image

Okunma : 17  Tarih : 17.03.2025  E-Mail : labar.faruk.rf@gmail.com

 
Faruk RİFAİOĞLU

ZAMANDA İZ BIRAKMAK

  Bazılarımızın ömrümüzün bazı dönemlerinde veya olgunlaştığımızı hissettiğimiz bir zaman diliminde üzerine kafa yorduğu, düşündüğü önemli meselelerden biridir bu.

       Geçen gün oturduğum parkta öğrencimin babasına tesadüf ettim. Hattat ve işinin erbabı bir sanatkâr. Bir saatten fazla sürdü sohbetimiz, hayattan ve hedeflerden bahsettik. Bazı hususlarda aynı kanaatleri paylaştığımızı gördük.  ‘’ İnsan hayatta muhakkak bir iz bırakmalı’’ dedi.

     Ben yazılarımla ve yetiştirmeye çalıştığım çocuklarımla, o da yapmış olduğu hat sanatını icra ederken, yazmış olduğu yazının, tabelanın veya tablonun alt kısmına kendisini simgeleyen logoyu resmettiğini bunun da kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.

        Baktım ki insanların bir kısmı geçip giden zamana her daim bir iz bırakma sevdasında ki ben de o sevdalılardan biriyim. Evet her ân, ipi elimizden uçurtma gibi sıyrılan zamana bir şeyler takmadan gidilmemeli. Umarım bıraktığımız ve bırakacağımız izler anlamlı ve güzel izler olur. Yarın hesap gününde terazi önünde ‘’emanetleri bırak bakalım’’ denildiğinde, eksik gedik bir şeyler çıkmamasını temenni ederim.

            Bana kendini anlat / Çiçek Mehmet’im

        ‘’İnsanın kendini anlatmasından daha zor ve daha yararlı hiçbir şey yoktur. Üstelik, meydana çıkmak için insanın süslenmesi, kendine çekidüzen vermesi gerekiyor. Ben durmadan kendimi düzenliyorum, çünkü durmadan anlatıyorum.’’ ‘’Montaigne’’

        Günümüzde yaşadığımız dünyada hissettiğimiz en büyük ihtiyaçlardan biri kendimizi anlatmak ve dolayısıyla da anlaşılmak. Özellikle de sevdiklerimizin değer verdiklerimizin bizi dinlemesine, anlamasına ihtiyacımız var. Yaşadığımız toplumda öyle zarif, öyle temiz, öyle saf ve kibar insanlar var ki onlar için iyilik adına ne yazılsa az gelir. Antakya’da bulunduğum dönemlerde çalıştığımız mali müşavirin yanında karşılaşmıştım Mehmet ÇİÇEK’le.

       Mali müşaviri ziyaret edip, muhasebeci arkadaşların olduğu kısma girip sohbet esnasında şiir okuduğum bir gün tanışmıştım bu iyi yürekli genç insanla. Muhasebe işlerini takip eden arkadaşlardan biriydi. Arada araşır hâl hatır sorar, muhabbet ederdik. Yazımın ilk kısmını (zamanda iz bırakmak) tamamlamış farklı bir konuyu ele almak üzere araştırma yapıyordum. Kendisine ve çalıştığı ofisteki değerli arkadaşlarına son yazımı ve şiirimi gönderdiğimde öğrendim Mehmet’in vefat ettiğini. Nasıl üzüldüğümü anlatamam. Yazılar ömür oldukça yazılır. Söylenecek sözler varsa söylenir. Mevcut ruh halimle yazının kalan kısmında Çiçek Mehmet’ten bahsetmek istedim.

        Dünya hayatı gerçekten çok kısa, Mehmet ve onun gibiler kalabalıklar içinde yalnız yaşayanlar grubunda.

       Tanıştığım ilk günlerde ofiste sohbet esnasında Edebiyat mezunu olduğumu duyunca aynı akşam beni arayıp ‘’ İyi akşamlar abi, Amatörce yazıyorum ve üzerinde herhangi bir düzeltme yapmıyorum. Şiir kitapları veya roman okuduğumu söyleyemem bu konuda ne yazık ki kendimi yoksun bıraktım. Şiirlerim de o anki ruh halimi tümüyle yansıttığım için eksiklikler var ama yazmakta bana iyi geliyor ve yazarken de yazılarımın daha düzgün olmasını isterim. Şiirlerimi yorumlayan kimsem yok aklıma sen geldin. Senden rica ettim. Rahatsızlık verdiysem affına sığınırım abi. Hakkını helal et. Bu bir gerçektir ki senin gibi yorumlayabilen olmadı. Aldığım yorumlar; çok güzel, ben böyle hiç yazamam, yüreğine sağlık, bayıldım vs. vs. Sen dikkatimi çektin edebiyatçı olduğun için de beni yönlendirebileceğini düşündüm. Edebiyat mezunu olduğunu öğrendiğim ilk gün paylaşmak istemiştim ama ne yalan söyleyeyim çok çekindim. İlk defa kafiye ve hecelerle ilgili bir yorum aldım. Bu da beni cesaretlendirdi. Sosyal bölümlerden mezunum ama ne yazık ki edebiyat ve dil ve anlatım derslerinden epey uzak kaldım. Coğrafya bölümü üzerine yoğunlaşınca da konuları hatırlayamaz oldum. Yorumların için çok teşekkür ederim ve ayrıca abi senden ricam şiir ve edebiyat konularını ofis içinde konuşmazsak çok sevinirim. Beni utandırıyor da.  Tekrar teşekkür ederim. İyi geceler dilerim. ‘’ şeklinde biten mesajını tekrar okudum.

        Bu konuda söylenecek çok söz yazılacak çok şey olmasına rağmen Mehmet’in şahsında bir nebze de olsa ‘’Çiçek gibi insanlardan’’ bahsetmek istedim.

        Allah Ona ve tüm sevdiklerimize gani gani rahmet eylesin… Sevenlerine sabırlar versin. Mekânın cennet olsun güzel yürekli insan.

    

         Yine yeni bir yazıda beraber olmak dileğiyle hoşçakalın, sağlıcakla kalın.

                                                                 

                                                                       Faruk RİFAİOĞLU

                                                                                                                     

 

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 


 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA