Araştırma komisyonu kuruldu, gözler hükümette!


Türkiye genelinde 36 ili etkileyen ve tarımsal üretime ağır darbe vuran zirai don felaketi Meclis’e taşındı. İklim Değişikliği Kanunu komisyona geri gönderilirken, zararın boyutlarının araştırılması için 22 üyeli araştırma komisyonu kuruldu. Konuyla ilgili mecliste söz alan Mersin Milletvekilleri, özellikle Mersin ve çevresindeki kayıplara dikkat çekerken, hükümetten kredi ertelemeleri, faizsiz destek ve afet bölgesi ilanı gibi acil adımlar bekleniyor. TARSİM sigortasının yaygınlaştırılması da öneriler arasında.

 

Tarih : 16 Nisan 2025 Çarşamba 11:37

Necdet TAŞ

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Genel Kurul'da görüşülen İklim Değişikliği Kanunu komisyona geri gönderilirken, 36 ilde etkili olan zirai dona ilişkin mecliste araştırma komisyonu kuruldu. 22 üyeden oluşacak komisyonun çalışma süresi üç ay olacak ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilecek. Komisyonun üyeleri daha sonra belirlenecek. Konuyla ilgili mecliste söz alan AK Parti Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, “Ülkece yaşamış olduğumuz zirai don afetinden etkilenen, zarar gören üreticilerimiz, çiftçilerimiz başta olmak üzere aziz milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tabii, az önce CHP'li hatibin söylediği o çiftçi Mehmet amca tam da benim babam; babamın ismi de Mehmet, kendisi de çiftçidir ama çiftçi Mehmet amca onun söylediği gibi değil de imanıyla, inancıyla, itikadıyla "Allah'tan geldi ama aynı zamanda da devlet benim arkamda." diyebilecek kadar inançlıdır. Sorumluluğumuzun farkında, omzumuzdaki yüklerin farkında olarak hem Komisyonu önemsiyor hem de yaptığımız çalışmalarda dün olduğu gibi bugün de çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ İLİKLERİMİZE KADAR YAŞADIK”

 Türkiye’nin küresel iklim değişikliğinin etkilerini iliklerine kadar yaşadığının altını çizen Kıratlı, “Ülkemizde belki de son elli yılda yaşanmamış birçok ili ve birçok ürünü olumsuz etkileyen bir zirai don afetini yaşadık; 2014 yılında yaşadığımız zirai don afetinden çok daha şiddetlisini yaşadık. Aslında belli dönemlerde il bazlı, lokasyon bazlı yaşadığımız doğal afetler oldu, gerek zirai don gerek fırtına, hortum ve benzeri doğal afetler oldu, yaşadık ama son bir buçuk ay içerisinde yaşadığımız zirai don afeti tüm ülkemizi olumsuz etkiledi. Neden "Son bir buçuk ay." diyorum? Ülkemizin tamamında belki geçtiğimiz haftadan başlayarak bir zirai don afeti yaşadık ama memleketim olan Mersin'de biz 22 Şubattan başlayarak 26 Şubata kadar devam eden, sahil kesimlerimizde hava sıcaklığının eksi 9'ları, yüksek kesimlerde eksi 25-26'ları gördüğümüz bir soğuk hava dalgası ve zirai don afeti yaşadık. Tabii, bu Mersin için görmeye alışık olmadığımız bir sıcaklık derecesi. Valiliğimiz himayesinde, meteorolojiden aldığımız hava raporları doğrultusunda İl Tarım Müdürlüğümüze kayıtlı yaklaşık 50 bin çiftçimize SMS yöntemiyle önlemler almaları konusunda uyarılarda bulunduk. Yine, Mersin Valiliğimiz il ve ilçe tarım müdürlüklerimizin sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yaparak çiftçilerimizin zirai don afetine karşı uyarmaya, önlemler almaları konusunda uyarılarda bulunmaya gayret ettik. Bu önlemlerin içerisinde gerek ateş yakma gerek dumanlama gerek mevcut örtü altında sobaları yakma gibi, yağmurlama gibi başlıca, uzun yıllardır kullanılan yöntemler var fakat kıymetli arkadaşlar, bu yöntemler eksi 5'lere, eksi 6'lara kadar işe yarıyor. Özellikle eksi 5'lerden, eksi 6'lardan sonra ne önlem alırsanız alın elinizden çok da bir şey gelmiyor. Kaldı ki sadece belirli bir lokasyonu değil Akdeniz Bölgesi'ni yani Mersin'i, Adana'yı, Osmaniye'yi, Hatay'ı, bir kısım Antalya'yı etkileyen bir zirai don afeti yaşadık” dedi.

