YAVRU VATAN 46 YAŞINDA!


‘Ayşe Tatile Çıksın’ parolasıyla tarihe geçen Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46. Yıldönümü korona virüs nedeniyle harekatın başlangıç yeri olan Mersin’de sade bir törenle kutlandı. Burada konuşan KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, “Kıbrıs Türk Halkı olarak, adada kalıcı ve kapsamlı bir uzlaşıya varılması gayesiyle anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile sergilediğimiz kararlılık ve yapıcı tutuma karşın, Rum tarafının yıllardır sergilediği uzlaşmaz siyasetin bedeli halen Kıbrıs Türkü’ne ödettirilmektedir. Adada adil, kalıcı, sürdürülebilir barış isteyen taraf, her zaman Kıbrıslı Türkler olmuştur. Çözüm isteyen ve bunun için uğraşan Kıbrıs Türkü’nün izolasyonlara maruz kalmasının izahı mümkün değildir” dedi.

 

Tarih : 20 Temmuz 2020 Pazartesi 11:34

Necdet TAŞ

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in "Ayşe tatile çıksın" parolalı emriyle tarihe geçen Kıbrıs Barış Harekatı, Rum mezalimi altındaki adayı 46 yıl önce barışa kavuşturdu. Türk Silahlı Kuvvetleri 498 şehit verdi. Kıbrıs Türk tarafından ise 70'i mücahit, 270 kişiyi can verdi.  Barış Harekatı'nın 46. yıl dönümü dolayısıyla Mersin'de tören düzenlendi.  Korona virüs salgını nedeniyle sınırlı katılımın olduğu törende, KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli ile Türkiye Muharip Gaziler Derneği, Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ve Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri derneği Mersin Şubelerinin temsilcileri tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunuldu. Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından sona erdi.

COVİD 19 NEDENİYLE BURUK KUTLAMA

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşan KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, Kıbrıs Barış Harekatının başlangıç noktasında gönül isterdi ki, bayramımızı çok daha coşkulu, vatandaşlarımızla ve Mersin halkıyla birlikte kucaklaşarak kutlayalım. Ama dünyada olduğu gibi ülkemizde ve anavatanımız Türkiye Cumhuriyetinde de korona virüs pandemisiyle mücadelemiz hala sürmektedir. O yüzden yine aynı coşkuyla fakat birbirimizden ayrı olarak bu bayramı geçiriyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda çok daha sağlıklı ortamda bayramımızı kucaklaşarak kutlarız. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, ‘Ne Mutlu Türküm’ diyen herkes için mutlu bir gün ve bayramdır. Kıbrıs Türk halkı çok zor süreçlerden geçti. Bugün Barış Harekatının üzerinden 46 yıl geçti. O gün doğan çocuklar bugün 46 yaşında. O gün henüz doğmamış olanlara Barış Harekatının ne anlama geldiğini anlatmak, yaşı daha büyük olanlara da anımsatmak gerekiyor; çünkü 20 Temmuz durup dururken meydana gelmedi. Bunun 5 gün öncesi 15 Temmuz; Yunanistan’daki cuntanın Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için EOKA terör örgütüyle birlikte düzenlediği başarısız harekatın tarihiydi. Tabi 2016 yılında 15 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyetinde de aynı şekilde sivil yönetime karşı girişilen kalkışmanın da tarihidir. Çok şükür, her ikisi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır” ifadelerini kullandı.

“MÜCAHİT VE MEHMETÇİK EL ELE VEREREK KIBRIS’TA BİR DESTAN YAZDI”

