant icat edildi her şey bozuldu. Sanattan spora her konuya yansıdı. Benim eşim de folklorcu ve ben de o ortamlarda çok bulundum. Danslarından elbiselerine çok farklı bir kültür ve çok mutlu oluyordum. Bizim toplumumuzda kadın ve erkek hep bir arada olmuştur. Ama bir gün bir şekilde kadın ve erkek ayrıldı. Kadınlarla erkekler bir arada oynayamaz dendi ve farklı bir ortama geldik. Tüm dünya bu şekilde yürüyor. Toplumu yapay gündemlerle yok edip yeteneklerini bastırmayın. Müzik dinlerken hep 70’li yılların sonuna kadar olan müzikleri dinlerim. Son yıllarda sanat değeri yüksek bir parça gösterebilir misiniz? Sanatı, kültürü hızla yok ediyoruz. Bu toplumu kalkındıracak sanattır, kültürdür. Bir işadamı sadece iş mi yapacak. Onun bir ruhu yok mu? Ücra köydeki insanlar nasıl deşarj olacaklar, rahatlayacaklar. İnsanları birbirinden ayıramazsınız. Kimi kimden koruyorsunuz. Sanattan uzaklaşmamalıyız. Kadın olmadan medeniyet olmaz” dedi.
“TÜRKİYE ARTIK KAVGA İSTEMİYOR”
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinde yaşanan gerilime de değinen MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Ben herkesle her ortamda her konuda konuşmaya hazırım. Konuşarak anlaşacağız. Birbirimize tahammül edeceğiz. Son Büyükşehir Belediye Meclis Toplantısı. Bunun izahı yok. Şiddetin açıklaması var mı? Medeni olacağız. Herkes sabırlı olacak. Türkiye artık kavga istemiyor. Kavga ile besleniyor bazı siyasetçilerimiz ama biz de çıkıp kavga istemediğimizi söyleyeceğiz. Ben Ayhan Kızıltan olarak ne Mersin’de ne Türkiye’de kavga istemiyorum. Son meclis toplantısı ile ilgili olarak bize niye sessiz kalıyorsunuz deniyor. Bir kez orada o ortamı yaratanlar düşünecekler, birkaç gün düşünecekler. Televizyonda kendilerini izleyecekler. Onlar kendi yaptıklarının, o ortamın nasıl bir olumsuz ortam olduğunu anlayacaklar. Vicdani bir sorgulamaya girecekler. Sonra biz söyleyeceğimizi söyleyeceğiz. Biz kimseye ayar verecek pozisyonda değiliz. Biz bu kentin duygularını anlatacağız. Nasıl olmasını istediğimizi anlatacağız. Bunlar hep kültür eksikliğinden, sanat yoksunluğundan, eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Tüm sorunların temelinde rant var. Kentler insanların rahat, mutlu şekilde yaşaması için tasarlanır ve yönetilir. Muhalefet de, iktidar da STK’lar da kentteki hayatın daha iyi olması için çalışır. Mersin’e bir bakan geliyor, üst düzey yetkili geliyor. Biz MTSO olarak Mersin’in temsilinde en önlerde olmalıyız. Gidiyoruz kenarda kalıyoruz. Partilileri aşamıyoruz. Bizim oradaki varlığımız Mersin’le ilgili sorunları iletebilmek, Mersin’le ilgili planları öğrenebilmek. Bu trafik iyi ayarlanmalı. Mersin’de ilk defa kavga olmayan bir kurum MTSO. Meclis Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak hep kol kolayız. Bu bile yadırganıyor. Neden bu kadar samimisiniz bu işin altında bir şey var deniyor. Bırakın artık bu düşünceleri. Bir uyum sağlamışız lütfen herkes uyumlu olsun. Bu kente büyük bir örnek olduğumuza inanıyorum” diye konuştu.
