Necdet TAŞ
Mersin’in Silifke ilçesinde 1983’te yapımına başlanan ve 1985’te faaliyete geçen Silifke Taşucu Limanı’nda yapılması planlanan tersane projesi için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2019 yılı Mayıs ayında onaylandı. Bakanlığın onayı ile birlikte Doğu Akdeniz’in ilk tersanesi için çalışmalar hızlandı. 2003 yılında 49 yıllığına işletme ihalesini alan Mersin Ortak Girişimi olan Akdeniz Taşucu Gemi Sanayi AŞ (AKTER AŞ) de imar planı çalışmalarının tamamlanması için harekete geçti. Konuyla ilgili yıllardır Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nden çıkacak imar kararını bekleyen şirketin projeye hız vermesi ile meclis de konuyla ilgili kararını vermek için kolları sıvamıştı.
“BİLİMSELLİKTEN UZAK BİR PROJE”
Konuyla ilgili Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde (MGC) basın açıklaması yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar, “Yapılması düşünülen tersane projesinin yer seçim kararı incelendiğinde yer alan proje alanının yakın çevresinde ilçe konut yerleşim alanı, turizm amaçlı kullanılan Kum Mahallesinde yer alan ikincil konut alanları ve doğusunda özel çevre ve koruma bölgesi statüsünde yer alan Göksu Deltası yer almaktadır. Yapılacak olan tesisin ve özellikle deniz tarafına yapılacak olan dolgu alanının çevresel anlamda yakın çevresinde yer alan mevcut ve doğal dokuya ne denli zarar vereceği gözlemlenmektedir. Unutmamalıdır ki; Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Alanı, 15 bin hektarlık bir alandan oluşmakta olup; sulak alanların dünya çapında korunması ve akılcı kullanılması için 1971 yılında imzalanan, Ramsar Sözleşmesi kapsamında özel korumaya alınan uluslar arası öneme sahip Türkiye’deki en önemli koruma alanlarından biridir. Göksu Deltası, karasal ve denizel ekosistemleri ile bir bütün olarak yukarıda anılan ayrıcalıklı özelliklere sahiptir. Karada ya da denizdeki ekosistemlere verilecek etkiler bu özelliklere tehdit edebilir, ekolojik süreçleri kesintiye uğratabilir. Yapılması düşünülen tersane alanının Göksu Deltasına komşu olması, işletmeden kaynaklanacak su kirliliği, gemi trafiğinden kaynaklanacak kirlilik ile olası deniz kazalarının yaratabileceği kirliliğin hızlı bir şekilde delta kıyılarına ve deniz ile bağlantılı lagün sistemine taşınmasına yol açabilir. Bu anlamda her ne kadar yapılması planlanan tersane özel çevre koruma bölgesinin dışında da olsa, planlanan bölgenin yakınlığı buradaki flora ve faonayı olumsuz etkileyecektir. Bir diğer yer seçimi eleştirisi olarak Mersin- Adana çevre düzeni planı ve üst ölçekte yer alan bütün stratejik planlarda özellikle Silifke ve Taşucu bölgesi bir kısmı özel çevre koruma bölgesinde koruma altında yer almakta. Diğer kısımlarda Boğsak, Kargıcak, Narlıkuyu turizm alanları ve İncekum ve Kum Mahallesi içerisindeki sahil alanları ile sürekli turizm merkezi olarak plan kararları üretilmiştir. Kentimizde son dönemlerde turizm bölgesi olarak ilan edilen alanlara turizm değerleri ile çelişen kullanımların önerilmesi dikkat çekmekte. Ortaburun Turizm Merkezinin arka koyunda yer alan Nükleer Santral Tesisi, Kazanlı Karaduvar turizm Bölgesi yakın çevresine yapılması düşünülen Polipropilen tesisi ve Taşucu Silifke Turizm alanı içerisine planlanan tersane alanının yer seçimlerinin bilimsellikten ve planlama ilkelerinden uzak, tamamen belirli kişilere tahsis edilmiş arsalar üzerinden proje geliştirilmeye çalışılması gözlemlenmektedir. Bütünleyici bir bakış çerçevesinde bu tür yer seçim anlayışı ile Mersin’de doğal alanlarımızın zarar görmesi ve halk sağlığına etki edebilecek unsurlar ortaya çıkmasına neden olmaktadır” dedi.
“ÇEVRE PROBLEMLERİ ORTAYA ÇIKACAK”
Ayrıca söz konusu tersane projesinin hizmet amaçları belirtilirken söz konusu faaliyet ile birlikte sektörde deniz araçları üretimi ile bakım-onarım hizmetleri ile birlikte gemi sanayine eksiksiz hizmet verilmesinin amaçlandığını kaydeden Atar, “İlk yıl içerisinde toplamda 100 adet deniz aracına bakım, onarım hizmetleri verilmesi planlanmaktadır. Söz konusu amaç ile Antalya, Mersin, İskenderun, BOTAŞ, Ceyhan-Toros limanlarına gelen gemiler ile Akdeniz’e kıyısı bulunan Doğu Akdeniz’deki Beyrut, Hayfa, İskenderiye gibi yakın ülke limanlarına elen gemiler ve Süveyş Kanalı’ndan geçen gemilerin bakım-onarım ve havuzlama ihtiyaçlarını karşılamak üzere Taşucu Tersanesi bakım, onarım ve havuzlama hizmeti verilecek konumda yer alacaktır. Bu durum proje faaliyetlerinde yazılı olarak belitilen amaç ile olası karşılaşabileceğimiz gerçek amaç arasında paralellik olmadığı, halihazırda tersanenin faaliyetleri sonucu ciddi oranda kent ve çevre problemlerinin ortaya çıkacağı ve oluşacak riskin giderek artacağı göz ardı edilmemelidir. Mersin’in Silifke ilçesinde yapımak istenen Taşucu Tersanesi ile ilgili yurttaşlarımı ve kamuoyunun kaygılarının ciddi oranda belirmesi ve artması sonucu konu ile ilgili proje aktörlerinden Deniz Ticaret Odası ile onay mercii konumunda yer alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgemiz nezdinde kentimizin gelişim eğilimlerini dikkate alarak kent ve çevre güvenliği göz önünde bulundurularak tekrar görüşülüp, değerlendirilmesini talep ediyoruz. kent düzleminde ekolojik yıkıma neden olabilecek hiçbir hegomonik yatırımın kabul edilmeyeceği sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam ilkelerini uygun olmadığını vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.