Bundan 46 yıl önce gerçekleştirilen Barış Harekatı’nın, tarihin seyrini değiştirecek, adada yıllarca Türklere kan kusturanlara verilen bir yanıt ve onlara indirilen okkalı bir şamar olduğunun altını çizen Mendeli, “1963’ten 1974’e kadar tam 11 yıl boyunca göçü, yokluğu, acıyı, can ve mal kaybını her bir bireyine varıncaya kadar doğrudan ya da dolaylı şekilde yaşayan Kıbrıs Türk Halkı, bu zulme direnmiş, kimliğine sahip çıkmış, adada onuruyla var olma hakkından vazgeçmemiş, Türklüğe yakışır şekilde direnmiştir. İstiklal Marşını ruhunda yaşatan, Kurtuluş Savaşını örnek alan, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gitmeyi şiar edinen Mücahit ve Mehmetçik el ele vererek Kıbrıs’ta bir destan yazmıştır. Kıbrıs Türkü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çatısı altında, Rumların tüm izolasyon politikalarına rağmen anavatan Türkiye Cumhuriyetinin desteğiyle güven ve refah içinde yaşıyor. Üzülerek ifade etmek isterim ki, Kıbrıs Türk Halkı olarak, adada kalıcı ve kapsamlı bir uzlaşıya varılması gayesiyle anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile sergilediğimiz kararlılık ve yapıcı tutuma karşın, Rum tarafının yıllardır sergilediği uzlaşmaz siyasetin bedeli halen Kıbrıs Türkü’ne ödettirilmektedir. Adada adil, kalıcı, sürdürülebilir barış isteyen taraf, her zaman Kıbrıslı Türkler olmuştur. Çözüm isteyen ve bunun için uğraşan Kıbrıs Türkü’nün izolasyonlara maruz kalmasının izahı mümkün değildir. Herkes bilmelidir ki, Kıbrıs’ta olası bir çözüm, ancak Kıbrıs Türkü’nün siyasi eşitliğinin teminat altına alındığı, güvenlik kaygılarının karşılandığı koşullarda gerçekleşebilir. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkü’nün refahının, güvenliğinin ve geleceğinin garantisi olmaya devam edecektir. Adanın ve bölgenin zenginliklerinin sadece kendilerine ait olduğunu zannedenler, bugün olduğu gibi gelecekte de karşılarında Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’yi bulacaklardır. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin, Avrupa Birliğini kullanarak, Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkının haklarını gasp edebileceği rüyasından uyanıp, akıl, mantık yolu olan Kıbrıs Türk tarafı ile işbirliği ve anlaşmaya gitmesi gerekmektedir. Avrupa Birliğinin de Kıbrıs Türk halkının haklı sesini duyarak, Rum tarafının uzlaşmazlığı ile Kıbrıs Türkü’nün haklarını gasp etmesine ‘dur’ demesi gerekmektedir. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile bağımsızlığa kavuşmalarında büyük emekleri olan Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş olmak üzere vatan uğruna canlarını feda eden şehitler ile gazilere minnet ve şükranlarını sunarak, herkesin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramını kutluyorum” şeklinde konuştu.

İŞTE KIBRIS ADASININ DÜNÜ VE BUGÜNÜ

‘Ayşe Tatile Çıksın’ parolasıyla tarihe geçen Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46. Yıldönümü. Harekatın üzerinden 46 yıl geçti. Peki Kıbrıs barış Harekatı ne zaman gerçekleşti? 20 Temmuz 1974’te neler oldu? İşte Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Barış harekatının detayları… Kıbrıs, 1571’de Osmanlı Devleti tarafından fethedildi. 300 yıldan uzun süre Osmanlı toprağı oldu. Ancak 93 Harbi'nde Osmanlı'nın Ruslara yenilmesiyle her şey değişti. İngiltere'nin desteğini almak isteyen Osmanlı, 1878'de Berlin Antlaşması'nı imzaladı. Bu antlaşmaya göre ada toprağı Osmanlı'da kalacak ancak idari kontrol İngiltere'de olacaktı. Osmanlı, I. Dünya Savaşı'nda İngiltere ve müttefiklerine karşı Almanya'nın yanında yer aldı. Yenilgi, Kıbrıs'ı da etkiledi. İngiltere, 5 Kasım 1914'te adayı ilhak ettiğini açıkladı. Savaş sonunda yapılan Lozan Barış Antlaşması'yla tamamen İngilizlerin kontrolüne girdi. Adada 1974 harekatına giden sürecin ilk adımları 50'li yıllarda atıldı. Rumlar, Yunanistan'a katılmak için birtakım faaliyetlere girişince Türkiye de meseleye dahil oldu. Adada iki toplumlu bir devletin kurulması için harekete geçildi. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin yürüttüğü görüşmeler sonucunda 1959 yılında Türk ve Rum halklarının ortak yönetecekleri bir Kıbrıs Devleti'nin kurulması kabul edildi. Varılan mutabakata göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülkeler oldu. Kıbrıs'ta anayasal düzeni bozmaya yönelik herhangi bir girişimde bu üç devlete müdahale yetkisi verilmiş oluyordu.

