Necdet TAŞ
TBMM Genel Kurulunda gündem dışı söz alan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Konuşmama faizle başlamak istiyorum. Cumhurbaşkanının ve ekonomi kurmaylarının faizi düşüreceğim diye yola çıkıp ama ekonomideki bütün faiz oranlarının 3-4 kat artmasına yol açtığını görüyoruz. Değerli milletvekilleri, seçimlerden önce faiz oranı 8,5’tu, bugüne kadar yapılan artışların üzerine bugün de 5 puanlık bir artış yapıldı ve faiz oranı yüzde 40’a çıktı. Şimdi, akıl dışı bu ekonomik politikalardan dolayı Türkiye'deki tablo tamamen değişti. Mesela, Hazinenin iç borç stoku vadesine kadar ödenmesi gereken faiz yükü Eylül 2021’de 722 milyardı, bugün bu yük 4 trilyon 311 milyar; yazık değil mi? Yani devletin sadece iç borçları için faizden dolayı 6 kat daha fazla para ödeyeceğini görüyoruz. Bunu biz, vatandaşlar, 85 milyon ödeyecek. Mesela, vatandaşların tüketici kredisi ve kredi kartı borcu gibi nedenlerle bankalara ödediği faiz 2021’de 118 milyardı, bu yılın ilk dokuz ayında bu rakam 240 milyara çıktı ve yılsonuna kadar 320 milyar olacak; gerçekten soruyorum: Yazık değil mi? Vatandaşın faiz yükü 3 katına çıkmış durumda” dedi.
“ESNAF KREDİ KULLANAMAYACAK DURUMDA”
Birçok vatandaşın maaşı ve ücretinin aylık harcamalarına yetmediğini ifade eden Başarır, “Maalesef ki bankadaki mevduat hesabından kullanılıyor. Şimdi, bu bir mecburiyet hâline gelmiş, maaş yetmiyor, bankadan 10 bin lira, 20 bin lira ek ödeme hakları var. Buradaki faiz de 3-4 katına çıkmış ve ihtiyaç kredileri bakın, yıllık faizi seçimden önce 23-24 civarında olan ihtiyaç kredisi yüzde 60 olmuş. Ticari krediler yüzde 14’ten yüzde 50’nin üzerine çıkmış. Şimdi, bunun sorumlusu kim, kim? Eğer ki bu ülkede aklı, bilimi, insanları, muhalefeti bir parça dinleselerdi 85 milyon bu kadar parayı, faizi ödemek zorunda mı olacaktı? Hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz. Faize karşıydılar. Günahtı. “Nas” diyordu ama şimdi 85 milyon akıl dışı, fikir dışı bu yönetimlerden dolayı icrada. Bakalım, 5 kat artmış kredi kartları yüzünden bankaların icraya verdiği yurttaş sayısı. Banka takipleri 5 kat artmış. Esnaf kredi kullanamayacak durumda. Faizler, böyle devam ederse, ticari faizler, esnafın kullandığı ve tüketici kredileri… Türkiye'de her 5 kişiden 4’ü icrada olacak ve bununla ilgili bir açıklama yapıp en azından bir özür dilemiyorlar. Sayın Başkan, Hatay'da Samandağ'da üzülerek söylüyorum ki ev verilemedi. Vadedildi. Kışa giriyoruz. Konteynerler yetersiz. İnsanlar maalesef ki seralarda kalıyor ya da edindiği çadırlarda ama Samandağ'da bugün yangın çıktığını görüyoruz. Kara kışa gidiyor. Bakın, Samandağ, Hatay’ımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum ama kara kışa giderken insanların çadırda yaşaması utanç verici bir durumdur. Bu kış geçmez. Çadırda insanlar ısınmak zorunda kalıyor; bir yandan da soba, ateş yakıyor ve yangın çıkıyor. Depremden sonra insanları çadırda ya donarak ya da yangınlarla kaybedeceğiz. Bir parça edep diyorum ve Hatay'da, Antep’te kışın insanları sokakta bırakmasınlar” şeklinde konuştu.
