Necdet TAŞ
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nin görevden alınması ile ilgili Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri basın açıklaması yaptı. Mersin Tabip Odası önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını Mersin Emek ve Demokrasi Platformu adına Mersin Tabip Odası (MTO) Başkanı Uz. Dr. Nasır Nesanır okudu.
“ANAYASA’YI YOK SAYMA SÜRECİNİN İLK ADIMIDIR”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin görevden alınması talebiyle açılan davanın 7'nci duruşmasında Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ni görevden alarak Konya, Erzurum, Malatya, Samsun, Denizli oda başkanlarından oluşan 5 kişilik bir heyet atadığını ifade eden Dr. Nesanır, “Bu karar Anayasa’ya, uluslararası bildirgelere, hukukun temel ilkelerine aykırıdır. Anayasa’da var olan ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin özünü yok sayan, demokratik toplum düzenine aykırı, ölçüsüz, meşruiyeti tartışmalı, mesleki özerkliği yok sayan siyasi bir karardır. Hukukun araçsallaştırıldığı ülkemizde bu kararla amaç; emek ve demokrasi mücadelesinin önemli bir bileşeni olan TTB’yi işlevsiz hale getirmek, diğer emek-demokrasi güçlerine gözdağı vermektir. Herkes şunu görmelidir ki; Anayasa Mahkemesine müdahaleyi takiben TTB kararı ile başlayan süreç, siyasal iktidarın hedeflediği ülkede tüm demokratik güçlere yönelik kurumsuzlaştırma ve Anayasa’yı yok sayma sürecinin ilk adımıdır” ifadelerini kullandı.
“TTB ÜZERİNDE YÜRÜTÜLEN BU SALDIRILAR TESADÜFİ DEĞİLDİR”
TTB tarihinde yargı eliyle TTB’yi işlevsizleştirmeye çalışılmasının ne ilk ne de son olduğunu kaydeden Dr. Nesanır, “TTB bu süreçlerden iyi hekimliği, demokrasiyi, mesleğin etik değerlerini, halkın sağlık hakkını ve meslektaşlarının özlük haklarını savunarak daha güçlü çıkmıştır. Siyasi iktidarın üst düzey sözcüleri, TTB ile ilgili her demeçlerinde; TTB’yi itibarsızlaştırma, yok sayma, hedef tahtasına koymayı bir ritüel haline getirmişlerdir. Esas amacın, siyasi iktidara bağlı, iktidarın tüm söylem ve eylemini alkışlayan, üyelerinin ve toplumun yararını umursamadan gücün yanında yer alan, akıl ve bilimin yanında olmayı değil de otoriter iktidardan aldığı emirle yol almayı seçen Sağlık Bakanlığı’na bağlı yandaş TTB büroları kurmak olduğu açıktır. TTB üzerinde yürütülen bu saldırılar tesadüfi değildir. Çünkü TTB; Sağlığı fiziksel, sosyal, ruhsal ve siyasal iyilik hali olarak savunur. Hekimliği ticaret değil bir sanat olarak görür. Hekimlik sanatının Bertolt Brecht’in deyimiyle “en büyük sanat olan yaşama sanatına katkıda bulunmak, ona hizmet etmek için var” olduğuna inanır. Çünkü TTB; Kendisini iyi hekimlik değerleri üzerinden tanımlar. Çünkü TTB; Hekimi yalnızca sağlık hizmeti veren kişi değil, aynı zamanda toplumun demokratikleşmesi doğrultusunda aydın sorumlulukları olan birey olarak görür. Çünkü TTB; Bireylerin ve toplumların sağlık düzeyinin, sadece sunulan sağlık hizmetleri ile değil sağlığın belirleyicileri olan toplumsal sınıf, eğitim, genetik, beslenme, barınma, çalışma ve çevre koşulları gibi pek çok etmene bağlı olduğuna inanır” şeklinde konuştu.
