Mersin Türkiye’nin en modern arkeoloji müzelerinden birine sahiptir.

Hâlâ ziyaret etmediyseniz,  en kısa zamanda bu muhteşem müzeyi ziyaret etmelisiniz.

Müzemizin bazı yan etkinliklerde de kullanılması çok değerlidir; müzenin atmosferinde yapılması bu etkinliklere farklı bir anlam kazandırıyor.

Müze yetkililerinin ne kadar ilgili ve müzenin tanıtımı için istekli olduklarını biliyorum. Müze Müdürü Songül Ceylan Bala’nın gayretleri her türlü takdire değer…

Hem müze içerisinde farklı alanlarda, hem de müze salonunda Mersinli müzik topluluklarının verecekleri konserlere sıcak bakıyorlar ve destekliyorlar.

Mersinliler de bu sayede hem müzeyi gezmiş oluyor, hem de bu muhteşem atmosferin keyfini müzikle yaşıyorlar. Zaten böyle bir ortamda özellikle kültür

ve sanata katkı yapılmasının verdiği haz çok değerlidir.

Müzede yapılan etkinlikleri çok önemsediğimden,  köşe yazılarımda sıkça anlattım.

Akdeniz Opera ve Bale Kulübü  tarafından kurulan AKOB Mersin Barok Müzik Topluluğu’nun, Arkeoloji Müzesi’nde verdiği  konseri  hatırlıyorum. 

Müzenin gizemli atmosferinde eski eserlerin arasında, onları hissederek ve kokusunu soluyarak yapılan konser gerçekten muhteşemdi.

Yine hatırladıklarım; çocuklar için Karagöz- Hacivat gösterisi yapıldı

Klasik Koro konser verdi; çesitli sergiler yapıldı.

*                      *                      *

Dünya Emekçi Kadın Günü’nü anma amaçlı çok değerli bir etkinlik yapıldı.

GİŞKAD (Girişimci İş Kadınları Derneği) geçtiğimiz bir 8 Mart Kadınlar günü için

“Emeğin Yaratıcılık Yüzüne Bir Örnekleme“ “Sanattan Zanaata Kadına Dair Bulgular”başlığı altında bir etkinlik düzenledi

Önce Olgunlaşma Enistitüsünde yapılan el emeği göz nuru ürünlerin sergisi gezildi. Daha sonra tarihten gelen Mersin kadınları ve modernize edilmiş yörük sanatı konulu bir defile yapıldı.

Arp çalan bir sanatçının yaptığı müzikli defile eski eserlerin derin anlamına farklı bir değer kazandırmıştı.

Öte yandan, yeni Kültür ve Turizm Müdürümüz Hakan Doğanay göreve başladığı günden itibaren Mersin’de bir farklılık yarattı.

Son olarak “Kitap ve Kültür Günleri” etkinliğini düzenlediler.

Hafta başında Müzemiz  "IŞILTININ HİKAYESİ: Zamanın Kadınları ve Takıları" Sergisi’ne ev sahipliği yaptı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde gerçekleştirilen "102. Yılda 102 Sergi: Cumhuriyet'in Işığında Anadolu'nun Kültürel Mirasına Yolculuk" projesi kapsamında Cumhuriyet döneminden M.Ö. 2000 yılına kadar (Orta Tunç Çağı, Demir Çağı, Hellenistik Dönem, Roma Dönemi, Doğu Roma Dönemi, Osmanlı Dönemi, Cumhuriyet Dönemi) yaklaşık 4000 yıllık tarihî bir yolculuğa çıkaran "IŞILTININ HİKAYESİ: Zamanın Kadınları ve Takıları" adlı sergide; Mersin Arkeoloji Müzesi envanterine kayıtlı olan ve “Kadınlar Günü” temasına uygun olarak belirlenen arkeolojik ve nitelikte olan toplam 93 adet seçkin eser sergilendi.

Sergi Nisan ve Mayıs aylarında açık olacak, gezilebilecek

Gündelik hayatın belki de zorunlu karmaşası, aklı ve bedeni yoran hızı ve sayısız ayrıntısı içinde yavaşlamayı, durarak seyretmeyi, baktığımız şey üzerine düşünmeyi neredeyse unuttuk.

Aşırı hızlanma ve hızlı tüketim zorlaması içinde dış dünya hepimizi işgal ediyor; eşya, seküler dünyanın çağrısıyla adeta fetişleşti, tüketim çılgınlığı içinde kendimizi, kendimiz ve insan hakkında düşünmeyi unuttuk; yaşanılan şimdiki zaman ve gelecek mutlak bir zaman oldu ve geçmişin hâlâ duyulan sesi ve hayatı kuran eli akla bile gelmez oldu

Tarih ise geçmiş bir zamandan ibaret…

Oysa zaman ve geçmişin dersleri, kurucu anlamı ve hep süren sesi müzelerde bizi bekliyor. İnsan eliyle yaratılan takılar, tüketim malzemesi olmaktan çıkarak bize kalıcı anlamlar sunuyor. Hayatı, hayatınızı bir de buradan anlamaya çalışın diyor; yavaşlayın, durmayı ve düşünmeyi hatırlayın; zamanın büyük çadırına girin ve gündelik koşturmanız içinde neleri ihmal ettiğinizi, neleri unuttuğunuzu   

anlamaya çalışın… Özetle: Kendinize bir iyilik yapın.

Mersin Arkeoloji Müzesi ve aynı mekânda ağırlanan Işıltının Hikâyesi  için zaman ayıralım; zamanı, insanı, kendimizi ve hayatı sükun içinde algılamak ve düşünmek için; estetik bir arınma için kendimize bir armağan verelim.

Bu iyilik ve estetik arınma için emek veren, imkân tanıyan herkesi saygıyla, minnetle selamlıyorum.

HARUN ARSLAN