“ACILARINDA DA BİZ VARDIK, SEVİNÇLERİNDE DE BİZ VARDIK”

Don afetinden narenciye, nektarin, şeftali, avokado, biber, kabak, muz, erik, karpuz, domates, badem, salatalık ve Akdeniz Bölgesi'nde akla gelebilecek birçok ürünün etkilendiğinin altını çizen Kıratlı, “Zirai don afetinin yaşandığı ilk gün itibarıyla il ve ilçe tarım müdürlüklerimizin personelleri sahaya indiler, hasar tespit çalışmalarına başladılar. Çiftçilikten anlayan arkadaşlarımız beni daha iyi anlayacaklardır, belirli bir hasarı tespit edebilmek için ve doğru bir tespit yapabilmeniz için en az 10-15 gün bir zaman geçmesi, hava sıcaklığının normale dönmesi ve biraz da güneşli havaların ortaya çıkması gerekli. Tabii, bizler de bu minvalde çalışmalarımıza devam ediyoruz, hasar tespit çalışmalarımıza devam ettik. Geniş bir alanda olduğu için hasar tespit çalışmaları biraz uzun sürdü. Sadece Mersin'den örnek verirsek toplamda 2 milyon 900 bin dekar tarım alanının yaklaşık yüzde 10'unun zarar gördüğünü tespit ettik, yaklaşık 11 bin 500 civarında üreticimizin hasar tespitini gerçekleştirdik. Olumsuz şeyler yaşadığımızda hep kullandığımız bir tabir vardır: "Allah beterinden saklasın." deriz ama gördük ki o günden bugüne Mersin'imizde hem don afeti devam etti, aynı zamanda da ülkemizde geçtiğimiz hafta itibarıyla bütün ülkenin belki de çok büyük bölümünü ilgilendiren bir zirai don afeti yaşadık, maalesef, çiftçilerimizin, üreticilerimizin çok büyük bir bölümü zarar gördü. Tabii, bu süreçte Genel Kurul kürsüsüne gelip siyasi rant elde etme adına bazı milletvekillerimiz söylemlerinde bizleri ve kurumlarımızı suçlayarak önlemler almadığımız iddiaları ve ifadeleri oldu. Kıymetli milletvekilleri, az önce de ifade ettiğim gibi, bir ürünün özellikle bu kadar açık bir alanda -Türkiye coğrafyasını düşünün- eksi 5'lerden, eksi 30'lara kadar gelen bir süreçte nasıl bir önlem alabilirsiniz? Ben bunu size soruyorum, takdirini de size bırakıyorum ama biz üstümüze düşen görevleri yerine getirdik, çiftçilerimizi uyarmaya gayret ettik. Zirai don afetinin yaşandığı ilk gün itibarıyla biz Mersin'de siyasi görüş ayrımı yapmaksızın bütün STK'leri Mersin Valiliğimiz bünyesinde davet ettik, sektör paydaşlarını davet ettik ve bunun içerisinde siyaseten bizimle aynı görüşte olanlar var, olmayanlar var ama şunu ifade ettik: Hemen bir kriz masası oluşturduk, neler yapabilirizi konuştuk, tedbirleri konuştuk, nasıl destekler verebilirizi konuştuk, istişareler yaptık. Tabii, diğer yandan da teşkilatlarımızla birlikte sahada vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin, üreticilerimizin ayağına giderek, bahçelerini gezerek tespitlerde bulunduk, incelemelerde bulunduk, onların bizden taleplerini bizzat birinci ağızdan, onların kendilerinden dinledik. Yaptığımız çalışmalarda, çiftçilerimizden gelen talepler doğrultusunda öne çıkan acil talepler, talep edilen bazı destekler istendi. Başta kamu kurumları ve tarım kredi kooperatiflerine olan kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi, yeni dikimler için sübvanse krediler verilmesi, tarımsal sulamada ve tarımda kullanılan elektrik ücretlerinde sübvanse sağlanması, TARSİM'e yeni düzenlemeler getirilmesi gibi başlıca talepleri vardı. Şunu açıkça ifade etmem gerekir ki: Değerli arkadaşlar, 2002'den bu yana, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde üreticilerimizi ve çiftçilerimizi her zaman destekledik, bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz. Acılarında da biz vardık, sevinçlerinde de biz vardık. Bu, dün böyleydi, bundan sonra da böyle olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

“TARSİM KÜLTÜRÜNÜ BİZ BİR TÜRLÜ OTURTAMADIK”

Hükümet olarak üreticiye her alanda desteklemelerde bulunduklarını kaydeden Kıratlı, “Bunlardan bazı örnekler verecek olursak, Mersinden başlayayım: 2002'den bugüne tarımsal desteklemelerde Mersin'imizde 96 milyar TL'nin üzerinde yatırım ve desteklemelerde bulunduk. Ülke genelinde 2002 yılında 1,8 milyar TL olan tarımsal destekleme tutarını 2024 yılında tamı tamına 51 kat artırarak 91,55 milyara çıkardık. Son yirmi bir yılda bitkisel üretimimizde 138 milyon 600 bin tona, tarla bitkilerinde yüzde 37 artışla 79 milyon 400 bin tona, meyvede de yüzde 93 artışla 27 milyon 400 bin tona, sebzede de yüzde 23 artışla 31 milyon 800 bin tona ulaştık. Eskiden yatırımlarda bir cümle vardı "Su akar, Türk bakar." denilirdi, artık su akıyor ama Türk batmıyor, her gördüğümüz yere, imkân olan yerlere barajlar yaptık, göletler yaptık. Türkiye tarihinde ilk defa kapalı devre sulama sistemini ülkemizde çiftçilerimizle buluşturduk. Daha nice yatırımlar, nice desteklerimiz var. Ben önemli bir konuya değinmek istiyorum değerli milletvekilleri. Bir ev aldığında, bir araç aldığında bir vatandaş gidiyor hemen sigorta yaptırıyor, gidiyor kasko yaptırıyor, gidiyor DASK yaptırıyor ama nedense üreticilerimizde -ben sahada bunu gördüm. TARSİM kültürünü biz bir türlü oturtamadık. Gerçekten, bu bir kültür meselesi ve bunun yüzde 50 prim desteğini de devlet olarak biz sağlıyoruz ama maalesef, vatandaşlarımızda, üreticilerimizde biz bunu bir türlü sağlayamadık. Değerli dostlar, ben buradan özellikle çiftçilerimizden TARSİM'i mutlaka yaptırmalarını rica ediyorum, hassaten rica ediyorum. Aziz milletim, şunu açıkça ifade etmeliyim ki hasar tespit çalışmaları sürerken ülkemizdeki bütün tarımsal faaliyetlerin bundan olumsuz etkilendiği, ülkede gıda arz güvenliğinin tehlikede olduğu, yurt dışına bağımlı olunacağı şeklinde bazı art niyetli yorumlar yapılmaktadır. Öncelikle şunu belirtmek isterim: Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere, stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek hiçbir risk bulunmamaktadır. Biz çok güçlü bir devletiz, asrın felaketini yaşadığımız Maraş merkezli depremlerde devlet, millet el ele, hep birlikte bu yükün altından nasıl kalktıysak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu zirai don afetinin altından da hep birlikte kalkacağız, hiç şüpheniz olmasın. Çiftçilerimizi, üreticilerimizi destekleyecek, dün olduğu gibi bugün de onların yanında olacak ve yaraları hep birlikte saracağız. Laf değil, icraat yapacağız” diye konuştu.

KOCAMAZ; “UMARIM ÇİFTÇİ KADERİNE TERK EDİLMEZ”

