Haber Merkezi
Depremin 2. Yıldönümünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kürsüye çıkan Dr. Şevkin, Türkiye’nin hâlâ depreme hazır olmadığını, gerekli yasaların çıkarılmadığını, 66 yıllık 7269 sayılı Afet Yasası’nın günümüz koşullarına göre düzenlenmesi gerektiğini söyledi. AKP iktidarının 100 milyar liraya yaklaşan özel iletişim vergisini (deprem vergisi) kentlerin dirençli hâle getirilmesi için kullanılmadığını, deprem yardımı için toplanan 133 milyar 236 milyon TL’nin ne kadarının deprem bölgesinde kullanıldığının bilinmediğini kaydeden Dr. Şevkin, “Türkiye'de 20 milyondan fazla yapı stokunun yüzde 75'i ruhsatsız, yüzde 60'tan fazlası 20 yaş üzeri konutlardan oluşuyor ve yüzde 50'ye yakını da oturulmaz durumda” dedi. Ülkemizde 25 il, 80'i aşkın ilçe ve 502 köy ve mahallenin aktif fay zonu üzerinde bulunduğunu kaydeden, İzmir-Bayraklı depremi sonrası kurulan komisyonda 500 sayfalık bir rapor hazırlandığını, "Fay zonu yasası çıkmalıdır” dediklerini, kanun teklifi hazırladıklarını ifade eden Dr. Şevkin, “Ama bu teklifimiz AKP-MHP oylarıyla reddedildi” diye konuştu.
“DEPREMİN EKONOMİK MALİYETİ 2 TRİLYON 853 MİLYAR 300 MİLYON LİRA”
11 ili vuran deprem sonrası Meclis Araştırma Komisyonu’nda da bin sayfa rapor için aylarca uğraştıklarını, toplamda 1500 sayfalık iki deprem raporunun tozlu raflara kaldırıldığını kaydeden Dr. Şevkin, “Afet öncesi tedbirlere dönük yasalar hâlâ çıkarılmıyor” dedi. Depremin; Türkiye’ye toplam maliyetinin 2 trilyon 853 milyar 300 milyon TL olarak hesaplandığını dile getiren Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Buradan soruyorum: Önlem almak daha ucuz değil mi? Ama biz ne yapıyoruz? Maalesef, önlem almak yerine deprem sonrası yara sarma politikası uyguluyoruz. Soruyorum sizlere: İnsanların yaşamdan koparılmasını, insan kaynağımızın yok olmasını hangi maddi değerle ölçebiliriz? Herhangi bir maddi değer bunu ölçebilir mi? 7269 sayılı Afet Yasası 66 yıllık bir yasa, günümüz koşullarına uydurulması gerekiyor. Alınacak tüm önlemler, mühendislik yapıları, malzeme, yerleşilen zemin birimi, fay zonundan uzaklaşma gibi tüm önlemleri almamız gerekiyor. İnsanlar hâlâ bugün konteynerlerde; yazın sıcakta, kışın soğukta; altyapı yetersiz, gıdaya erişim yetersiz, hijyen yetersiz ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmış durumdalar. Bugün kendi ilim Adana’da 7 bine yakın orta hasarlı bina var, hâlâ bunlara dair ne yapılacağı belli değil, kira alamıyor insanlar; ortada kaderiyle baş başa bırakılmış durumda.
“İMAR BARIŞI VE İMAR AFFINDAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR”
İmar barışı ve affından derhâl vazgeçilmeli, kentsel dönüşüm yerine getirilmeli, yapı denetimi sağlanmalıdır Olaylar "kader planı" ya da "fıtrat" olarak nitelendirilemez. Olaylar ve sonrasında yaşananlar ülke yönetiminin politik tercihlerinin sonucudur. Beka sorunu aranıyorsa işte, deprem bir beka sorunudur, İstanbul'da beklenen deprem beka sorunudur. Afet için sorumlu da aranıyorsa Türkiye'yi 23 yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi bu ülkenin başına gelmiş en büyük afettir, en büyük felakettir. Ülkemiz hâlâ depreme hazır değil!”