“MERSİN’E BİRKAÇ CADDE KAZANDIRILMALI”
MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise, “Mersin, ülkemizin önemli bir kenti. Mersin, barış ve kardeşlik kenti. Yükselen Toroslar’ın dibinde kardeşlerine kucağını açan bir kent. Mersin mutlu olduğu zaman Türkiye mutlu demektir. Türkiye’yi Mersin ile ölçebilirsiniz. En basiti kaç parti varsa hepsi buradan milletvekili çıkarıyor. Mersin bir tek savaşa, kavgaya kapılarını kapatıyor. Mersin’e birkaç cadde kazandırılmalı. Dağdan denize direkt inen çok az yol var. Hep paralel yollar. Belediye başkanlarımızın hepsi yeni seçildi. Umarım onlar da bu düzenlemeleri düşünüyordur. Çocukluk yıllarımızda Siverek’te futbol oynamak çok iyi karşılanmazdı. Ben futbol oynardım ve malzemelerim babam görmesin diye komşunun evinde kalırdı. Okul takımında, mahalle takımında iyi de oynardım. Siverekspor’un içinde büyüdüm. Oynadığımız alan çakıldı. Düşerdik parçalanırdı her yerimiz, canımız acır ama bir şey diyemez oynardık. Folklorda da çok iyiydim. Tüm oyunları iyi oynardım. Folklor aslında bir isyandır. Flamenko da öyledir. Hepsi güç gösterisidir. Olaylara tepkidir. Yarışmalarda birinci gelirdim. Siverek Lisesi’nde okurken hem öğrenci yetiştiriyordum hem de oynuyordum. Siz yaşamı güzelleştirirseniz, kolaylaştırırsanız her şey güzel olur, ama korumazsanız, güzelleştirmezseniz değerleriniz kaybolur. Eskiden sokakta bir samimiyet varken şimdi aynı binada oturan insanlar birbirini tanımıyor. Yurtdışı danslarını çok güzel turizm amaçlı da kullanıyor, yarışmalar düzenliyor. Bizim ülkemizde de çok zengin bir dans kültürü var. Bunu değerlendirebiliriz” şeklinde konuştu.
“HALUK ULUSOY’DAN SONRA FUTBOL BİTTİ”
Türkiye’de futbol kulüplerinin yanlış yönetildiğini ve yanlış transferle iflas noktasına getirildiğini savunan İzol, “Haluk Ulusoy’dan sonra futbol bitti. O zamanlar Futbol Federasyonu zengindi, yatırımlar, sahalar yapıyordu. Adam kayırma yoktu. Futbol kulüpleri güçlerinin dışına çıkamıyordu. Şimdi 10 liralık gücün var 100 liralık harcama yapıp 90 lira açık veriyorsun ve giderek yok oluyorsun. Biz yıllarca süper lige çıktık en çok 2. lige düştük. Amatöre kadar gelmedik. Ama yanlış uygulamalar yapıldı. Futbolcular değerinden fazla paralar aldı. Ayağını topa vurmadan trilyonlar alan futbolcular var. Futbol Federasyonu’nu yönetecek kişilerin hesapları çok iyi yapmaları, kendi şirketlerini yönettikleri gibi yönetmeleri lazım. Kulüp başkanlarının kulübü takımı borçlandırma yetkisi olmamalı. Gücü ölçüsünde çalışabilmeli” dedi.
“BİZİM TURİZMİMİZİ LÜKS BALTALIYOR”
Programda turizm konusuna da değinen İzol, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Bizim turizmimizi lüks baltalıyor. Biz göstermelik işe önem verip para harcıyoruz. Avrupa’da küçük maliyetlerle büyük paralar kazanırken biz büyük maliyetlerle küçük paralar kazanıyoruz. Tekstilde de böyle. Marka olmadığımız için sorun yaşıyoruz. Çok maliyetle ürünlerimizi düşük rakamlara satıyoruz. Savaşta başarıyı kadın getirmiştir. Kavgalarda kadın zılgıt çalar ve erkekleri yüreklendirir başarıya götürür. Kadın, erkekten daha cesaretlidir. Savaşta mermileri taşıyanlardır. Giderek daha kötüye gidiyoruz. Köykent Projesini uygulayamadık. Çiftçinin köyde kalması sağlanamadı. Tarım işçisini azalttık, çalıştıracak kimse bulamadık. Sanayi dedik ama olmadı. Sanayi olacaksa da tarıma dayalı sanayi yapsaydık. Mersin, değerlerine çok bağlı bir kentt. Mersin’i algılamak önemli. Algılamazsanız Mersin’i tanıyamazsınız. MTSO da bu kentin en önemli değerlerinden birisi. Belediyeden sonra en büyük kurum. Burada bizlerin fikrinin alınması çok önemli. Biz şahıs olarak 2 kişi değiliz. 18 bin aktif üyemiz var ve onları temsilen varız. Bize sorunlarını iletmemiz adına görev veriyorlar. Belediyelerle çok iyi çalışıyoruz. Herkesle diyalogumuz çok iyi.”