EOKA SALDIRILARI VE KANLI NOEL OLAYI

Kıbrıs Devleti kuruldu ama umulan barış bir türlü gelmedi. Çünkü Rum siyasetçiler, Yunanistan'la birleşme amacından hiç vazgeçmedi. Rumların bu yolda örgütlenerek harekete geçmesi çok sürmedi. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilen Makarios öncülüğünde kurulan EOKA (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) adlı Rum örgütü, Türklere karşı saldırılara başladıç Bu saldırıların en kanlısı ise 1963 Aralık’ta düzenlendi. Saldırı, tarihe ‘Kanlı Noel’ adıyla geçecek kadar vahşiydi. Yüzlerce Türk bir gecede katledildi. Olaylara Türkiye kayıtsız kalmadı. Türk savaş uçakları, Lefkoşa üzerinde uçarak Rumlara ilk mesajı verdi. Adada artan karmaşa üzerine Birleşmiş Milletler devreye girerek kontrolü sağlamaya çalıştı. BM'in müdahalesine rağmen Rumlar, saldırılarına devam etti. Garantör devletlerden biri olan İngiltere ise herhangi bir müdahalede bulunmadı. Saldırıların artması üzerine Türkiye müdahale hazırlığına başladı. 1964'te İnönü hükümeti, TBMM'den Kıbrıs'a müdahale yetkisi aldı. Hükümet, 7 Haziran'da adaya müdahale edeceğini duyurdu. Ancak ABD devreye girmekte gecikmedi. ABD Başkanı Lyndon Baines Johnson, 5 Haziran'da İsmet İnönü'ye mektup yazdı. Tarihe ‘Johnson Mektubu’ olarak geçen mesajda Türkiye'den harekattan vazgeçmesi istendi. ABD'den gelen açık tehdit üzerine Kıbrıs'a müdahale planı rafa kaldırıldı. Harekattan vazgeçilmesiyle EOKA'nın faaliyetleri daha da cüretkar oldu. Özellikle 1967'den itibaren Türklere karşı olan baskı gitgide artırıldı. Katliamlar yeniden başladı. Zorunlu göçlerle Türk halkı Ada’nın yüzde 3'lük kısmına sıkıştırıldı. 1974'te Yunanistan, adanını ilhakı için harekete geçmesi Türkiye için bardağı taşıran son damla oldu.

20 Temmuz 1974’TE TÜRK ORDUSU KIBRIS’TA

20 Temmuz 1974 sabahı saat 06.05'te Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Harekat kapsamında Türk paraşütçüler, sabahın erken saatlerinde Kıbrıs semalarında göründü. Türk ordusu Lefkoşa civarına havadan indirme, Girne civarına ise denizden çıkarma yaptı. Yaklaşık 3 bin asker harekatta görevliydi. Dünya, harekatı Başbakan Bülent Ecevit'in yaptığı tarihi açıklamayla duydu: “Biz aslında savaş için değil barış için, yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz.” Harekat haberi Kıbrıslı Türkler tarafından sevinçle karşılandı. Gece boyunca süren çatışmaların ardından Türk ordusu, Rumların direnişini kırmayı başardı. Müdahale başarılı olsa da sorun tam olarak çözülemedi. Çünkü Türk köylerinde Rumların baskısı artarak sürüyordu.  Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı'nı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararına uyarak 22 Temmuz 1974'te sona erdirdi. Yine BM Güvenlik Konseyi'nin kararına göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bir araya gelerek Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelere başladı. 25 Temmuz 1974'te toplanan I. Cenevre Konferansı, 30 Temmuz’da imzalanan anlaşmayla son buldu. Taraflar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Türk ve Rum olmak üzere iki özerk idarenin olduğunu kabul ettiler. Garantör devletlerle Türk ve Rum toplumlarının temsilcilerinin katılacağı ikinci bir konferansın yapılmasına karar verildi. 2. Cenevre Konferansı'na kadar Rum ve Yunan askerlerin Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu. Ancak çekilmedikleri gibi saldırılarını da sürdürdüler. Bu olayların gölgesinde toplanan II. Cenevre Konferansı 8 Ağustos 1974'te başladı. Görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağına kanaat getiren Türk yetkililer, harekatın yeniden başlamasına karar verdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş, derhal Ankara'yı aradı. Güneş'in telefonda karşı tarafa söylediği sözler tarihe yazıldı: Ayşe tatile çıktı. Ayşe, Turan Güneş'in kızıydı ama bu konuşmanın Ayşe'yle ilgisi yoktu. “Ayşe tatile çıksın” ikinci harekatı başlatacak parolaydı. Türk ordusu, ikinci harekatta kısa sürede başarıya ulaştı. Adanın neredeyse yüzde 35'lik bölümü ele geçirildi. Bölgede yaşayan Türk halkının güvenliği bu kez tamamen sağlandı.

KUZEY KIBRIS TÜRKİYE CUMHURİYETİ KURULDU

Kıbrıs Barış Harekatı'nda Türk ordusu, 498 şehit verdi. Kıbrıs Türk tarafı ise, harekatta 70'i mücahit, 270 kişiyi kaybetti. Kıbrıs Türklerinin genel olarak verdiği şehit sayısı ise 1672 olarak kayıtlara geçti. Sonuçta harekat sayesinde Kıbrıs'ın bugünkü sınırları çizildi. 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rauf Denktaş, Federe Devlet ve Meclis Başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşu dünyaya ilan edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı da yine Rauf Denktaş oldu.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA