Bazı şeyler vardır,  yıllar geçse de unutulmaz. Öyle acılar vardır ki.. Bırakın ayları yüzyıllar geçse de acısı dinmez. Biliyorsunuz, her yıl Şubat ayı gelince o acılar yeniden tazeleniyor..

Gözyaşları yeniden çağlayan oluyor. Çünkü böyle bir vahşeti unutmak için yüzyıl geçse yetmez. Önceki gün ziyaretime gelen şair arkadaşım İmam Özel ile, yıllar evvel işlenen Özgecan Aslan cinayetini konuşuyoruz. Kendisi yazdığı şiirlerle halkın  düşüncelerine tercüman olan bir emekli eğitimci..

Değerli bir şairimiz. Ziyaretime gelişinde,  Özgecan Aslan için yazdığı şiirin yer aldığı kağıdı uzattı. Beni çok duygulandıran, yeniden üzüntülere sevk eden o mısraları okumaya başladım.

xx

ÖZGECAN ANISINA

Akşam haberlerde izledim seni

Dilim sustu , kızamıyom ÖZGECAN .

Belki bir yalandır, gizledim seni

Kader derler, bozamıyom ÖZGECAN .

xx

Kadına şiddeti , yıkalım seti

Hayvan diyemiyom, daha da kötü

Bıçaklayıp kesmek, yakmak vahşeti

Gözüm doldu , yazamıyom ÖZGECAN .

xx

Öyle ki piskopat , çirkefe batık

İnsan müsvettesi, kenara atık

Vicdansız , şerefsiz, nasıl yaratık

Düşünüyom, çözemiyom ÖZGECAN .

xx

Büyük hayallerle girmişken ÇAĞ'a

Tomurcuğun dönüşmeden yaprağa

Bu gidişin kor, düşürdü ocağa

Dertler arttı , dizemiyom ÖZGECAN .

xx

İmam sazı aldım, telim titredi

Sen daha goncasın, gülüm titredi

Yazarken kalemim, elim titredi

İnsan diye , gezemiyom ÖZGECAN .

xx

Ne yazık ki, son yıllarda bazı kendini bilmezler, gözü dönmüşler, ne yazık ki, kadınları, gencecik kızları ve çocukları bile kötü emellerine alet etmekte veya hunharca öldürmektedir. Bunlardan en barizi ve acısı en çok hissedilenlerden birisi ise Özgecan Aslan cinayetidir.

Hatırlayın..

Tarsuslu genç kızımız Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 tarihinde hunlarca katledildi. 20 yaşında hayatının baharında olan bir genç kız, bir öğrenci, bir çiçek maalesef Tarsus’ta yaşayan bir cani tarafından kaçırılıp daha sonra canına kastedildi.Ve o gencecik kızımız kara toprak oldu..

Bugün olayın vukubulmasının ardından 10 yıl geçti. Aradan 10  asır bile geçse, yaşanan bu hunharca cinayet, vahşetin bir örneği olarak hafızalarda yerini korumaktadır. Bu olaya sadece bizler değil, Türkiye geneli, hatta tüm dünyadan ağır kınamalar ve eleştiriler gelmiştir.. İnsan haklarına aykırı bu olayı yapanlar lanetlenmiştir.

Sonrasında ise katil zanlılarından birisi kaldığı cezaevinde , bu olayı hazmedemeyen bir başka mahkum tarafından vurularak öldürülmüştür. Bu yaşananlar tarih kitaplarına, gazetelere, TV’lere, internet sitelerine kazınarak unutulmaması ve başkalarının başına bu tür olayların gelmemesi için temennide bulunulmuştur.

Xx

Şimdi bu olayı gözünüzün önüne getirip bir empati yapın. Kendinizi o genç kızın annesi, babası yada yakınlarının yerine koyun. Böyle bir vahşeti kabul edebilir misiniz? Elbette cevabı hayır.. Çünkü insan olan insana, hatta diğer canlılara bile böyle bir vahşet yapamaz.

O halde Özgecan’ın vahşice katledilmesinden önce olsun, sonra olsun, bugünlerde olsun, Özgecan Aslan olayının aynısı olmasa bile birçok kadınımız ve genç kızımız, çocuklarımız sapık ruhlu kişilerin tacizine veya saldırısına maruz kalmaktadır.

Bunları önlemek için önce eğitim şart. Burada tüm anne ve babalara görev düşmektedir. Yetiştirdikleri evlatlarına insan haklarını, kadına ve çocuklara sevgi ve saygı gösterilmesini öğretmeliler. Ve en önemlisi Yüce yaradanın yarattığı en değerli varlık olan insanlara kötü muamele edilmemesini, canlarına kastedilmemesini anlatmalılar. Anlatmalılar ki.. Öğretmeliler ki..Bir daha böyle vahşice cinayetler olmasın..