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz ise, “Türkiye'yi etkisi altına alan soğuk hava dalgası birçok ilimizde olduğu gibi Mersin ilimizde de 2'nci kez çok daha fazla etkili olmuş, bazı ilçelerde hava sıcaklığı eksi 10-14 derecelere kadar düşmüştür. Hava sıcaklığının eksi 14'lere kadar düşmesi sert çekirdekli meyvelere ve sebzelere büyük zararlar vermiştir. Çiftçilerimiz gece gündüz demeden aralıksız saman ve lastik yakarak dumanlama yapmalarına rağmen ürünlerini zirai dona karşı koruyamamıştır. Bazı bölgelerde zirai don nedeniyle ağaçlar kuruma noktasına gelmiş, çiçek açan ağaçların çiçekleri tamamen donmuş, kavrulmuştur. Açıkta ve örtü altı ürünlerde çok büyük zararlar oluşmuştur. Narenciye, üzüm, nar, şeftali, nektarin, erik, kayısı, elma, kiraz, çay, fındık, fıstık ve ceviz gibi birçok ürün yüzde 100 zarara uğramış, tomurcukları bile donmuştur. Ayrıca, sebze ekili alanlarda karpuz, patlıcan, kabak, marul, patates, biber, brokoli, lahana, yer fıstığı, pancar ve benzeri ürünlerin açık alanlarda olanlarının tamamı, serada olanların da yüzde 70'i donmuş ve telef olmuştur. Zirai don, narenciye ürünlerinden limon, portakal, mandalina ve benzeri ürünleri de etkilemiş, yeni yeni süren filizleri de yakıp kavurmuştur. Daha önce gerçekleşen ve Çukurova'yı vuran don felaketinde narenciye ağaçları, özellikle de erkenci limon ağaçları dondan büyük zararlar görmüş, dondan zarar gören limon ağaçlarının büyük bir kısmı kuruduğu için sökülmüş, geriye kalanların da toparlanması en az üç-beş yıl zaman alacaktır. Hükûmet tarafından dondan mağdur olan üreticilere talep edilmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir destek sağlanmamıştır. Mersin'e ve Çukurova'ya yeterli desteği sağlayamayan iktidar, bu kez son yaşanan zirai don olayını inşallah seyretmekle kalmaz ve çiftçilerimizi kendi kaderlerine terk etmez. Tüm ülkemizde ve Mersin'de bu yıl hemen hemen her üründe büyük rekolte kayıpları yaşanacaktır. Bu durum, ülkemiz ve ülkemiz ekonomisi açısından büyük bir talihsizliktir. Çiftçimizin bu zor iklim ve ekonomik şartlarda bahçe ve arazilerine tekrar masraf edecek durumları kalmamış, bu ağır yükün ve yüksek faturaların altından kalkabilmeleri için mutlaka desteğe ihtiyaçları vardır. Hükûmet acilen zirai don yaşanan tüm bölgeleri doğal afet bölgesi ilan etmeli, bu bölgelerde bir an evvel tespitler yapmalı, çiftçilerimizin zararları telafi edilerek devlet tarafından karşılanmalıdır. Yüksek girdiler ve düşük satış fiyatları nedeniyle çiftçilerimiz zaten geçen yıl kazanç sağlayamamış, bankalara, Tarım Krediye ve piyasaya olan borçlarını ödeyememiştir. Hiç zaman kaybetmeden çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri borçları ya silinmeli ya da faizsiz olarak ertelenmeli, yeniden ekim dikim yapabilmeleri, ağaçlarına ve arazilerine sahip çıkabilmeleri için gerekli olan maddi, faizsiz ve uzun vadeli kredi desteği sağlanmalıdır. Ayrıca, ihtiyaç duyulan yerlerde tohum, mazot, gübre, fide ve fidan desteği sağlanmalıdır. Her zaman söylüyoruz, tarım ürünleri stratejik ürünlerdir; bu nedenle, tarımda yaşanan sorunlar ve ürün kayıpları yalnızca üreticilerimizi değil tüketicilerimizi de etkileyecektir” dedi.

KIŞ; “ÇİFTÇİ TESPİT DEĞİL, DESTEK BEKLİYOR”

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “Seçim bölgem Mersin'de şubat ayından itibaren yaşanan zirai don felaketi üreticimizin emeğini, alın terini, bir yıllık umudunu yok etti. Narenciye bahçeleri yandı, binlerce çiftçi perişan oldu. İktidar ne yaptı? Ne afet bölgesi ilan etti ne borçları erteledi ne de TARSİM ödemelerini hızlandırdı. Sayın Bakan hâlâ "Tespit yapıyoruz." diyor. Mersinli çiftçi Sayın Bakandan tespit değil destek bekliyor. Bu, sadece üreticinin değil tüm Mersinlinin sorunudur çünkü bu felaketin faturası yakında sofralara yansıyacak, marketlerde fiyatlar artacak, mutfaklar yangın yerine dönecek ama siz sarayı korumak için Merkez Bankasının 46 milyar dolarlık rezervini yaktınız. O parayla çiftçilere destek olsaydınız çiftçilerimiz nefes aldırdı. Tarım çökerse ekonomi çöker. Çiftçiye sahip çıkmak bu memlekete sahip çıkmaktır” şeklinde konuştu.

DİNÇ; “ÇİFTÇİ ÇÖKERSE MEMLEKET ÇÖKER”

HÜDA Par Mersin Milletvekili Faruk Dinç,  “Şubat ayında Mersin'de, şimdi de başta Malatya olmak üzere 36 ilimizde etkili olan zirai don özellikle meyve ağaçlarına ciddi bir zarar verdi. Ülkemize yıllık 500 milyon dolar getiri sağlayan kayısı bu yıl neredeyse yok oldu. Elma bahçelerinden badem, ceviz bahçelerine kadar pek çok tarımsal ürün zarar gördü. Tarım Bakanımızın "Tarihimizin en büyük zirai don olaylarından biri." dediği bu afete karşı çiftçimiz desteklenmelidir. Özellikle, deprem bölgesindeki iller olan Malatya, Kahramanmaraş, Antep, Elâzığ ve Adıyamanlı çiftçilerimize yeni destekler sunulmalı, depremin yaralarını sarmaya çalışan vatandaşlarımız tarımsal borçlarla uğraşmak zorunda kalmamalıdır. Çiftçimize verilecek her destek enflasyonla mücadele için atılan bir adım olarak değerlendirilmelidir. Çiftçilerimizin borçları ertelenmeli, verilen destekler artırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki çiftçi çökerse memleket çöker” ifadelerini kullandı.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!








 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA