Necdet TAŞ
Bir dizi programa katılmak üzere Mersin’e gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 47’nci yıl dönümü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanında düzenlenen törene katıldı. Tatar’ın tüm dünyaya Mersin’den mesaj verdiği törene, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Fuat Gedik, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin milletvekilleri, KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli ile Türk ve Kıbrıslı gaziler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde Türk Bayrağının göndere çekilmesiyle başlayan törende, Cumhurbaşkanı Tatar ve gazi dernekleri tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunuldu.
MERSİN'DEN MESAJ GÖNDERDİ
Törende adadaki son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Bugünün kendisi için çok anlamlı bir gün olduğunun altını çizerek, "KKTC’de 20 Temmuz Barış Harekatının 47’nci yıl dönümünün hazırlıkları sürerken, Mersin’den mesaj vereceğim. Türkiye’ye bir kez daha şükranlarını sunuyorum. Kıbrıslı Türklerin 1571’den bu yana adada verdikleri mücadeleden günümüze kadar geçen süreci biliyorsunuz. Kıbrıslı Türkler, tarih boyunca direnişe devam etti. Orada tüm baskıya, zulme ve entrikalara karşı Kıbrıslı Türklerin Anadolu’dan gelen destekle dik duruşu, bir kahramanlık ve destanca mücadelesi sonucunda varlığımızı sürdürüyoruz. Ama daha sonraları İngiltere’nin adayı terk etmesiyle her ne kadar eşitlik temelinde bir anlaşma ortaya çıkmış olsa da Yunanlıların, Rumların bir türlü bitmeyen ‘enosis’ hayalleri, yani Kıbrıs’ı tamamıyla Yunanistan’a bağlama hayalleriyle karşı karşıya kalan Kıbrıs Türkü, Türk Mukavemet Teşkilatı ve mücahitlerinin destansı kahramanlıkları da Kıbrıs Türkü’nün davasını müdafaa etmiş ve soykırımlara, toplu mezarlara, her türlü zulme ve baskıya rağmen 1974’e kadar direnebilmiştir” ifadelerini kullandı.
“20 TEMMUZ, KIBRISLI TÜRKLERIN YENIDEN DOĞUM GÜNÜDÜR”
20 Temmuz 1974’te merhum Başbakan Bülent Ecevit ve yardımcısı Necmettin Erbakan’ın da talimatları ile Türk askerinin adaya çıktığını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, “İşte o gün Kıbrıslı Türklerin yeniden doğum günü; bağımsızlıklarına ve özgürlüklerine kavuştuğu çok önemli bir gündü. Ama esas itibariyle Türkiye için çok önemli bir gündü, çünkü o günden bu güne Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta artık Kıbrıslı Türklerin de devleti, cumhuriyeti ve bağımsız, özgür yaşayabilme erdemine kavuşmuş bağımsız bir Türk halkı. Bu, kolay elde edilmiş bir başarı değildir. O günden bu güne gelişen, ekonomide, turizmde, sanayi bölgelerinde, Türkiye’den aktarılan su projesi, üniversiteleri ve altyapı yatırımlarıyla müreffeh ve refah dolu bir yaşam şu anda KKTC’de devam ediyorç Pandemi de aşıldıktan sonra KKTC’nin statüsünün yükseleceği ve Doğu Akdeniz’deki mücadelemizde Türkiye ile işbirliği içerisinde enerji kaynaklarını sahiplenmesinde stratejisi ve konjonktürü hem mavi vatanda hem hava sahasında etkinliğimizin sürdürülmesi ve bu bölgede Türkiye’mizin en güçlü ülke olması dolayısıyla hem Kıbrıs’ın garantör ülkesi hem de anavatan olmasıyla elbette başkalarının oyunlarına gelmeyiz, gelmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“RUMLARIN OYUNUNU GÖRDÜK”
Adada yıllardır süren federasyon sorununa da değinen Tatar, federasyon için 50 yılı aşkın süredir devam eden görüşmelerde, Rum tarafının tek egemenlik isteği, uzun vadede Kıbrıslı Türkleri azınlık statüsüne indirgeme hayalleri olduğunu belirterek, "Rum tarafının Avrupa Birliği’ne (AB) girmesi ve Türkiye’nin AB’de yer allamasıyla Kıbrıs’ın tamamını AB içerisine almak ve en fazla 15 sene sonra Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesi, çünkü oynana oyun, ‘Türkiye madem üçüncü ülkedir ve madem AB’de değildir; Türkiye’nin orada varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Türkiye, bir anlaşmadan sonra oradan çekilecektir’. Oyun, böyle bir oyun. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını, stratejik üstünlüklerini Türkiye aleyhine çevirme çabası içerisinde olan Rumların oyununa Kıbrıs Türkü gelmedi, bundan sonra da gelmeyecektir; çünkü bizim arkamızda 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vardır. Siyasetimiz, Kıbrıs Türk Halkının var oluş mücadelesinin sürebilmesi, bağımsız ve özgür yaşayabilmesi için bizim var olan egemenliğimizin kabul edilmesi, tanınması gerekmektedir" dedi.
