Proje okullarında kıyım ve sürgün!


Mersin’de eğitim sendikaları, proje okullarında yapılan öğretmen atamalarındaki keyfi uygulamalara tepki gösterdi. Uygulamanın bir proje değil tasfiye operasyonu olduğunu iddia eden Eğitim-İş Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, “Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur. Norm kadro fazlası bahanesiyle, on yıllardır emek veren öğretmenler başka ilçelere, bazen 100 kilometre öteye gönderilmek istenmektedir. Bu sadece hukuka aykırı değil, aynı zamanda eğitimin ruhuna, okul kültürüne, öğrenci-öğretmen ilişkisine ihanettir. Proje değil, adalet istiyoruz” dedi. Uygulamaya bir tepki de hükümete yakın eğitim sendikasından geldi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 No’lu Şube Başkanı Ertuğrul Yıldız, proje okullarında takdir yetkisine dayanan tasarruflarla öğretmenlerin mağdur edilmemesi çağrısında bulundu.

 

Tarih : 15 Nisan 2025 Salı 14:07

Necdet TAŞ

Proje okullarında yapılan atama ve görev değişikliği nedeniyle pek çok öğretmenin ya yeri değiştirildi ya kadro dışı bırakıldı. Mersin’de birçok okulda öğretmenlerin görev yeri değişti. Mersin’de eğitim sendikaları proje okullarında yapılan öğretmen atamalarındaki keyfi uygulamalara tepki gösterdi. Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Mersin Şubesi üyeleri, ‘Öğretmen Kıyımı ve Sürgün Projesi’ olarak adlandırdıkları projeye karşı alanlara indi. Tevfik Sırrı Gür Anadolu Lisesi yanında İstiklal Caddesi üzerindeki trafiğe kapalı sokağın girişinde basına ve kamuoyuna yönelik basın açıklaması yapan sendika üyeleri öğretmenlerin mağdur edilmesine tepki gösterdi.

TEKİN; “BU BİR PROJE DEĞİL, BİR TASFİYE OPERASYONUDUR”

Burada bir açıklama yapan Eğitim-İş Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Ne yazık ki bu anlayış, özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Millî Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hâle gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil; uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise "proje okulları" adı altında sürdürülen politikadır. 2014 yılında, dönemin Bakanı Nabi Avcı tarafından 44 okulda başlatılan ve başlangıçta “ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar” şeklinde sunulan bu model, bugün itibariyle 2318 okula ulaşmış, kapsamı büyütülmüş ancak içeriği boşaltılmıştır. Proje okulları adı altında yapılan şey, açıkça eşitsizliğin kurumsallaştırılması, öğretmenin hukuki güvencelerinin yok edilmesi, eğitimde liyakatin ve yerleşik kültürlerin tahrip edilmesidir. Bu sürecin mimarı, bugünün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin. Daha 2014 yılında, dönemin müsteşarıyken söylediği şu sözler bugün yaşadıklarımızın habercisiydi: “Mevzuatlar bize engel oluyor. Ama biz siyasi iradeyle hareket ediyoruz. Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız.” Ve yaptılar. Bugün öğretmenler kıyıma uğruyor, sürgün ediliyor. Okulların yıllardır oluşan iklimi darmadağın ediliyor. Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur” ifadelerini kullandı. Bu itirafın, aslında bütün bu sürecin siyasi ve ideolojik bir projenin ürünü olduğunu gösterdiğini öne süren Tekin, “Proje okulları uygulaması ile bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir. Bu da açıkça, mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimidir. Bugün yüzlerce öğretmenimiz, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürülmektedir. İzmir Atatürk Lisesi gibi Cumhuriyet değerleriyle özdeşleşmiş köklü kurumlarda, bir gecede 60 öğretmen görevden alınmıştır. Norm kadro fazlası bahanesiyle, on yıllardır emek veren öğretmenler başka ilçelere, bazen 100 kilometre öteye gönderilmek istenmektedir. Bu sadece hukuka aykırı değil, aynı zamanda eğitimin ruhuna, okul kültürüne, öğrenci-öğretmen ilişkisine ihanettir” dedi.

“PROJE DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ”

Projeye tepkilerini sürdüren Tekin, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e şu soruları yöneltti; “Şimdi soruyoruz: Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir? Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür? Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir? Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığar? Devlet memurluğu güvencedir.  Devlet memurluğu, siyasi iktidara göre değil; anayasa ve yasalara göre görev yapma sorumluluğudur. Bugün proje okulları aracılığıyla yapılan şey, bu güvenceyi ortadan kaldırmak, öğretmenleri itaate zorlamaktır. Eğitim-İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz: “Proje okulu” adı altında yürütülen bu uygulama, bir okul geliştirme projesi değil; siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir. Köklü okulların emekle, alın teriyle, yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenler bir bir tasfiye ediliyor. Bu sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün, birikimin ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının sistemli biçimde tasfiyesidir. Neden mi? Çünkü onların hedefi açık: Liyakatsizliği teşvik ederek biat eden kadrolar yaratmak, düşünmeyen nesiller yetiştirerek sorgulama kültürünü ortadan kaldırmak, Cumhuriyet'in temelini oluşturan laik, bilimsel ve kamusal eğitimi çökertmek. Kırk yıllık bir öğretmeni, yıllarını eğitime ve öğrencilerine adamış bir insanı, tek bir yazıyla, tek bir imzayla görevden almak kolay. Ama onun öğrencilerinin yüreğinde bıraktığı izi, düşünce dünyasında açtığı kapıları, hayata dokunuşunu silmek imkânsız. Gerçek öğretmen, sınıflarda sadece ders anlatmaz; geleceği şekillendirir, insan inşa eder. Bugün sistemli bir şekilde görevden uzaklaştırılan o öğretmenler, aslında Cumhuriyet’in devrimci eğitim mirasını temsil ediyor. Ve artık çok açıktır ki, yavaş yavaş aşındırdıkları Cumhuriyet’in en derin, en hayati damarına ulaştılar: Eğitime. Çünkü biliyorlar ki Cumhuriyet’i yıkmanın en kestirme yolu, onu var eden eğitim devrimini yok etmektir. Köy Enstitülerinden bugüne taşınan ilerici eğitim anlayışını tasfiye etmek; özgür, eşit, laik bir toplum idealinden vazgeçirmek demektir. Ama unuttukları bir şey var: O öğretmenler yalnızca bir meslek grubunun değil, bir halkın vicdanıdır. Buradan hem Millî Eğitim Bakanlığı’na hem siyasi iktidara sesleniyoruz: Tüm öğretmenler için eşit ve adil atama sistemi istiyoruz. Tüm öğrenciler için eşit ve nitelikli eğitim hakkı istiyoruz. Öğretmenlerin sürgünle terbiye edilmediği, eğitimde liyakat ve hukuk ilkesinin esas alındığı bir sistem istiyoruz. Eğitim-İş olarak biz, hiçbir öğretmenimizin yalnız olmadığını bir kez daha hatırlatıyor, bu hukuksuz atamalara karşı her türlü yasal mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz. Proje değil, adalet istiyoruz. Bu adaletsizliğe karşı yalnız biz değil, halk da sessiz kalmıyor. Ülkenin dört bir yanındaki birçok köklü okulda, öğrenciler ve mezunlar, yıllarını eğitime vermiş öğretmenlerine sahip çıkmak için eylemler başlatmıştır. Gençlerimiz, kendilerine ışık tutan öğretmenlerinin yanında durarak yalnızca bir hak ihlaline değil; Cumhuriyet’in eğitim anlayışına da sahip çıktıklarını haykırmaktadır. Bu dayanışma, karanlığa karşı yanan umut ateşidir. Ve biz o ateşi birlikte büyüteceğiz. Proje değil, adalet istiyoruz!”

YILDIZ; “TAKDİR YETKİSİNE DAYANAN TASARRUFLARLA ÖĞRETMENLER MAĞDUR EDİLMEMELİ”

Uygulamaya bir tepki de hükümete yakın eğitim sendikasından geldi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Mersin 1 No’lu Şube Başkanı Ertuğrul Yıldız ise, “Milli Eğitim Bakanlığınca özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen ataması ve yönetici görevlendirme süreci tamamlandı. Ancak, bu süreçte çok sayıda öğretmen ve yönetici adayının tercihte bulunmasına rağmen söz konusu eğitim kurumlarına atamalarının ve görevlendirilmelerinin yapılmadığı görülmüştür. Öğretmen ve yöneticilerin bahse konu okullarda görevlerini başarıyla yürütmelerine rağmen başarısızlık, yetersizlik ya da disiplin cezası gibi somut bir gerekçe ortaya konulmadan atama ve görevlendirme taleplerinin yerine getirilmemesi bir hak ihlalidir. Bunun yanında, özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına yeniden ataması veya görevlendirilmesi yapılmayan bu öğretmen ve yöneticilerimizin “norm kadro” fazlası sayılarak resen atamaya tabi tutulmaları yeni bir hak ihlaline daha neden olacaktır. Ayrıca “norm kadro fazlası” öğretmenlerin atamaları için valilikler bünyesindeki ilçe gruplarının oluşumunda objektif kriterlerin dikkate alınmadığı yönündeki eleştiriler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kapsamda, proje okullarında görevlendirilmesi/ataması yapılmayan öğretmen ve yöneticilerin “norm kadro fazlası” değerlendirilerek bir atama sürecine dâhil edilmelerinin ise çok sayıda davaya konu oluşturacağı öngörülmelidir. Bu sebeple görevleri sona eren öğretmen ve yöneticilerimizin atanacakları eğitim kurumlarının, tercihleri doğrultusunda belirlenmesi bu ihlalin önüne geçecektir. Proje okullarında takdir yetkisine dayanan tasarruflarla öğretmenler mağdur edilmemelidir” ifadelerini kullandı.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!








 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA