Engelli kardeşlerimizi senede bir gün veya iki gün hatırlamakla onlara karşı görevlerimizi yapmış mı oluyoruz?”
Bence hayır..
Bugün Ortopedik engelli bir kardeşimin dedikleri geldi aklıma..
“Senede bir veya iki gün engellileri hatırlamak neyin nesi? Yapmayın etmeyin eylemeyin neyi kutluyorsunuz? Bunu bana bir izah edin . Allah rızası için.. Ben her sene aynı şeyi söylemekten bıktım, ama siz hala aynı kelimeleri sarf etmekten bıkmadınız. Benim günümü filan kimse kutlamasın arkadaş, ben kabul etmiyorum.”
“Niye?” diye sorduğumda cevabı da şöyle olmuştu:
“Çünkü ortada kutlanacak bir şey yok . Bunun yerine engelleri kaldırmak için ses verin , sesinizi bunun için yükseltin. Mesela engelli çıkışlarının önüne araba park ettirmeyin. Mesela yeni binalarda engelli için sistemler isteyin. Apartmanlara çıkarken merdivenden engelli nasıl çıkacak? Bu eksikliği olan apartman ve dairelerin girişine rampa isteyin. Engelli için yol , okul isteyin. Engellilere iş isteyin, iş verilmesini sağlayın ki onlarda ayakta durabilsin.”
Gerçekten de bu engelli kardeşim çok haklı.
xx
Bir başka engelli arkadaşım Turhan bey de dertliydi.
Diyor ki: “3 Aralık büyük gün.. Böyle günlerde her yıl olduğu gibi tüm Türkiye, tüm Tarsus engelli kardeşlerimle fotoğraf çektirme yarışına girdi. Fotoğraf çektirme telaşından sonra sosyal medyalarda birbirini etiketleme yarışı yapıldı. Ancak doğrusu şu ki; bırakın biz engellilerle senede bir gün beraber olmayı.. Geri kalan 364 günde engelli kardeşlerimizi dinleyip sorunlarına ortak olun dertlerine derman olun yeter.”
Evet.. Derdi olan insan çok.
Hele birde engelliyseniz, derdiniz elbette çok olacak. Bu dertlerle dertlenen, çözüm yolları için debelenen yöneticilerimiz var mı ona bakalım.
Yoksa senede bir veya iki gün yapılan kutlamalarda engellinin yanında olduğunu göstermek için fotoğraf karesine girmek, kameranın kadrajına girmek karın doyurmuyor.
xx
Evet değerli dostlar!
Bu yılda 3 Aralık’ta kutlanan Dünya Engelliler günü sade ve sakin geçti.
Ancak yine engellilerin rampasının olmadığı birçok bina olduğunu gördük.
Hatta seçim dönemlerinde en merkezdeki bir okulun rampası olmadığı için tekerlekli sandalyesi ile okula çıkamayan arkadaşımızın geçen seçimlerdeki feryadının da hala yankı bulmadığını gördük. Sıkıntılar dile getirilmesine rağmen hala o okula bir rampa yapılmamış. Bu eksiklikler daha kaç yıl sonra giderilecek Allah aşkına?
xx
Yarenlik alanında görme engelliler için sarı çizgili yollar yapılmış.
Bunların çoğu yırtılmış ve bozuk. Bunun yanı sıra bu sarı noktalı alanların çoğu yerde üzerine motosikletler, bisikletler park edilmiş.
Görme engelli bir kardeşimiz Yarenlik alanında kendine ayrılan bu yolda nasıl yürüyecek?
Hala bunun bilincinde olmayan insanlar var bu şehirde..
Yine bu kentte 3 ay önce akülü aracı çalınan engelli kardeşimizin derdine çare olunamamış. Hırsız yakalanmış, ama engellinin çalınan akülü aracı yok. Yeni akülü araç almaya imkanı olmayan engelli kardeşimiz tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş.
Derdini anlatıyor, çare olan yok!
xx
Velhasılı vel kelam.. Bu kentte yine her yılki gibi rutin kutlamalar yapıldı. Bu kutlamaların verdiği veya getirdiği tek şey var bence..
O da engellilerden otizmli veya zihinsel engelli olanların veya tekerlekli sandalyeye mahkum olup bir yakınının yardımına muhtaç durumda olanın, o gün evinden çıkıp arkadaşlarıyla buluşması, gezmesi, dolaşması..
Cumhuriyet alanında Atatürk Anıtı önünde fotoğraf çektirilmesi.
Müzikli proğram varsa, arkadaşlarıyla eğlenmeye çalışması..
Tüm bunlar sadece engelliye bir günlüğüne moral veriyor o kadar!
Yarın yine her şey eski tas eski hamam..
Oysa engelli kardeşlerimiz üretime kazandırılmalı, yapabilecekleri işler için alan hazırlanmalı.. Oturduğu yerden bile iş yapabilecek durumda olanlara iş olanakları sağlanması şarttır.
Üzüntüm, ülkemizde böylesine önemli günlerin sadece laf salatası ile geçiştirilmesi..
Gerisi teferruat…