“TEK ÇÖZÜM İKİ DEVLET”
Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren bunları sürekli dile getirdiğini ifade eden Tatar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de açık ve net olarak federasyona inanmadığını, federasyonun tuzaklarla dolu bir takım maceralar olduğunu söylediğini aktardı. Tatar, “Dolayısıyla Kıbrıs’ta ancak iki devlet temelinde, iki ayrı egemen ve bağımsız devletin yan yana, işbirliğiyle olabileceğini söylüyoruz. Egemen olduğumuzda biz her zaman Türkiye Cumhuriyeti ile istediğimiz gibi işbirliği ve anlaşmalar yaparak aramızdaki bağların pekişmesi, iletişimimizin daha da artırılması, haliyle daha güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarımızın korunması bakımından Türkiye ile dayanışma içerisinde bütün bunları başarabilmemiz elbette bizlerin en doğal hakkıdır, en doğrusudur, böyle olmalı ve böyle de olacak. 27-29 Nisan’da Cenevre’de yapılan görüşmelerde, bütün kayıtlara artık Kıbrıs’ta federasyon devrinin kapandığını, iki ayrı bağımsız devletin işbirliğiyle bir anlaşma olabileceğini resmi olarak kayıtlara geçirttik. Karşıdan itiraz olabilir, iki bölgeli, iki topluluklu federasyon gerektiğini söyleyebilirler ama Kıbrıs’ta bir anlaşmanın olabilmesi için iki tarafın buna onay vermesi lazım. Kıbrıs Türklerinin onay vermediği bir anlaşma olamayacağına göre de sonuna kadar biz bu siyaseti devam ettirmekte kararlıyız. Bu siyasetin arkasında tamamıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk Hükümeti vardır ve sık sık bunu vurgulamaktadır. Hatta Milli Güvenlik Kurulu da aldığı çeşitli kararlarda artık Kıbrıs’ta iki bağımsız devletin işbirliğiyle bir anlaşma olabileceğini vurgulamaktadır" diye konuştu.
“KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURIYETI ILELEBET YAŞAYACAKTIR”
Kıbrıslı Türklerin çok acı çektiğini, çok göç yaşadığını, çok mağdur olduğunu belirten Tatar, “Hala daha ambargolar, izolasyonlar ve bir takım kısıtlamalarla bizim gençlerimizi, insanlarımızı mağdur etmek suretiyle baskı altında empoze ve dayatma bir çözüme zorlama yönünde oyunlar devam etmektedir. Ama Kıbrıslı Türkler, Rumların tanımladığı gibi evet büyük Türkiye’nin uzantılarıdırlar, birlik ve beraberlik içerisinde büyük bir mücadele ruhuyla bugünlere kadar gelmeyi başardık, bugünden sonra devletimizi yaşatmak, güçlendirmek ve tüm dünyaya yayılmış olan Kıbrıslı Türklerin devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Bizi bir Rum cumhuriyetine yama yapmak için yapılan girişimlere ‘hayır’ demeye devam edeceğiz. Onun için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diyorum, onun için Kıbrıs Türk Halkının bağımsızlığı, egemenliği diyorum ve anavatan Türkiye’nin garantörlüğü diyorum. Buradan bir kez daha tüm şehit ve gazilere minnettarlığımı dile getirmek istiyorum. Büyük bedeller ödeyerek bugünlere geldik. Hiçbir zaman geçmişi unutmamalıyız. Bundan sonraki süreçte, Türkiye ile ulusal menfaatlerimizin gerektiği gibi bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü, devletimizi ve Doğu Akdeniz'de büyük bir Türk ulusunun evlatları ve neferleri olarak ulusal çıkarlarımızın korunması ve müdafaasında hareket etmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı. Tatar, törenin sonunda gaziler ve protokol üyeleriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.