“ÇORLU DAVASI 24 OCAĞA ERTELENDİ”
Çorlu davasının 24 Ocağa ertelendiğini hatırlatan Başarır, “Evet, Çorlu tren katliamına ilişkin dava, katliamın kendisi kadar acı vermeye başladı. Bugünkü duruşmada avukatların olası kast talepleri vardı. Gayet hukuken tartışılabilecek bir konu ama mahkeme heyetinin faciada 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz için “Şunu tutuklayın.” demesi vicdanen kabul edilemez, adalet tutuklanmıştır bu mahkemede bu sözlerden dolayı. İnsanlar çocuklarını, evlatlarını, yakınlarını kaybetmiş. Bakın, bu kazada 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş. Böyle adalet olur mu, böyle bir mahkeme başkanı olur mu? Evladını kaybeden bir anneye “Tutuklayın şunu.” diyor çünkü o kadar kolay, yargıda bu iş bu kadar kolay, gerçekten kolay. Kızdığı zaman, üzüldüğü zaman, talimat aldığı zaman “Tutuklayın şunu.” diyor ve tutukluyor. Maalesef Çorlu’da adalet tutuklu hâldedir bence. Diğer bir konu, çeşitli sosyal medya platformlarında, 10 Kasım Atatürk'ü anma töreninde, Tuzla Piyade Okul Komutanlığında bir grup teğmenin yakalarına Atatürk fotoğrafını takmayı reddettikleri ve teğmenlerden birinin de -üzülerek söylüyorum, bir iddia- Atatürk resmini yırtarak yere attığı iddiaları konuşuluyor. Bu teğmene tepki gösteren diğer bir grup teğmenle arbede yaşandığı, kavga çıktığı, bunlarla ilgili idari soruşturma başlatıldığı da kamuoyuna yansıdı. Eğer bizim güzel ülkemizde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün resmini 10 Kasımda yakasına takmaktan utanan bir asker varsa onun orduda yeri yok. Eğer ülke bu hâle gelmişse, eğer ülkemiz bu hâle gelmişse, Ata’mızdan, Başkomutandan utanan askerlerimiz varsa vay hâlimize. Arkadaşlar, nereye gidiyoruz biz? Nereye gidiyoruz biz? Buna ciddi anlamda bir soruşturma açılmalı ve orduda gerçekten bu askerler ve benzerleri var mı, nereden gelmiş, hangi tarikat vermiş, niye vermiş?” diye sordu.
“ÖĞRETMENLERİMİZİN DURUMU ÇOK VAHİM”
İktidara seslenen Başarır, “Milli Savunma Bakanlığına sesleniyorum, Genelkurmaya sesleniyorum. Eğer gerçekten -askerler bizim kutsalımız, ordu bizim kutsalımız- ordu içerisinde Ata’sından rahatsız olan, tarihinden rahatsız olan, geçmişinden rahatsız olan bu tip askerler varsa temizleyin, lütfen temizleyin, lütfen temizleyin, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmıyor. Yarın, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve ben tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Öğretmenlerimiz çok önemli bir görev yapıyor, cumhuriyetten bugüne kadar mükemmel bir nesil yetiştirdi, yetiştirmeye devam ediyor ama üzülerek söylüyorum ki öğretmenlerimizin durumu çok vahim. Bugün, 25 yıllık kadrolu bir öğretmen 24 bin 653 lira maaş alıyor, göreve başlayan sözleşmeli bir öğretmen 23 bin 400 lira maaş alıyor. Daha acısını söyleyeyim, bir ders saati başına 60 lira, haftada en fazla otuz saat derse giren ücretli öğretmen 9 bin 619 lira alıyor. Arkadaşlar, büyükşehirlerde ev kirası 15 bin lira. Öğretmenlerimizin bu durumu gerek Meclis için gerek iktidar için, hepimiz için utanç verici bir meseledir. Bakın, Eğitim-İş araştırmış yüzde 24’ü ek iş yapıyor, yüzde 46’sı yakınlarından destek alıyor, yüzde 37’sinin nakit borcu var, yüzde 50’si gelirindeki yetersizlik nedeniyle psikolojik sorunlar yaşıyor yani yüzde 75’i de gelecekten umutlu değil. Öğretmenlerin durumunu düzeltelim. Bugün öğretmen, Türkiye'de 50 bin liradan aşağı maaş alıyorsa bu iktidarın, ülkemizin utancıdır. Son bir konu, bitiriyorum. BBC'nin hazırladığı ilham verici -güzel de bir haber vererek bitireyim Sayın Başkanım, izin verirseniz- ve etkili 100 kadın lisesinde bir Türk bilim insanı Profesör Doktor Canan Dağdeviren’in yer almasından büyük gurur ve onur duyduk. Amerika Birleşik Devletleri’nde MIT çalışmalarını sürdüren Profesör Dağdeviren, kısa süre önce kadınların kanser taramasını günlük olarak yapabilmelerini sağlayan medikal bir cihazın buluşuna imza attı. Onur duyuyoruz. Cumhuriyetin 100’üncü yılında böyle bilim adamları yetiştirdiğimiz için gurur duyuyoruz. Kendisini, ülkemizi tebrik ediyorum” dedi.