“KORKMADIK, KORKMAYACAĞIZ”
“TTB’nin demokrasinin bütün kuralları ile işlemedikçe herkes için sağlıklı ve insanca bir yaşam ve sosyal yönden tam iyilik halinin sağlanamayacağını, sağlıklı yaşam hakkının toplumsal bir sorumluluk doğurduğunu bilir ve sağlıksızlık koşullarına karşı eşitlikçi sağlık politikalarını, barışı ve demokrasiyi savunduğunun altını çizen Dr. Nesanır, “TTB Sağlığın piyasalaşmasını açıkça hekimliğin varoluşsal temeline müdahale olarak gördüğünden, Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile birlikte yaygın biçimde uygulanan piyasacı politikalara, hasta hekim ilişkisini müşteri-hekim ilişkisine indirgeyen sağlık sistemine ve sağlık işletmelerine karşı durmuştur” diye konuşan Dr. Nesanır, açıklamasını şöyle sürdürdü: “TTB; Altyapısız, plansız açılan tıp fakültelerine, kalitesiz, niteliksiz tıp eğitimine karşı susmamıştır. TTB; Koruyucu hekimliği öncelemeyen birinci basamak sağlık hizmetlerine göz yummamıştır. TTB; Sağlık Bakanlığı’nın zaten yetersiz olan bütçesinin, çok yanlış kurgulanmış şehir hastanelerine akıtılmasına onay vermemiştir. TTB; Kışkırtılmış sağlık talebinin sağlıkta şiddeti olağanlaştırdığını söyler. Sağlıkta şiddeti besleyen çalışma koşullarını, gelecek umudu tükenmiş genç hekimlerin ülkeden ayrılmaya neden olan sağlık politikalarını her ortamda siyasi iktidarın yüzüne haykırmıştır. Çünkü TTB; Karanlığa karşı önlüğümüzün beyazını, özlük haklarını, halkın sağlık hakkını savunmaya devam etmiştir. “Emek bizim söz bizim” diyerek hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları mücadelesinin yanında olmuştur. Çünkü TTB; Olağandışı koşullarda ‘depremlerde, sellerde, yangınlarda’ sağlık hizmeti vererek toplumsal sorumluluğunu yerine getirmiştir. Madenler için ormanların yok edilmesine, doğal yaşam alanlarının ve çevremizin talan edilmesine göz yummamıştır. Çünkü TTB; Barışı, özgürlüğü, demokrasiyi savunan bir örgüttür. Çünkü TTB; Kamucu sağlık sistemini savunmuştur. Çünkü TTB biziz. Biz TTB’yiz. Biz haklıyız. TTB-MK görevinin ve sorumluğunun bilincindedir, görevinin başındadır. Kavgamızın, mücadelemizin örgütü TTB’nin yanındayız. Bizler Hipokrat yeminimizde olduğu gibi sanatımızı vicdanımızın buyrukları doğrultusunda dikkat ve özenle yerine getireceğiz. Bizler hekimler olarak, Tabip Odaları olarak, TTB olarak sadece görevimizi yaptık. Bu kararın siyasi iktidar ve ortaklarının, gösterdiği hedef doğrultusunda alındığına inanıyoruz. Susmadık, susmayacağız. Korkmadık, korkmayacağız. İyi hekimlik değerlerini savunmaya, halkın sağlık hakkına sahip çıkmaya devam edeceğiz. Anayasal düzeni tanımayan siyasi iktidara direnmek meşru bir haktır. Bizler gücümüzü haklılığımızdan, hekimlerden ve hekimlerin meslek örgütü olan tabip odalarından alıyoruz. Bu süreçte yanımızda olan dayanışma gösteren tüm emek-demokrasi güçleriyle birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.
TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Ö. Özkan Özdemir ise, “TTB tarihinde yargı eliyle TTB’yi işlevsizleştirmeye çalışılması ne ilk ne de sondur. TTB bu süreçlerden iyi hekimliği, demokrasiyi, mesleğin etik değerlerini, halkın sağlık hakkını ve meslektaşlarının özlük haklarını savunarak daha güçlü çıkmıştır” diye konuştu. Etkinlikte hekimlere destek veren Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, HEDEP Mersin Milletvekili Perihan Koca, CHP İl Başkanı Koral Ömür ve EMEP İl Başkanı Sedat Başkavak, TİP İl Başkanı Avukat Ahmet Paket TTB’nin yanında olduklarını belirtti.